115. bölüm - Anormal aile

7.2K 361 164
                                    

( Yazar'dan )

Sabah ilk Defne uyandı. Önce küçük kızına baktı. Hala uyuyordu melekler gibi. Sonra hayatının erkeklerine baktı. İkisi de sarmaş dolaş öylece uyuyorlardı. Dün akşam yattıkları yer rahatsız görünmüştü Defneye ama şimdi bakıyordu da gayet memnun gözüküyorlardı. Ne kadar da mutlu bir aile olmuşlardı. Birden Defnenin aklına Serkan ile hastanedeyken hali gelmişti. Yapayalnızdı. Tamam Can, Zeynep ve Selim onu hiç bir zaman yalnız bırakmamışlardı. Ama Ömer yoktu. Sevdalandığı adam yoktu. Çocuğunun babası yoktu yanında. Defne o zaman Ömer yanında yok diye ağlasın mı çocuğu oldu diye sevinip gülsün mü bilemiyordu. Bir yandan dünyanın en mutlu kadınıydı. Artık yalnız değildi. Aslanlar gibi bir oğlu vardı. Ama bir yandan da korku doluydu. "Ben bu çocuğa yapayalnız nasıl bakarım? Nasıl büyütürüm? Büyüyünce babasını sorunca ne cevap veririm?" diye düşünüp duruyordu. Serkan sakin bir bebekti. Çok çok ağlamıyordu. Ama bir keresinde öyle çok ağlamıştı ki ne Defne ne yapacağını onu nasıl susturacağını bilememişti. Her şeyi denemişti onu susturmak için. Serkan o kadar acı ağlıyordu ki Defne de dayanamayıp o da ağlamıştı. Sonunda Can dayanamayıp Serkanı kucağına almıştı. O ana kadar Can Serkanı kucağına almaya cesaret edememişti aslında. "Nasıl tutarım?" diye korkuyordu. Serkanı kucağına alınca onun öpüp kolkladı ilgi gösterdi. Serkan sonunda susmuştu. Onlar niye bu kadar ağladığını anlamamışlardı. Ama ben size anlatayım. Serkan baba kokusundan mahrum kalmıştı o ana kadar. Babasını istiyordu işte. Her çocuk gibi. Ve Serkan baba kokusunu Canda öğrenmişti.  Can ona güven vermişti. Serkan baba kokusunu ilk Canda tatmıştı, ilk onda hissetmişti. Bu yüzden de Cana bu kadar bağlıydı. Bunu göstermiyor olsada. 

Defne geçmişten dönüp şimdi ki haline baktı. Şimdi tüm ailesi etrafındaydı. Kocası, sevdiği adam yanındaydı. Paşası, oğlu yanındaydı. Dünyalar güzeli, ailenin en küçük üyesi yanındaydı. Daha ne isteyebilirdi ki?

Defne böyle düşünürken Ömer uyanmaya başlamıştı. Defne onu izlemeye başladı. Uykulu hali, gerinmesi Defneye çok çekici gelmişti bir anda. Şimdi onu yakasından çekip delice öpmek istemişti. Ömer Serkanı göğüsünden yavaşça koltuğa bıraktı. Oturup gözlerini ovdu. Defne daha da tahrik oldu. Olmadık şeylerden de tahrik olmaya başlamıştı kuduruk karı. 

Ömer ona bakıp gülümsedi. Defne ise Ömere göz kırptı. Ömer biraz şaşırdı. Ömer Rüyanın yanına gitti. Ona bakıp kocaman gülümsedi. Başına küçük bir öpücük kondurdu ve kokusunu içine çekti. Cennet gibi kokuyordu. Adam bir an şaşırdı. İlk karısının kokusu ona cennet geliyordu. Sonra Serkanın  kokusunu hissettiğinde Defnenin kokusu başka bir tad almıştı Serkan cennet olmuştu. Şimdide kızı cennete dönüştü. Üçüde kendi has bir kokuları vardı. Ve bu kokalar Ömeri mest ediyordu. Ömer Defnenin yanına oturdu. Ona sarılıp saçlarını kokladı. Ama bilmiyordu ki başına gelecekleri. 

Defne Ömeri itti ve dudaklarına yapıştı. Yakalarını tutup kendine çekti. Ömer neye uğradığını şaşırdı. Defne dilini de devreye soktu. Ömerin ağızının içinde dolaşıyordu. Ömer tam kendine yenik düşüp karışılık vermeye başlayacaktı ki... Kapı çaldı. Ah bu kapılar. İçeri doktor girdi. Ömer bu doktordan hiç hazetmemişti. Defnenin duracak hali yoktu. Bu yüzden Ömer Defneyi itti. 

Dr: Günaydınlar. Nasılsınız bakalım?

Defne nefes nefese konuştu. 

D: İyiyiz doktor bey.

Ömer deliye dönmüştü. Defnenin böyle konuşması onu deli etmişti. Bu kadar tahrik edici konuşmamalıydı elin adamıyla. 

Ö: İyiyiz. İyiyidik.

D: Hem de çok iyiyidik

Dr: Küçük hanım nasıl? Sorun yok değil mi?

D: Yok yok hiç-

Yeniden Aşk (DefÖm)Where stories live. Discover now