dört: paralı asker

Začít od začátku
                                    

"Doğru söyledin." Kherion iç çekti. "Will Solace'in ölümüne üzüldüğümü belirtmek isterim. Onun Elsiyum'a gideceğinden eminim."

Carmen sinirden mi yoksa üzüntüden mi kahkaha attığını bilmiyordu. "Benimle aynı cehenneme gidecek, Kherion. Kendini avutma." Carmen at adamı hızla yalnız bıraktı.

XXXX

Kar taneleri bir an olsun dinmedi. Genç kızın her adımını örterken tıpkı bir bedene uygulanan ölümcül bir zehir gibiydi. Sıkı sıkı mavi paltosuna sığınmış olan kızın hemen yanında neşeli bir şarkı mırıldanan Gumiho vardı.

Gumiho nedenini anlamadığı bir şekilde Nico di Angelo kılığına girmişti. Carmen bunun üzerinde pek durmadı, Hades melezi onu görmediği sürece herhangi bir sıkıntı yoktu.

"Şimdi ne yapacağız?" Carmen bunu mırıldanırken Gumiho şarkısına ara verdi ve sıkınlıkla iç çekti.

"Bilmiyorum, belki de şu Incubus'un işini bitirebiliriz." Gumiho yüzünü buruşturdu, konu ne zaman İblis'e gelse böyle oluyordu.

Carmen omuz silkmekte yetindi. İblis'in ölüp yaşaması pek umrunda değildi, ona olan borç defteri her geçen gün kalınlaşıyordu ve bundan yorulmuştu. Asalak diye düşündü İblis'i tarif edecek başka bir kelime bulamadı.

15. Kulübenin kapısını açarken Gumiho da arkasından onu takip etti. Yarı tilkinin kalacak bir yeri olmadığını anlamıştı. "Sence Hades melezine bakmalı mıyım?" Gumiho boş bir yatağa uzanırken omuz silkti.

"Uykuda kalması onun için iyidir." Nico di Angelo'nun sakinleştiğini Carmen da sanmıyordu, gücüyle kampı yerle bir edebilirdi.

Carmen tilki adamın ismini sormak için arkasını döndüğünde uyuyakaldığını gördü. Gumiho'nun bünyesi düşündüğünden iyiydi fakat herkes gibi o da kulübenin havasına yenik düşmüştü.

Genç kız merakla yan kulübeye baktı. Nico di Angelo'nun herhangi bir kıpırtısını görmüyordu. Uyuyordur diye geçirdi içinden her ne kadar halsiz olsada kızın uykusu yoktu.

Carmen dalgın dalgın bakmaya devam ederken karların arasında rengarenk bir çocuk bedenin koşturduğunu gördü. Mavi beyaz, kolsuz, kareli elbise giymiş çocuk neşeyle kıkırdıyordu.

Hypnos melezi çocuğu uyarmak için kendini dışarı attı. Bu kadar ufak bir çocuğu kim yazlık giysilerle dışarı salmıştı ki? Hızla kulübenin arkasına geldiğinde kızın ormana doğru tıpkı dans eden bir balerin gibi usulca ilerlediğini gördü.

Onu durdurmak için bağırdı Carmen fakat ufak kız onu dinlemiyor gibi gözüküyordu. Ormanın derinliklerine ilerlerken beline astığı hançeri sıkı sıkı tuttu, bu çocuğun canavar olmadığı ne malumdu?

Temkinli adımlarla ilerlerken akşama göre daha iyiydi sadece bir kez düşme tehlikesi geçirmişti ve herhangi bir nimfa onu kovalamamıştı. Küçük kız tekrar ağaçların arasında göründü sonra kayboldu. Carmen onu takip edeyim derken koca ağaç köküne takıldı ve yüzü koyun düştü.

Huysuz huysuz söylenirken, küçük kıza içten içe küfrediyordu. Ne zaman bir kahraman olmuştu da salak bir kızı umursuyordu. "Hadi ama Will seni hep bekliyorum." çocuk sesiyle iliklerine kadar titrediğini hissetti Carmen.

Küçük kız yüzünü asmış Carmen'a bakıyordu. Yeşil soluk gözleri bir yılana ait gibiydi, sıkıntıyla ikiye ördüğü saçlarının ucuyla oynuyordu. Hypnos melezi ayağa kalkarken bir canavar gibi bakıyordu ona. "Sen gerçek değilsin." mırıldanışına karşı kız güldü.

"Salıncağa ilk ben varacağım böylelikle beni sallamak zorunda kalacaksın." tekrar ağaçların arasında kaybolurken Carmen koşmak için atıldı.

Yüzünü ve ellerini çizen çam iğnelerini umursamadı. Kıza muhakkak ulaşması gerekiyordu. O gerçek değil, küçük kız zihninden geçenleri duymuş gibi tekrar belirdi ve kıkırdadı.

"Geç kalıyorsun.." son heceyi uzatırken tekrar kayboldu, Carmen akşam yattığı zaman bacaklarının sızım sızım sızlayacağını düşünüyordu.

Açıklık alana çıktığı zaman hızla etrafı taradı. Akarsuyun hemen yanındaki kayalığa oturmuş karaltı dışında etraf boş gözüküyordu. Çocuğun ağaçların arasından her an çıkacağı tedirginliğine rağmen elini hançerine attı ve karaltıyı yaklaştı.

Simsiyah saçlarını önüne eğmiş, soğuktan montuna sıkı sıkı sarılmış Nico di Angelo'dan başkası değildi. Başını dizlerine gömdüğü ve hıçkıra hıçkıra ağladığı için kızı fark etmediği her halinden belliydi.

Carmen burada olduğunu belirten herhangi bir hareket yapmadı, oğlan kendiliğinden başını kaldırdı ve gözleri kızla kesişti. "Bir hayaletle uğraşacak havada değilim." diye homurdandı Hayalet Kral, sesi ağlamaktan kısılmıştı.

Hypnos melezi inatla durmaya devam etti. Onu neden hayalet sandığını elbette biliyordu. Kızın cansız kahverengi saçları, sağlıksız teni ve soluk yeşil gözleri onu Yürüyen Ölüler dizisinden fırlamış gibi gösteriyordu. Eğer uzaktan dikkatli bakmazsanız kızın göz bebekleri dışında bir şey göremezsiniz, o kadar açık bir renkti ki irisleri beyazlara kolayca karışırdı.

"Sana gitmeni söyledim." oğlan elinden geldiğince bağırdı ama sesi kolayca çatladı. Carmen ona doğru ilerledi.

"Ben bir melezim ahmak hâlâ kanlı canlıyım." Carmen homurdanırken Nico afallamış duruyordu. Elini hançerden çekti ve iki yana salladı. "Carmen, Carmen Solace." kendini tanıtmak için elini uzattığında oğlan şaşkınca ona baktı. "Hypnos kabini." biraz daha açıklarken Hades melezi elini sıktı.

"Nico di Angelo." mırıldanırken gözlerini kızdan çekti. Carmen onun yanına otururken huysuz huysuz baktı ama herhangi bir şey dillendirmedi melez.

"Buraya doğru gelen bir kız çocuğu gördün mü?" Carmen merak ettiği şeyi söylerken oğlan bir deliymiş gibi ona baktı.

"Hayır." konuşmaya pek hevesli durmuyordu, Carmen yapısı itibariyle pek konuşmazdı zaten. "Will'in akrabası mısın?" oğlan ona bakmadı bile ilgisiz gözleri ağaçlarda dolanıyordu.

"Kuzeniyim." Carmen bunu söyler söylemez, Nico iç çekti. "Senin adına üzüldüm, seni gerçekten seviyordu." Hypnos melezi bunu ne kadar içtenlikle söyledi emin değildi ama sesi soğuk çıkıyordu.

Nico onu duymazdan geldi, aklını kurcalayan bir düşünceye kafasını yoruyor gibiydi. Carmen ayaklandı, küçük kız ya da kendisi bir şekilde onu buraya getirmişti ve aylak aylak burada oturmaya vakti yoktu.

"Ölüler rüya göremez, aptal." Nico di Angelo mırıldanırken Carmen arkasını döndü.

Hades melezinin gözündeki parıldama bir meleği cehenneme indiren şeytana ait gibiydi.

XXXX

lol
şu ikisi daha önce karşılaşsaydı daha hızlı yayımlardım kesin, iki kere sildim galiba tanışma anlarını. zaten hızlı oldu yani üç ay beklettiğini oldu sizi, şimdi terim soğumadan yayımlayım.

ikinci önemli şey carmen'nın yeraltı anıları. bunları geçmişe göndermeyi düşünmüyorum şu anda ama laf arası olsa bile carmen ayrıntılı bir şekilde anlatacak ya da anılarında geçecek. şimdi işkenceden rahatsız olacak falan varsa uyarıyım isterseniz bir sonraki bölümde kabaca anlatırım ama yukarıdakiler en ufağı onlarca kişi aklını kaçırdı bizim ki ucundan delirdi öylece keseceğim bir şey değil. Ki Incubus, İblis meselesi hep burada dönüyor ondan.

İyi günler efendim.

Hypnotic | nico di angeloKde žijí příběhy. Začni objevovat