Hastaneye giriş yaptıklarında Onur ve Aslı hızla koridorda ilerleyerek yoğun bakım ünitesine doğru yürümeye başladılar. Duvarlarda ki tabelalar yoğun bakımın olduğu tarafı gösterdiği için kimseye sormalarına gerek kalmamıştı. Yürürken fazla yan yanaydılar ve elleri birbirlerine çarpıyordu. İkisi de bundan hiç de rahatsız değildiler. Fakat Onur yoğun bakım ünitesine yaklaştıklarını hissettiğinde Aslı'nın eline çarpan elini tutup, parmaklarını parmaklarına geçirdi.

Aslı öz dedesi gibi sevdiği Kadir dedesine bir şey olmasından korkarken Onur'un temasıyla şaşırmıştı fakat çok da rahatlamıştı. Gerginliği bir nebze de olsa azalmış, daha fazla kuşatılmış hissetmişti. Onur'un elini destek almak ve vermek için daha fazla sıktı.

Yoğun bakım ünitesinin kapısına yaklaştıklarında kapının önünde oturan Gülsima ve Erdem'i görmüşlerdi. Gülsima hıçkırıklarla ağlarken Erdem onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Aslı o an fazlasıyla korkmuştu. Kadir dedeye bir şey olabilir korkusunu ilk defa bu kadar şiddetli hissetmişti. Kalbi endişeyle atarken bakışlarını Onur'a çevirdi. Genç adamın yüzü bembeyaz olmuştu. Gözlerinde derin acı vardı. Aslı onun da korktuğunu hissediyordu. Zaten nasıl korkmasındı ki? Annesinin hıçkırıkları o kadar şiddetliydi ki; insan her şeyin iyi olduğunu düşünemiyordu bile!

Onur'un ailesiyle yalnız konuşmak isteyebileceğini düşünen genç kız tedirgin bir sesle "İstersen ben seni burada beklerim" dedi.

Genç adam dakikalar sonra ilk defa bir tepki verip, ona baktı. Ellerini bir santim bile gevşetmemişti. Aslı'yı yanına çekip acı dolu sesiyle "Yanımda kal" diye mırıldandı. "Sana ihtiyacım var. Sensiz bunu yapamam"

Onun korkusunu içinde hisseden Aslı, ona güç vermek için elini sıkıp "Yanındayım" dedi.

Ağır ağır ailelerinin yanlarına ilerlerken bu akşam tüm yaşananlar ikisinin de gözlerinin önünden film şeridi gibi geçti. İkisi de bu güzel akşamın böyle sonlanacağını tahmin dahi edemezdi. Gülsima ve Erdem'in önüne geldiklerinde durdular. Onur şu anda ağlayan annesinden sağlıklı bir cevap alamayacağını düşünerek babasına baktı. Bir süre konuşmadan sadece baktı. Kelimeleri nasıl toparlayacağını bilmiyordu. Dedesini kaybetmekten çok korkuyordu. Kendini toparlayıp korkuyla titreyen sesiyle "Dedem nasıl?" diye sordu.

Erdem karısının elini bırakmadan oğluna cevap verdi. "Henüz bilmiyoruz. Az önce aceleyle ameliyata aldılar. Bekliyoruz"

Onur en kötü senaryo gerçekleşmediği için biraz da olsa rahatladı. "Peki bu nasıl oldu?"

"Bir anda oldu. Biz de anlamadık. Düğün boyunca çok mutluydu, yol boyunca bize mutluluğunu anlattı. Ne olduysa eve girerken oldu. Bir anda fenalaştı, yere yığıldı"

Erdem'in son sözleriyle Gülsima yeni bir ağlama krizine girmişti. Babasını son gördüğü hali tekrar tekrar gözleri önüne geliyor, onu kaybetme korkusu her seferinde onu daha çok tüketiyordu. Onur onu sakinleştirmek için istemeyerek Aslı'nın elini bırakıp, annesinin hizasına eğildi. Yüzünü avuçları arasına alıp, yanaklarından süzülen yaşları sildi. Gözlerine baktığında içinde kendi korkusunun benzerini gördü. Annesi için iyi olması gerekiyordu. Ona daha kararlı bir şekilde bakıp "Dedem iyi olacak" dedi. "Ve senin burada kendini parçaladığını öğrenince de sana çok kızacak"

Annesi burnunu çekip istemsizce "Öğrenemez ki!" dedi.

"Eğer böyle ağlamaya devam edersen ben söylerim. Sakın ağlama birtanem, dedem iyi olacak. Tamam mı?"

Annesi gözlerinden akan yaşları tutmaya çalışıp uslu durmaya çalışan bir çocuk gibi "Tamam" dedi. Ardından hızla oğluna sarılıp, onun kollarının arasına girdi. "İyi ki varsın Onur, iyi ki varsın."

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Where stories live. Discover now