-18-

118 11 69
                                    

‘’ Bu belgeleri nereye iletmem lazım? ‘’

‘’ Stajyer, hiçbir şey bilmiyor musun acaba? Kazaki-san’ın odasına. Yürü. ‘’

‘’ Peki ya efendim, sizce buraya ne yazmam lazım? ‘’

‘’ Bak. Burayı kopyalayacaksın. Aynısını yaz, bir de mühür bas üzerine. Tamam. ‘’

Genç kadın beyaz önlüğünün yakalarını düzeltti ve derin bir nefes aldı. Sürekli karşısındaki mavi duvarın üzerinde bulunan yuvarlak saate bakıyor, yelkovanın akrepten kaç santim uzaklaştığını kontrol ediyordu. Gündüz mesaileri, genelde pencerenin dışında odaya sızan ve camdan atlayıp özgürlüğe uçmasını emreden güneş varken tamamen imkansız ve can sıkıcı oluyordu.

Ellerini kavuşturdu, önündeki mühürlere ve bir çok dosyaya baktı. Bir kere daha iç çekti. Bu mesleği seçerken ne düşünmüştü, gerçekten anlamıyordu. Doktor olacaktı ve bütün herkres onunla gurur duyacaktı, öyle mi? Bak sen şu işe. Ama bir yönden şanslı sayılırdı.

Zaten seçmemişti.

‘’ Akira. ‘’

İsmini duyduğu anda başını kaldırdı ve o fark etmeden açılan kapıya baktı. Misaka, üzerinde boğazlı dar kahverengi kazağı ve düz kesim gri kumaş pantolonuyla karşısında dikiliyordu. Sıfatından ne düşündüğünü asla anlayamazdı.

‘’ Merhaba, Misaka-san. ‘’ Bunu her söylediğinde beyninde SIE SIND DAS ESSEN UND WIR SIND THE JAGER sözleri yankılanıyordu, çünkü ismi animenin yan karakterine gerçekten çok benziyordu. ( Easter Egg Alert )

‘’ Eh… ‘’ dedi Misaka, kapı ağzında diğer stajyerlere göz atarak. Hepsi Akira’nın verdiği dosyaları tartışmakla meşgullerdi. ‘’ …sanırım ben yokken bayağı iyi iş çıkardın. ‘’

Akira Nakazawa olayı ve yaralarının iyileşememesi riski yüzünden birkaç gün daha hastanede kalmak zorundaydı ve bu süreçte sürekli etrafta geziniyor, kafeteryada olay çıkarıyordu. Misaka bu nedenle onu birkaç günlük asistanı yapma fikrini öne sürmüştü. Tuhaf bir şekilde kız kardeşine benziyordu ve onun kadar baş belası olmamasını ummuştu ama kız daha da tuhaf bir şekilde çok zekiydi. Bu birkaç gün içerisinde kendisi adında raporlar yazıyor, kendisini kurtardığı için bunu geri ödemesinin farklı bir yolu olduğunu söylüyordu.

Misaka’nın canına minnetti.

‘’ Sanmam, Misaka-san. Bu işi bana kakalayamazsın. ‘’ Akira ayağa kalktı ve neden üzerine giydiğini bilemediği önlüğü omuzlarından sıyırdı. ‘’ Artık doktor olmak istemediğimi biliyorum. ‘’

‘’ Neden? Bu konuda oldukça yetenekli sayılırsın. ‘’

‘’ Neredeyse diğer her konu gibi. ‘' Alaylı ve bilgeç bir tavırla saçlarını savurdu.

Misaka tebessüm etti.

‘’ Ne yapacaksın? ‘’ dedi, Akira masanın etrafından dolaşıp kapıya doğru ilerleyince. ‘’ İlaç saatin gelmedi. ‘’

İçmediğim ilaçlarımın saati.

‘’ Evdekileri arasam iyi olacak. ‘’

Misaka’ya, denk geldiği gibi Akashi ve Kuroko’nun kardeşi olduğunu söylemişti. Misaka onların daha çok abisi olabileceğine inansa da bir şekilde bunu kabullenmişti ve arada bir endişeli bir kardeş olarak onları aramasına izin veriyordu.

Akira dışarı çıktı, Misaka kapıyı kapattıktan sonra evde yedek yaptıklarından aldığı yeni telefonunu cebinden sıyırdı. Ekranına çocuklarıyla çektiği selfie’yi koymaya vakit bulamayacak kadar yeniydi. Mavi bir gökyüzü, yapılandırma bildirimlerinin arkasında parlıyordu.

robots in basketball || kuroko no basket Where stories live. Discover now