-6-

203 13 4
                                    



'' Murasakibaracchi, bak! Nasıl attım! Bak! ''

'' Kaba olmak istemiyorum Kise-chin ama sadece bana ne kazandırdığınla ilgileniyorum. ''

'' Çok kabasın, Murasakibaracchi!~''

'' Ben uyarmıştım. '' Murasakibara, renkli şekerli jelibonunu uzatarak yemeye başladı. Bir yandan da Kise çemberleri çubuklara geçirmeye çalışırken –geçiriyordu- etrafına bakınıyordu. '' Kise-chin, ne kadar paramız kaldı? ''

'' Biraz daha var. Neden sordun, Murasakibaracchi? ''

'' Belki... '' Murasakibara bütün jelibonu ağzına sokmuş olmalıydı ki paketini elinde buruşturuyordu. Gözleri, ilerideki yiyecek dükkanlarına takılmıştı. '' ...bir şeyler alabiliriz. Acıktım! ''

Kise yüzünü buruşturdu ve son çemberi de geçirdikten sonra, teşekkür edip küçük ayıcığı alana kadar Murasakibara'ya cevap vermedi.

'' Ama Murasakibaracchi, daha dönme dolaba bineceğiz! Paramız ona yetmez ki! ''

Fakat Murasakibara yiyecekleri almak için her şeyi yapardı...

*

'' Murasakibaracchi, bu bir çözüm değil! ''

Murasakibara elindeki her çeşitten kağıdı uzun parmaklarının arasında dağınık bir şekilde topladıktan sonra Kise'nin eline tutuşturdu. Tam tersine, bu o an için para kazanmak için en akıllı çözümdü. Kise ünlüydü, bu yüzden genç adamın imzasını her şeye katarak bunları satmayı planlamıştı. Elinde imzalı bir lokanta afişi ve yine imzalı bir çikolata paketi olması hiçbir şeyi değiştirmezdi, şahsi düşüncesine göre bu Kise'nin nefesini satmaktan daha mantıklıydı.

'' Ünlü model Kise Ryouta-chin'in imzası sadece 500 Yen! '' diye bağırdı gür sesiyle, uzatarak.

Elinde salladığı bir sürü ambalaja bakan bir grup kız, Kise'yi görünce çığlık attı ve uzaktan bunun gerçek olup olmadığına karar vermeye çalıştılar. Bu zordu, bu yüzden koşarak yakınına geldiler ve onun Kise olduğunu anlayınca daha çok çığlık attılar. Sadece üç kızdı, sonra kalabalığın arasından birkaç kişi daha onların sesini duydu ve Kise'nin hayranlarıyla neler olduğunu merak eden insanlar da toplanınca ortalık bayağı kalabalık oldu.

'' Kise-kuuun! ''

'' Kyaa! Yakından daha tatlı! ''

'' İmzalı çikolata ambalajı isteyen? ''

'' Onu Kise-kun mu yedi? ''

Murasakibara duraksadı. Kimse onun DNA'sına bakacak değildi ya?

'' Evet, bu yüzden 900 Yen! '' ( Oha )

'' Hemen alıyorum! Matsuri-chaaaan, bak Kise-kun'un yediği çikolata! ''

'' Kise-san, bir resim çekinebilir miyiz?! ''

'' E-evet~ ''

'' Resim çekmek 300- eh, hayır, bir çikolata almam lazım. 400 Yen! ''

'' Kise-kun, sevgilin var mı? Benimle evlen! ''

'' Benimle aşk tüneline gelir misin? Belki aşık olursun! Kyaa! ''

Murasakibara iri bedeniyle bütün küçük insanların kafasını kenara çekip kalabalıktan sıvıştığında, Kise'nin hali zombi saldırısına yakalanmış masum bir insandan farksızdı.

'' Murasakibaracchi! '' diye haykırdığını duydu en son onun, Murasakibara ise paralarını saymakla meşguldü.

Kendisine yeteri kadar çikolata, içecek, dondurma ve şekerleme getirecek kadar para kazanmıştı. Düşündü de...

robots in basketball || kuroko no basket Where stories live. Discover now