Gül'e Ait (TAMAMLANDI)

Gül'e Ait 16. Bölüm 2. kısım

"Biliyorum canım, aynı şeyleri biz de dinledik. Hatta Pınar, abimle tartıştı. Neyse boş ver, yapacak bir şey yok, kaderimizmiş deyip katlanacağız artık... Gülizar, çok güzelsin hayatım. Yalnız acele etmemiz lazım, yoksa geç kalacaksın."

"Tamam!" Aynada son kez kendisine bakan genç kız, hayalini bile kuramayacağı derecede sıra dışı görüntüyü içine sindirmeye çalıştı. 'Oh Allah'ım, sen yardım et, kalbim yerinden çıkacak. Sakin ol, sakin olman lazım.' diye kendisine telkinde bulunurken, Pınar'ın huysuz bir tonla sesini yükseltmesiyle irkildi.

"Başlayacağım ama ha, bende gitmek istiyorum işte!"

"Uzatma artık Pınar!"

"Hain Çınar. Tamam, haklı olduklarını biliyorum, ama sinir almamı engellemiyor. Bok var o kadar zengin olmuşlar, yarı açık cezaevinde yaşar gibiyiz."

"Abartma, cennet gibi yerde oturuyoruz."

"O işin bonosu kızım, nankörlük etmiyorum esas olan şey başka... Özgürlük, dilediğin gibi hareket edebilme rahatlığı istiyorum. Altın kafes misali, Çınar'a deli gibi aşık olmasam dünyanın en güzel yeri olsa çekilmez. Bizimki gönüllü mahkumiyet, yoksa çekilmez. Bir yeri güzel yapan sevdiklerin, gerisi boş."

"Al benden de o kadar, yine de burayı çok seviyorum."

"Ben de... Kahretsin, ay şansa bak ya, şimdi meraktan çatlarım!"

"Eşin akıllıca davranmış, abimin sizin kim olduğunuzu öğrenmemesi en doğrusu. Sadece nikah Pınar, on dakikada biter."

"Olsun, ben yine de görmek istiyordum. Öfff..."

Homurdanarak ailesinin yeni üyesine sarılırken, tezahüratlar eşliğinde mutluluklar dileyip yerini sırasını bekleyenlere bıraktı. Çınar da katılamayacağı için akşam evde sürpriz bir eğlence düzenleyeceklerinin avuntusuyla, moralini yüksek tutmaya çalışarak utangaç gelinin şaşkın hallerini izlemeye koyuldu. Dakik Irmak sayesinde anlaştıkları saatte yatak odasından çıkıp, kendilerini bekleyen beylerin yanına gitmek üzere salona yöneldi. Abisinin ifadesini yakalamak için öne geçerek, kapıya ulaşmasıyla uygun bir açı belirleyip fotoğraf çekmeye girişti.

***

Dostları ve abisiyle hanımların gelmesini bekleyen genç adam, aklı Gülizar'da, uygun cevaplarla dalgınlığını bertaraf etmeye çalışırken, koridordan gelen sesleri duyunca kapıya dönerek toparlandı. İçeriye dalan Pınar'ın ne yaptığını anlamaya çalıştığı sırada, salon girişinde aşkının belirmesiyle irkildiğini belli etmemek için iradesini zorlamak zorunda kaldı. Pembe beyaz yüzünü süsleyen siyah saçları ile beyaz gelinliğin içinde, masal kitaplarından fırlamış gibi duran mükemmel görüntüsü karşısında yutkunarak derin bir nefes aldı. Her halükarda güzel bulduğu meleğinin ürkek gözlerle kendisine baktığını fark edince, rahatlatma arzusuyla gülümseyerek karşılık verdi.

"Gülizar!"

İlk şaşkınlığı atmasının ardından yanına yönelen genç adam, duygularını belli etmekten çekinerek izlemeye doyamadığı kızdan bakışlarını kaçırdı. İçinde, 'Senin gelinin... kadının.' diye bas bas bağıran sahiplik dürtüsüne rağmen, sakinliğini korumaya odaklanarak meraklı dostlarının karşısında elini usulca omzuna doladı.

"Asaf!"

"Çok güzel olmuşsun!"

"Teşekkür ederim." 'Beğendi! Çok güzelsin dedi.' "Sen.. Sen de öyle! Yani yakışıklı olmuşsun." 'Aşkım. Hayatımda gördüğüm en yakışıklı damatsın, içinin güzelliği yüzünde, bakışlarında vücut bulmuş gibi. Sevdiğim, benim damadım. Dualarımın karşılığı, Gül'e Ait'im.'