Gül'e Ait 16. Bölüm 3. kısım

49.3K 3.3K 98
                                    




Fotoğraflarının çekilmesinin ardından saatin yaklaştığını söyleyen Faruk'un Cağla ile beraber bekleme odasından çıkmasıyla, Asaf'la baş başa kalan genç kız oluşan sessizlikte ne yapacağını şaşırdı. Kucağında birleştirdiği ellerini ovuşturarak sıranın kendilerine gelmesini beklerken, üzerine çöken karmaşık duyguların baskısıyla gözlerini Asaf'tan kaçırmaya başladı.

"Gülizar!"

"Hıııı! Efendim."

"Pişmanlık duyuyor musun?"

"Ben!.. Evleneceğimiz için mi?" 'Bu da nereden çıktı! Yanlış bir şey mi yaptım acaba?'

"Evet."

"Hayır!.. Bunu asıl benim sana sormam lazım." 'Keşke sussaydım, kötü bir şey söylerse kahrolurum! Lütfen evet deme Asaf!'

"Benim de cevabım hayır, bunu defalarca söyledim. Çok huzursuz görünüyorsun, sorma ihtiyacı duydum. İstemediğin ya da korktuğun içinse..."

"Tabii ki hayır! O yüzden değil Asaf, ne böyle giyinmeye ne de bu tip ortamlara alışkın değilim. Kendimi şey, şey gibi..."

"Ne?"

"Yabancı gibi hissediyorum. Yanlış bir şey yapıp seni utandırmaktan korkuyorum!" 'Senin pişman olmandan, bana karşı duygularının değişmesinden de korkuyorum.'

"Heeyy!"

Dayandığı duvardan ayrılan adamın, çatık kaşlarla oturduğu pufun önüne gelmesiyle ne yapacağını şaşıran genç kız, çömelerek ellerini tutması üzerine gözlerine bakmak zorunda kaldı. İçinden aşkını bas bas bağırırken, tok bir ses tonuyla konuşmaya başlayan Asaf'ı anlayabilmek için dikkatini toplamaya çalıştı.

"Şu son söylediklerini duymamış olayım. Ne demek utandırmak! Her halinle güçlü ve haza bir hanımefendi olduğunu düşünüyorum. Ben seninle gurur duyuyorum Gülizar."

'Aşkım!'

"Kimse gelinliği kırk defa giyip, Allah'ın her günü evlenmiyor. Ben de en az senin kadar acemiyim."

"Benim kadar değildir herhalde. Seneler önce ablamınki dışında hiç nikah törenine şahit olmadım. O zaman da çocuk sayılırdım, ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Kızlara sordum, genel olarak ne ile karşılaşacağımı anlattılar. Bunun dışında konuya hakim değilim, bu da gerilmene sebep oluyor."

"Anladım! Kimin ne düşüneceği umurumda değil Gül'üm, harika görünüyorsun. İçeri gireceğiz, tanıdığımız üç beş kişinin huzurunda nikah memurunun sorusuna evet deyip imza atacağız, o kadar. Bütün yapacağımız bundan ibaret, onun dışında hiç bir şeyi kafana takmanı istemiyorum. Zorda kalırsan ben yardım ederim, anlaştık mı?"

"Peki!"

"O zaman, şöyle sıcak bir gülümseme alabilirim."

'Hepsi senin olsun. Bütün benliğimle, bana dair ne varsa yoluna feda olsun. Seni seviyorum Asaf'ım, ismi gibi cismi ve ruhu güzelim.'

Gülümsemesi yüzünde iyice büyürken karşılığı gelince, sabahtan beri yaşadığı gerginliğin etkisiyle kıkırdamaya başladı. Bir süre sonra ifadesi değişen adamın başını hafifçe yana çevirip içine, ta derinlerine iniyormuş hissi veren bakışları karşısında gülümsemesi dudaklarında takılı kaldı. Gözleriyle konuştuğu, yabancısı olduğu bir dilde anlaştığı hissi duyarken öylece bakakaldı. Kapının çalması ile aniden doğrulan aşkı iletişimi koparınca, ruhunun, eksikliğini açlık gibi arzulamasıyla ürperdi. Konuşmaları duyduğu halde algılayamadığı cümleler, Asaf'ın, 'Hadi Gülizar, gidiyoruz.' demesiyle anlam kazandı.

Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin