Bölüm 26

142K 7.2K 690
                                    




Keyifli Okumalar ❤️

**

Bölüm Şarkısı: Feridun Düzağaç - Düşler Sokağı

**

Aslı yavaş yavaş kendine gelmeye başladığında başında korkunç bir ağrı hissetti. Ona ne olduğunu bilmiyordu! Aklına bayılmadan önceki son dakikaları geldiğinde dehşetle irkildi. Emre onu bir tuzağa çekmişti ve şu an nerede olduğunu bilmiyordu. Yatar pozisyondaydı ve altındaki yumuşak zeminden yatağın üzerinde olduğunu düşündü. Ne ile karşılaşacağını bilemediği için gözlerini açmaktan korkuyordu. Göz kapaklarına vuran ışıklardan en azından karanlık bir odada olmadığını anladı. Fakat ne kadar zaman geçtiğini anlayamıyordu.  Emre'nin onunla bu odada olma düşüncesi aklına gelince dehşetle irkildi. O adamın onu neden kaçırdığını bilmiyordu ama eğer ellerindeki ve ayaklarındaki düğümleri açabilirse o adama bunun hesabını soracaktı. Elleri ve ayakları? Aslı başının ağrısı nedeniyle bunu daha yeni idrak ediyordu. Elleri ve ayakları birbirine yapışık ve bağlıydı. Korkunun ecele faydası olmadığını fark edince gözlerini yavaş yavaş aralamaya başladı. Güneş ışıkları gözlerine vurdukça gözlerini yeniden yumuyordu ama alıştıkça daha fazla açabiliyordu. Sonunda gözlerini tamamen araladığında gözüne ilk eskimiş beyaz perdeler çarptı. Hala gündüzdü ya da ertesi günün gündüzüydü, bilmiyordu. Çiçek desenli örtüsü olan bir yatağın üzerindeydi ve cama doğru dönük yan yatmıştı. Odada kendisinden başka birinin olduğuna dair bir yaşam belirtisi yoktu ama yine de emin olamazdı. Birbirine bağlı elleri ve ayaklarını yan döndürerek diğer tarafa döndüğünde üzerindeki elbisenin eteği iyice sıyrılmıştı. Genç kız bugün onu giyindiği için kendine lanet etti. Birleşik ellerini eteğinin ucuna götürüp itmeye çalıştı ama en fazla bir cm itebildi. Bedeniyle oynayarak yapmaya çalıştı ama onun eteğini daha fazla yukarı çektiğini fark edince vazgeçti. Bacaklarını karnına çekip en azından yapabildiği kadar bacaklarını gizlemeye çalıştı. Gözlerini yeniden odaya çevirdiğinde odada ondan başka birinin olmadığını görerek rahatladı. Bulunduğu yatak hariç odada üzerinde bir sürahi olan eski bir masa ve karşısındaki duvarı boydan boya kaplayan ahşap bir gardrop vardı. Odanın duvarları krem rengiydi; yer yer tenlenmiş olan duvardan boyalar dökülmüştü. Aslı'nın burasının neresi olabileceğine dair hiçbir fikri yoktu. İçindeki korku artarak onu titretmeye başlayınca ağlamaya başladı. Hayatında hiç olmadığı kadar korkuyordu. Anlaşılan Emre'yi gerçekten hiç tanımamıştı. Onun kendisine zarar verecek konuma gelmesini asla tahmin edemezdi. Kapı kilidinin açılma sesi gelince ağlamayı kesip korkuyla kimin içeri gireceğini görmek için kapıya baktı. Kapı yavaş yavaş aralanınca Aslı içeriye Emre'nin girdiğini gördü. Yüzü korku ifadesinden bir anda sinirli bir ifadeye döndü.

Emre onu görünce gülümsemeye başlayıp alayla "Uyandın demek?" dedi.

Aslı sinirle hırladı. "Emre manyak mısın sen? Neden kaçırdın beni?"

"Belli değil mi sevgilim? Seni o adamdan kurtardım işte. Artık o adama mecbur değilsin"

Aslı hayretle adama baktı. "Ne mecburiyeti ya! O adam benim kocam Emre, o benim kocam! İsteyerek gönüllü bir şekilde ben de onun karısı oldum!"

Emre bir an şaşkınlıkla donup kalsa da kendini hemen toparlayıp "Yalan söylüyorsun!" dedi. "O adamla bu kadar kısa sürede evlenmiş olamazsın. Sen beni seviyorsun!"

"Seni sevmiyorum Emre! Bana hiçbir şekilde saygı göstermeyen bir adamı nasıl sevebilirim?"

Emre'nin kaşları yay şeklini almıştı. Yüzündeki anlayışlı gülümsemeyle yatakta genç kızın yanına oturdu. "Biliyorum sevgilim, seni çok kırdım ama merak etme her şeyi telafi edeceğim"

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Where stories live. Discover now