Gönül Hırsızı AŞK-I CEHENNEM...

Bölüm 12: TEKLİF

Mert, Zeynep'in yaşadığı büyük şaşkınlığın farkındaydı . Genç kızın duyduğu bu sözlerle kafası artık iyice karışmıştı.

Sadece "benimle evlenmek mi ...?" diyebildi fısıltı gibi çıkan sesiyle .

Mert çok içtendi ona karşı, onun tüm samimiyetine inanıp hayatının kadını olmasını istiyordu.
"Seni daha o ilk gördüğüm zaman Zeynep, benim olmanı istedim o an sadece benim, o ilk anda benim cehennemim olduğunu anladım."genç adam konuştukça kafası daha da allak bullak olmuştu Zeyneb'in .

"Cehennem mi? Ne diyorsun sen, ben hiç bir şey anlamadım. Seninle geçirdiğimiz bir ayda bana hiç bu şekilde baktığını görmedim hissetmedim de , şu an söylediklerini anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum ve cehennem nedir ?"

"Bu cehennem dediğim şey bizim aile inancımızdır.Bunu daha sonra anlatırım sana söz ama çok vaktimiz yok, ben bunu bırak bir ay sonrasını. O ilk gün söyleseydim o zaman tepkin ne olurdu?"
"Sanırım geldiğim gibi geri kaçardım".
"Peki ya şimdi "
"Şaşkınım ama kaçmıyorum. Bu öyle gözü kapalı verilecek bir karar değil ki"

''Beni istiyorsun öyle değil mi?''

''Bunu inkar etmiyorum ki'' derken Mert kıza yaklaşıp onu göğsüne yasladı, saçları çenesini okşarken o dayanılmaz kokusunu tekrar içine çekti Mert.

''Daha evlenmemiz için çok erken''

''Neden bekleyelim ki! Beklemek sana olan duygularımı değiştirmeyecek''

''Belki öyle ama bizim birbirimizi tanımak için zamana ihtiyacımız var.''

'Lütfen biraz mantıklı ol Hakan, sen benim tanıdığım en mantıklı, zeki insanlardansın, biraz düşünürsen bana hak vereceksin, biz birbirimizi doğru dürüst tanımıyoruz bile.''

Kardeşinin adını Zeyneb'in ağzından her duyduğunda , ona gerçek adını söylememek için kendini zor tutuyordu Mert. Zeyneb'in ağzından sadece kendi adını duymak istiyordu Hakan'ı değil. Ama her şeyden önce onu Kıbrıs'a gelmeye ikna etmesi gerekiyordu. Yoksa bu gece için yaptığı bütün planlar boşa gidecekti.

Mert Zeyneb'i Hakan'la randevusundan tam bir saat önce başka bir yere çağırması, özel araba yollaması ve hatta onları Kıbrıs'a götürecek özel uçak ve daha önemlisi bu buluşma için Zahide annesini araya sokması ve Zahide annenin Hakanla konuşup Zeyneb'in gelemeyeceği konusunda Hakan'a söyleyeceği bahaneler, bütün bunların hepsi karşısındaki kadını etkilemek ve ona sahip olmak içindi.

"Aslında sen de çok zeki ve akıllı bir kızsın. Ama gördüğün gibi çok zeki ve akıllı olmak her zaman mutluluk getirmiyor. Her şey zeki, akıllı , kuralcı olmakla bitmiyor , bazen insanlar mutlu olmak için bu sınırları, kuralları aşmayı bilmeli."

''Evet haklı olabilirsin bunu ben de kabul ediyorum''

O zaman hadi benimle el gidelim'' dedi Mert.

Zeyneb'in aklı iyice karışmış, elleri titremeye başladı'' Peki Zahide hanım, babaannen, ağabeyin Semih, parti ne olacak , senin bu gece orada olman lazım, Kıbrıs'a başka zaman gidebiliriz.''

'' Zahide anneme bundan bahsettim, Semih ve eşi de biliyor, onlar ikimizin adına ailenin diğer üyelerinden özür dileyecek.Yani ailem bu konuda bilgi sahibi ve ben onların rızalarını aldım merak edilecek bir şey yok.''

Zeynep yeniden itiraz edemeden Mert onu tekrar bu kez daha büyük bir arzuyla öptü.

Bu öpücük Zeyneb'in başını döndürmüştü. Hep neden beni daha önce böyle öpmedi sorusu olsa da o bu adamın peşinden gidecekti.

''Bana güven Zeynep, ikimize bir şans ver ''dedi Mert.

Genç kız büyülenmiş bir şekilde bakıyordu Mert'e .Bir adam nasıl bu kadar güzel tatlı gülümser ,bu adama karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu, kendini bundan alı koyamıyordu.

'' Seninle cehenneme bile giderim.''derken Mert, genç kızın gözlerine baktıkça eridiğini hissediyordu, böyle bir çekimi hayatı boyunca yaşamamıştı.

''Ama bu şekilde evlenemeyiz, yani ben evlenemem ''.

''Göreceğiz bakalım.''

''Çok ciddiyim Hakan, seninle geliyorum ama evlenmiyoruz.''

''Ben de çok ciddiyim güzelim .ben seni saran, öpen, koklayan kocan olmak istiyorum.''

Genç adam onu kendine doğru bir kez daha çekip tekrar bu kez daha uzun öptü. Bu kez konuşmadan sadece ellerini sımsıkı tutup otelden ayrıldılar.