Gözlerimi açtığımda gökyüzüne bakmayı beklerken odamın tavanına bakıyordum. Biraz kıpırdandılarsa sonra arkamı döndüğümde bana bakan bir çift gözü ve huzur bulduğum gülümsemesi ile kocamı görünce bende ona gülümsedim.
"Saat kaç oldu?"
"19"
"Hadi ya o kadar saat nasıl uyudum ben"
"Çocuklar yoruyor galiba seni" dediğinde gülümseyip olumsuz anlamda başımı salladım. Ellerimi karnıma götürdüğümde
"Annelerini yormuyorlar ki sadece uykumu getiriyorlar" olumlu anlamda başımı salladığında
"Ayşe teyze bir kaç gün gelmeyecek bi akrabası rahatsızlanmış onun yanına gitti"
"Hadi ya geçmiş olsun inşallah ciddi bir şey değildir?"
"Yok değilmiş ama tek başınaymış o yüzden gitti"
"Desene birkaç gün benim yemeklerime mahkumsun" sesli bir kahkaha attığında
"Senin elinden zehir olsa yerim güzelim ama Ayşe teyze giderken yemek yapmış"
"Öyle olsun bakalım" dedikten sonra yataktan kalkıyordum ki güçlü elleriyle beni kendine çekip
"Nereye bakalım"
"Banyoya gideceğim Ateş"
"Ne işim var ya banyoda" dediği şey ile gözlerimi devirdiğimde
"Terledim banyo yapacağım hem kendime gelirim"
"Ama ben senin kokuna kurban olurum" dediğinde başını boynuma gömmüş bir yandan beni koklarken bir yandan küçük öpücükler bırakmayı ihmal etmiyordu. Bu haline gülümsediğimde beni baştan çıkarmaya çalışmaya başlamış ve bunu da güzelce başarıyordu.
"Şey ama banyo yapmam lazım"
"O zaman birlikte yapalım" deyip beni de ayağa kaldırdığında istikametimiz banyo olmuştu. Ve yaptığı her şey ile beni baştan çıkarmaya kararlıydı...

************
1 Hafta Sonra

Ellerini ellerime kenetlemiş merdivenleri çıkarken ikimizinde kalp atışları duyuluyordu. İkide bir bana bakıp gülümserken elini daha çok sıktım heyecanımı belli etmeye çalışarak. Kapının önüne geldiğimizde yavaşça kapıya tıklatıp içeri girdik
"Hoş geldiniz"
"Hoş bulduk"
"Heyecan var mı?"
"Çok heyecanlıyız" dediğimde Ateş ile birbirimize bakıyorduk.
" O zaman bu heyecanlı çifti daha fazla merakta bırakmadan bebeklerimize bakalım" dediğinde ultrasonun olduğu yere doğru gidip hasta yatağına uzanmıştım. Karnımı açtığımda çapkınca bana bakan kocama tebessüm edip öyle bakmaması için kaş göz işareti yaparken doktor hanımın öksürmesi ile mahçupça ona döndüğümde elindeki jeli karnıma dökmesiyle irkildim sonra yavaşça elinde olan aleti karnıma tutup ekranda bir şeylere bakıyordu. Ateş'in surat ifadesine baktığımda meraktan çatlamış vaziyette
"Bende görmek istiyorum iyiler mi?"
"Merak etmeyin gayet iyiler ama oğlunuz biraz yaramaz galiba çok kıpır kıpır" ekranı bana doğru döndürürken bir oğlum olacağını duyduğumda gözlerim dolmaya başlamıştı. Ateş'in de oldukça memnun olduğu yüz ifadesinden belliydi.
"Şu ufaklık biraz uslu dursa onuda anlayacağım çok utangaç galiba" deyip güldüğünde bizde tebessüm ettik. Merakla doktorun konuşmasını beklerken
"Ha yakalım seni küçük hanım" Ateş şaşkın şaşkın bana bakarken gözleri dolmuştu. Bir oğlumuz birde kızımız olacaktı. Ekrana bakarken akan göz yaşımı sildiğimde doktor hanımı izlemeye başladım.
"Şimdi kalp atışlarını duyalım" olumlu anlamda başımızı salladıktan sonra makinede bir şeyler yapıp odayı kaplayan kalp seslerini duyduk. Sildiğim gözyaşlarım yenisiyle yerini doldururken bakışlarımda sadece Ateş vardı gözünden akan yaşı hızla sildiğinde ağlarken ona gülmeye başladım. Ağamız ağladığını şaklamak istiyordu.
"Her şey yolunda karnınızı peçeteyle silip kalka bilirsiniz" deyip kendi masasına geçtiğinde Ateş'in yardımı ile karnımı silip ayağa kalktım. Doktorun yanına gittiğimizde ultrason resimlerini bize vermiş bir sonraki randevuda detaylı test yapacağını söylemişti.Odadan çıktığımızda Ateş'in bir şey söylemesini bekledim ama konuşmamayı tercih etmişti onun bu sessizliğine karşılık bende sustum. Arabaya bindiğimizde eve doğru gitmediğimizi anlamam uzun sürmedi
"Nereye gidiyoruz"
"Görürsün birazdan"
"Ateş nereye ya"
"Sabret hatun" oflayarak başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Arabanın aniden durması ile içimin geçtiğini uyuya kaldığımı anladım. Kendime gelip nereye geldiğimizi anlamaya çalışırken
"Hadi in" diyen kocamın dediklerini yapıyordum. Geldiğimiz yere bakınca gülümsemeden edemedim. Mardin tepesine çıkmıştık.
"Burada ne işimiz var"
"Ben seni sevdiğimi ilk burada kabul ettim hatun. 15 yaşındaydım ve emindim. Sen benim olmalıydın. Ve ben yine ilk senin için burada ağladım. 16 yaşında gittiğini duyduğum ilk gün çıldırmıştım. Beni nasıl bırakırsın diye. Tam dört yıl sonra geldiğini duyduğum anda yine bu tepede kara verdim ne yapıp edip seninle evleneceğime ve sen yokken de içip içip buraya geldiğim her seferinde senle hayaller kurdum. Ve şuan tam hayalimin orasındayım..." duraksayıp bir kaç adımda bir kaç santimlik mesafe bırakıp dibimde durdu
"Senin yanında çocuklarımla buradayım. Senden hem bir kızım hem bir oğlum olacak... Tam hayal ettiğim gibi, sen ve benim evliliğimizin sonucunda büyük bir mutluluk saracaktı içimi ve ben şuan tahmin edemeyeceğin kadar mutluyum" derken gözünden akan yaşa takılmıştım. Ben zaten ağlıyorum ama o ağlamamalıydı. Sıkıca sarıldığında bana kafasını saçlarımın arasına gömmüş bir yandan kokumu içine çekerken bir yandan ağlıyordu. Hiç bir zaman dinmeyen yaşlarım bu hareketi ile daha da hızlanırken kollarımı boynuna dolayıp daha sıkı sarıldım ömrüme...

 Yaşlı gözlerle benden ayrılırken "Çok teşekkür ederim bana bu mutluluğu yaşattığın için" gülümseyip "Ben teşekkür ederim hiç bir zaman benden vazgeçmediğin için""Nasıl vazgeçerim ki sende" deyip hızla aramızdaki mesafeyi yeniden sıfıra indirmişti

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Yaşlı gözlerle benden ayrılırken
"Çok teşekkür ederim bana bu mutluluğu yaşattığın için" gülümseyip
"Ben teşekkür ederim hiç bir zaman benden vazgeçmediğin için"
"Nasıl vazgeçerim ki sende" deyip hızla aramızdaki mesafeyi yeniden sıfıra indirmişti. Dudaklarımı dudaklarına esir etmiş ve hemen çekilmişti. Kısa ve öz olan bu öpücük karşısında gülümsemeden edememiştim. Elimden sıkıca tutup beni kendine çektiğinde başımı omzuna gömmüş manzaraya bakıyordum o ise belimi sıkıca kavrayıp  bana bakmak ile meşguldü. Bu halimize gülümserken başımı bir anda kaldırıp bir kaç adım ilerledim
"Gördün mü Mardin! Sana inat! Törene inat! Sevdim! Sevildim!"
"Gör Mardin! Her şeye inat! Onu benden uzaklaştırmana rağmen! Sevdim! Aldım!" Gülümseyerek birbirimize baktığımızda alnıma kısa bir öpücük kondurduktan sonra elimden tutup arabaya doğru yürümeye başladık.

Yine geç bir bölüm ile karşınızdayım bir kaç güne bir bölüm daha atıp bir hafta bölümsün bırakacağım sizi vizelere başlıyorum

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Yine geç bir bölüm ile karşınızdayım bir kaç güne bir bölüm daha atıp bir hafta bölümsün bırakacağım sizi vizelere başlıyorum. Yorum ve eğeni bekliyorum. Ayrıca diğer kitabıma lütfen bakın. Ona da beğeni çok olsun daha zevk ile yazayım 😘😘😘

O BENİM ABIMWo Geschichten leben. Entdecke jetzt