Gül'e Ait 21. Bölüm 2. kısım

Start from the beginning
                                    

"Hayır!.. Lütfen Asaf, bunu benden isteme."

"Bir şey istediğim yok, geldiğimiz durumu ortaya koyuyorum."

"Canım, çok teşekkür ederim."

"Teşekkür edilecek bir şey yok güzelim. Tahminimde yanılmıyorsam köklü bir değişim yaşayacağız. İkimizin de bir takım ödünler vermesi gerekecek."

"Anlamadım, ne gibi?"

"Mesela işin... Zaman yaratıp işine devam edebilecek misin?"

"Ben... Şey, bilmiyorum! Hayatımızı rayına oturtana kadar en azından bir süre ara verebilirim. Senin için sorun olur mu?"

"Bu konudaki fikrim malum, nasıl arzu ediyorsan öyle yap. Çocuklar ortamlarına alışsın, oturur düzenleme yaparız."

"Olur!"

Kapının önüne gelmeleriyle bir tarafında Kerem, diğer elinde taşıdığı ve omzuna taktığı çantalarla karısına dönüp, "Gülizar..." diye seslendi.

"Efendim canım."

"Anahtarın ulaşılır bir yerdeyse kapıyı açabilir misin?"

"Evet, cebimde. Damla'cım, evimize geldik hayatım. Gel bakalım buraya, şimdi içeri gireceğiz."

Bebeği sol koluna geçiren genç kadın, cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtıktan sonra üşüdüğünden endişe ettiği için oyalanmadan salona yöneldi. Damla'yı koltuğa yatırdığı gibi arkasından gelen kocası yüklerini boşaltabilmesi için kollarından Kerem'i alıp sevimli yüzüne gülümsedi.

"Canım!"

Henüz tanışamadığı oğlanı sevgiyle bağrına basarken, açık teninin üzerinde orman zeminini andıran yeşil gözlerinin ne kadar derin baktığını düşündü. Kardeşini kendisinden ayıracaklarını fark etmesiyle yaşadığı panik aklına gelince, içinin sızladığını hissetti. Hayatta kalan tek akrabasını sahiplenmesindeki azim, gözlerine yansıyan korku, daha bebek, unutur diyerek hafife aldıkları durumun, hiç de göründüğü kadar kolay olmadığını anladı. Sakin yapısının doğasından mı, yoksa ailesini kaybetmesinden mi kaynaklandığını merak ederken, her halükarda sevgi dolu bir ortamda ve iyi yetiştirildiklerine karar verdi.

"Merhaba bitanem, güzel bakışlım evimize hoş geldin... Kerem, bak Damla da burada aşkım, artık ayrılmayacaksınız... Asaf, yardım edeyim mi hayatım."

"Gerek yok Gül'üm, çantaları şimdilik buraya bırakıyorum. Evet, bu da hallolduğuna göre, artık işimize..." diye devam ettiği sırada, kalabalıklaşan ev halkına dönünce konuşmayı bırakıp öylece kalakaldı. Kucağında Kerem'le kendisine bakan karısı ve koltuğun üzerinde yatan Damla'ya bakarak ne söyleyeceğini şaşırdı. Evini olduğu kadar yüreğini de ısıtan sahneyi içine sindirmeye çalışırken, onlarca duyguya aynı anda yaşadı.

"Asaf'ım!.."

"Hıı!"

"Damla'yla tanışmak ister misin? Kucağına almandan çok memnun olacağına eminim."

"Evet, ben de!.. Damla."

Çocuklarla yakınlaşmaları için çabalayan karısının yanından geçerken, müstakbel kızını ikizlerden aşina olduğu ustalıkla kollarına alarak koltuğa oturdu. Minik bedenini kucağına yatırıp güzel yüzüne gülümseyerek izlediği sırada, eli yine başına gidince rahatsızlık veren şapkayı dikkatle başından çıkardı. Elektriklenen saçlarını şefkatle düzelttiği cimcimeye, "Merhaba güzelim! Sen ne tatlı şeysin böyle..." derken bir şey emiyor gibi oynattığı dudakları, aç olabilir mi sorusunu aklına getirdi. İçinden, bu iki küçük bedene akan duyguların bütün endişeleri bertaraf ettiğini, gerekirse yardım alarak zorlukları yenme gücü verdiğini hissetti.

Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now