∞ 25

1.1K 102 141
                                    

İthaf listesi;

mvldayz

flawlessaimer

mycamila

ayinaltinda

hsstyles94

dream-poww

EceeC_BDL




( Uzun yorumlardan ya da güzel yorumlardan seçerek oluşturuyorum. Yorum yaparak, adınızı yazdırabilirsiniz. )




Bölüm şarkısı: Lady Gaga - Million Reasons


**

Saatler geçtikçe, doktordan artık bir haber beklemek benim için işkenceden farklı değildi. Korkuyu, endişeyi, üzüntüyü tüm hücrelerimin derinliklerine kadar hissediyordum. Yanımda bana destek için bulunan Niall ve Denise'nin sesleri  zamanla kulaklarımda uğultuya dönüşüyordu. Kafamın içinde dolaşan tüm kötü kurgular, gözlerimi doldurtuyordu.

Çaresizdim.

Gözlerimin önünde beliren ellerle kafamı Niall ve Denise'ye çevirdim. İkiside benim ve kızım için endişelendiklerini bakışlarından bile anlıyordum ama konuşacak enerjim bile yoktu. Tek elimi iyi olduğumu belli etmek için Denise'nin elinin üstüne koyup, kafamı 'iyiyim' anlamında salladım. "Harry, korkma." Diyerek, gülümseyen Niall'a tebessüm ettim. Anlayamayacaktı, ne hissettiğimi anlayamayacaktı ama biliyordum iyiliğimizi istediğini. "Bay Styles?" Diyerek, yanımıza yaklaşan doktoru görünce hızlıca kalktım.

Yani kalkmaya çalıştım, desem en doğrusu olurdu. Hızlı kalkmam sonucu tekrar yerime çökmüştüm. Niall ve doktorun endişeli sesi ve Denise'nin, "Harry!" Diyerek, bağırmasıyla Sydney dolu hayallerime geçiş yapmıştım, gözlerimi kapatarak.


∞ ∞ ∞

Siyah, gri. Her yer karanlık ve boğucuydu. "Sydney!" Diye bağırışlarım, siyahın içinde kayboluyordu. "Sydney, neredesin?" Diye pes etmeden seslenmeye ve bağırmaya devam ettim güzel karıma. Her yerin karanlık olması, kendimi yere yapışmış gibi hissetmem sonucunda sadece seslenmekle, yetinebiliyordum. "Sana ihtiyacım var, duyuyor musun beni Sydney?" Diyerek bir kez daha güçlü bağırdığımda, göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. "Karanlıktan çık Sydney, geri dön." Dediğimde, hıçkırıklarım da kendini ilave etmişti acıma. "Canım, canım çok acıyor..." Diyerek, fısıldadığım da bir işaret bekledim. Tek bir umut. Tek bir belirti. "Tanrı'm! Sydney lütfen gel!" Diyerek, boğazımda ki acıyı yok sayarak son kez var gücümle, "Seni seviyorum Sydney!" Diyerek bağırdığımda, karanlığın beni benimsemesine engel olamadım. Beni istiyordu, çekimine engel koyamıyordum bile.

Sesler boğukluğunu arttırırken, kalp atışlarımın hızını kulaklarımda şiddetli bir şekilde hissediyordum. Gözlerimi açmak istemiyordum, uyumak güzeldi ama şu sesler beni uyutmamak için inadına artıyor gibiydi. Bilincim biraz daha kendine geldiğinde, başımda hissettiğim ağrı ile gözlerimi yumdum. "Uyanıyor." Diyerek, haber verici bir ses duyduğum da bu ses tonu baya tanıdık gelmişti. Ama çıkartacak kadar kendimi iyi hissetmiyordum. "Evet Cece, kendine geliyor!" Diye konuşan başka bir heyecan dolu ses işittiğim de, biraz daha idrak edebilmiştim.

Changes ➳h.sWhere stories live. Discover now