∞ 17

1.8K 157 92
                                    




İthaf listesi;

creamcakesharry

dogaozcn13

lostsoulberry

X-Monbebe

ayinaltinda

Uzun yorumlardan ya da güzel yorumlardan seçerek oluşturuyorum. Yorum yaparak, adınızı yazdırabilirsiniz. )


Bölüm şarkısı: Taylor Swift- Enchanted


Sınır; 50 oy, 60 yorum.


***


Yazmanın işe yarayacağını tahmin edemezdim. Bugün bir farklılık yapıp, kafede otururken sipariş defterinden bir sayfa kopardım. Bayan Slywia'nın önerisini gerçekleştirirken emin olmasam da kağıdın sonlarında, içimde ki tüm duygular kelimelerle hayat bulmuştu. Yazdığım şeyi okuduğumda, acılar tekrar bedenimi ele geçirmişti. Bunları saklayamazdım. Acizliğimi, acılarımı görmeye katlanamazdım. Hayat bu kadar acımasızdı işte. Kağıdı avucumun içinde buruşturup, ayağa kalktım. Hızlı adımlarla ve çatık kaşlarımla avucumda ki kağıdı çöpe attım. Düşünceler, beynimde yük yapıyordu. "Bay Styles, pardon Harry, kusura bakmayın alışamadım hala." Calum, elinde ki tepsiyi masaya bırakıp konuşmasına devam etti. "Bugün siz kafeye gelmeden önce bir tatlı denedim Harry, yapımı kolay ve lezzetli. Size de tattırmak isterim, uygun görürseniz menüye ekleriz?" Diye sordu. Bileğimde ki, toka yardımıyla saçlarımı toplayıp, "Hadi deneyelim, tarifini." Diyerek gülümsedim. Calum'ın mutluluğunu, somurtarak bozma hakkına sahip değildim. İş ortamında iyi bir enerji yaymak benim görevimdi. Ben somurtursam tüm gün, çalışanlar etkilenir, müşteriler memnun kalmazdı. Her şey yine bende bitiyordu. Mutfağa geldiğimizde, buzluktan bir borcam çıkardı Calum. Altında beyaz pudingimsi bir şey, üstünde iste jole vardı. Calum, tabak çıkartırken tatlıyı anlatmaya çoktan başlamıştı. "Altında gördüğün beyaz, sakızlı muhallebi Harry, üstünde ise limonlu jole. Bunun üzeri süslenince daha güzel gözüküyor. Ama bugün süslemedim." Diyerek, iki dilim tabağa koydu Calum. Cidden güzel gözüküyordu. Elime çatal kapıp, bir lokma aldım. Ağzıma yayılan serinlik ve limon, sakızlı muhallebi harika hissettirmişti. Gözlerimiz, Calum ile kesiştiğinde heyecanla tepkimi bekliyordu. "Uğh, söylemeliyim ki bu benim ilk yaptığım bir tatlıydı umarım sevmişsindir." Dediğinde, çatalı tabağın kenarına bırakıp, gülümsedim. "Bunu kesinlikle tarifini vermelisin. Ve menüye koymamız gereken bir tat. Hafif ve güzel." Diyerek, bir çatal daha aldım. Kesinlikle muhteşem bir şeydi.

∞∞∞

Kıyafetlerimi gelişi güzel fırlatıp, üzerime rahat şeyler geçirdim. Bugün ilaçlarımı ilk kez tam almıştım ve tuhaf hissettiriyordu. Mutluluk daha baskındı. Saçlarımı tokanın, ızdırabından kurtarım serbest bıraktığım da gülümsedim. Odamdan çıkıp, salona gittiğimde Sydney Rain, bıraktığım gibi  oyuncak ayısı kucağında, elinde ki treniyle halıda oynamaya çalışıyordu. "Babacığım!" Diyerek, neşeyle kızıma ilerledim. Koltuk altlarından kaldırıp, kucağıma aldım kızımı. Yere düşen oyuncak ayısına ve trenine üzgünce bakıp, tekrar bakışlarını bana çevirdi Sydney Rain. Küçük dudaklarını büzüp, saçlarımı çektiğinde, kıkırdadım. Bana kızdığında, saçlarıma sataşıyordu cadı. Yanaklarına sulu öpücükler bırakmaya başladığım da, kafasını boynuma gömüp, alt tarafı benden saklanmaya çalışıyordu. Kıkırdamama engel olamayıp, saçlarının kokusunu içime çektim. Yeni yıkandığı için, çilekli bebek şampuanının kokusu taptaze duruyordu. "Sen ne güzel şeysin böyle." Diyerek, omzuna öpücük kondurdum kızımın. Minik kıkırdamaları kulaklarıma dolmaya başladığında daha fazla öptüm. Aşkımızın arasına cebimde çalan telefon girmişti maalesef . Tek kolumla Sydney Rain'i sıkıca tutup, diğer boşta kalan elim ile telefonu elime aldım.

Changes ➳h.sWhere stories live. Discover now