Bahar'ın gözleri dolu dolu olurken Onur sert bakışlarını Kerem'e çevirdi. "Bu doğru mu Kerem?"

Kerem panikleyerek korkuyla saçını karıştırmaya başladı. O da bu haliyle tıpkı babasının kopyasıydı. Fakat o siyah saçları ve mavi gözleriyle tamamen Onur'un babası Erdem beye benzemişti. Bu nedenle babaannesi tarafından fazlaca şımartılıyordu. Onur annesini Kerem'i şımartmaması için uyarsa da Gülsima hanım bu yaramazın cazibesine kapılmaktan kendini alamıyordu. Küçük adam babasına çaresizlikle bakıp "Ben yapmadım baba" dedi. "Birkan yaptı"

Onur kaşlarını kaldırarak bakışlarını minik oğluna çevirdi. İki yaşındaki oğlu panikle babasına paytak paytak koşup paçasına yapıştı. "Ben yaptım baba!" dedi ağlamaklı, peltek sesiyle. "Ama Kerem söyledi. Yap sana çikolata vereceğim dedi"

Onur Kerem'e ters bir bakış atıp minik oğlunu kucağına aldı. Birkan'ın korku dolu ifadesine bakınca yumuşar gibi oldu ama bunun ona faydası olmayacağını bildiğinden gülümsemeden oğluna baktı. "Ablanı ne kadar üzdüğünüzün farkında mısın?"

Birkan dudaklarını büzüp başını yere eğdi. "Ama baba.." diye mırıldanırken Onur sadece onu sabaha kadar öpmek istiyordu. Ama yine de otoritesini korumak isteyerek "Ablanı bir çikolata için üzmeye değer mi?" diye sordu. Sesi ister istemez şefkatli haline dönmüştü. "Ben size zaten çikolatalı pasta getirmiştim. İsteseydin daha fazla getirirdim. Kerem'i neden dinledin? Bak ablan sizin yüzünüzden ağlıyor"

Birkan panikle ablasına baktı. Onun gözünden akan yaşları görünce dudaklarını büzüp aniden sesli sesli ağlamaya başladı. Kekeleyerek "Ben..ben özür dilerim" dedi. "Keyem dedi. Seninle oynamam dedi"

Birkan ağlamaya devam edince Bahar da koşarak onların yanına gelip yanaklarındaki yaşları silerken "Tamam ağlama. Bak ağlamıyorum" dedi. Birkan ağlamaya devam ederken Onur da onu sakinleştirmek için "Tamam oğlum. Bak ablan daha çok üzülüyor" deyince minik oğlu susarak meraklı gözlerle ablasına baktı. Ablasının yüzündeki tebessümü görünce rahatlayarak yeniden özür diledi. Bahar Kerem'e ters bir bakış atıp kardeşinin ellerini tutarak "Seni çok seviyorum" dedi. Onur bu tablo karşısında duygulanmadan edemedi. Çocukları onun her şeyiydi ve onların birbirine böylesine sevgiyle bağlı olması onu çok mutlu ediyordu.

Aklına küçük yaramaz gelince kucağındaki Birkan'ı yere indirip ablasının yanına bıraktı. Ona merakla bakan Kerem'e sert bir bakış atıp "Hemen benimle geliyorsun" dedi. Onur hızla salondaki kapıdan bahçeye çıkarken Kerem de başı önünde onu takip etti. Onur, o da yanına geldiğinde kapıyı kapatıp dışarıya ses gitmesini engelledi. Ardından yeniden oğluna dönüp "Kardeşini yaramazlıklarına alet etmeye utanmıyor musun?" diye sordu.

Kerem başı önünde, dudaklarını ısırdı. "Ben de özür dilerim baba"

Onur göz devirip "Oğlum neden böyle yapıyorsun?" diye sordu. "Bahar'ı neden üzüyorsun?"

Kerem başını hızla kaldırıp babasına baktı. "O da Yağmur'a gidip Kerem çok yaramaz dedi. Yağmur'la oyun oynarken beni yanlarına almadılar"

Oğlunun niyetini anlayan Onur kendini gülmemek için zor tutarak bir nefes aldı. Kerem'in tüm derdi Yağmur'du. "Yarın seninle balık tutmaya gidiyoruz"

Küçük adam ceza beklerken babasının ona böyle bir ödül vermesi karşısında sevinçle zıplayarak "Oley" dedi. Onur hala ona ciddiyetle bakmaya devam ediyordu. "Yarın Yağmur bize gelecek ve onu görmeni istemiyorum"

Kerem'in gözleri bir anda açıldı. İtiraz ederek "Ama baba.." deyince Onur onu susturup "Aması yok Romeo!" dedi. "Bir süre Yağmur'u görmeyeceksin. Bu süre içinde umarım bir daha kardeşlerini üzmemeyi öğrenirsin"

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin