-23-

62 6 71
                                    

MEDYAYI DEDİĞİM YERDE AÇIN LÜTFEN.

Bölüm hızlı geldi çünkü yaz bitmeden kitabı bitirmek istiyorum.

---

‘’ Ben Akira-san’ı seviyorum çünkü Akira-san benim annem. ‘’

Akira elindeki kağıda bakarken gözlerinin dolmasını engelleyemedi ve eliyle gözünün yaşını sildi. Karşısında duran Kuroko’ya bakıp sarıldı. Resimde kendisi ve Kuroko vardı, ikisi de gülüyordu. Resim yeteneği iyi olsa da o an resimle değil, etrafına eklediği küçücük notlarla ilgilenmişti.

‘’ Yuh ya, ne ilkokullu gibi davrandınız yemin ederim… ‘’

‘’ Sen göster o zaman resmini, Aomine! ‘’

Aomine’nin resminde aşırı basit çizgilerle oluşturulmuş bir Akira vardı ama ondan ayrılan tek özelliği, oppai’lerinin kafasından büyük olmasıydı. Resmin yanında da ‘’ Shira’yı seviyorum çünkü sevmek zorundayım ama oppai’leri BÖYLE olsaydı daha çok severdim. ‘’ yazıyordu.  Akira kaşlarını çatıp elindeki ruloyla onun kafasına vurdu.

‘’ Ne var be?! ‘’

‘’ Sapık! ‘’

‘’ Benim suçum değil! ‘’

‘’ Tamam, Akicchi! Hadi benimkine bak! ‘’

Akira Kise’nin resmine baktığında kendisini yeniden basit bir şekilde gördü ama bu sefer etrafında bütün çocukları vardı. Kenarda ‘’ Akicchi’yi seviyorum çünkü hepimizi mutlu ediyor! ‘’ yazıyordu.  Yüzüne bir gülümseme yerleşti.

Diğerlerinin resimleri de fena sayılmazdı. Midorima onun kısmi bir portresini çizdiği için ona minnettar kaldı, üzerinde ne kadar uğraşılmış olduğu yıpranan kağıttan belliydi ama Tsundere Shintarou bunun sadece birkaç saatini aldığını söylemişti. Kenarına resmi lekelememek için bir post-it yapıştırılmıştı, üzerinde ise ‘’ Akira-sama’yı seviyorum çünkü bu dünyada sevgiyi hak eden tek kişi o. ‘’ yazıyordu. Bir Tsundere’yi davasından döndüremezdiniz, o yüzden Akira bir şey demedi.

Murasakibara onu ve kendisini çizmişti. Akira işaret parmağını kaldırıyordu ve bütün abur cuburların üzerinde çarpılar vardı. Murasakibara ise köşesine çekilmiş, ağlıyordu. Bu kısmına ‘’ Aki-chin’i böyle olduğu zaman sevmiyorum. ‘’ yazmıştı. Fakat arkasını çevirdiğinde ise resimde bir sürü Akira vardı; biri Murasakibara’nın saçlarını örüyor, biri onun kucağında uyuyor, biri ona yemek hazırlıyor ve diğeri de odasını topluyordu. ‘’ Ama böyle olduğu zaman ÇOK seviyorum! ‘’ yazısının eciş bücüş harfleri bütün resme serpiştirilmişti. Bunun etkisinde kalan Akira, Murasakibara’nın bir gün boyunca abur cubur yemesine izin verdi. 

En tuhafı ise Akashi’ninkiydi. Akira ve Akashi yan yana durmuşlar, suçlu partnerler gibi sırtlarını birbirlerine dayamışlardı. Akashi’nin elinde bir bıçak, Akira’nın elinde de bir katana vardı. Ve bir sürü kırmızı boya kullanılmıştı, haddinden çok. ‘’ Akira-san bana bunu hiç öğretmemiş olsa da onu seviyorum. ‘’ yazıyordu üzerinde.  Yine de Akira buna sadece asla yapmayacağına dair bir ikazda bulundu, başka bir şey yapma gereksinimi duymadan onu da sevinçle odasındaki panoda diğerlerinin yanına astı.

O günü hatırlıyordu. Ondan sonraki birkaç saatte oturma odasında oturup beraber Murasakibara’nın abur cuburlarını atıştırmışlar, bir senede oluşmuş anılarını ve basketbol antrenmanlarını konuşmuşlardı. Akira onlara kendisinden daha çok şey bahsetmişti. Bir yandan da on dakikalık iddiayı kaybettikleri için hepsinin saçını örmüştü, Aomine’nin kısa saçları bile renkli tokalarla dolmuştu. O ana kadar hiç o kadar çok güldüğünü anımsayamamıştı.

robots in basketball || kuroko no basket Where stories live. Discover now