Bu tepkisi Onur'un kaşlarının kaldırmasına sebep oldu. Genç adam yerinden doğrulup gözlerini kısarak karşısındaki genç kadını süzdü. Evet güzeldi kabul ediyordu ama onun güzelliğinden her erkek gibi etkilenmemişti. Zaten Arzu ile evlenmek istemediği için birlikteydi. Onun her kadın gibi evlilik dramasına girmeyeceğini sanmıştı ama yanılmıştı. Arzu kendini her kadından üstün görse de, o da en az onlar kadar evlenmek istiyordu. Sadece dış görünüşü farklıydı, duygusal olarak onlardan hiçbir farkı yoktu. Şimdi de kendini Aslı'dan üstün görmeye çalışmasını Onur "Benim kiminle evleneceğim seni hiç ilgilendirmez Arzu. Hatırlarsan biz ayrıldık" diyerek geri itti.

Genç kadın işaret parmağını Onur'a sallayarak "Sen..Sen çok pişman olacaksın" dedi sinirle. "Ve gelip benim ayaklarıma kapanacaksın"

Onur ufak bir kahkaha attı. "Beni gerçekten tanısaydın, ayaklarına asla kapanmayacağımı bilirdin. Şimdi odamdan çıkar mısın, işim var!"

Onur sanki Arzu odada yokmuş gibi sandalyesine oturup dosyalarla ilgilenmeye başladığında genç kadın sinirle ona bakmaya devam ediyordu. Onur'un onu yok saymasına fazlasıyla sinirlenmişti. "Sana ve o küçük embesile bunların hepsini ödeteceğim. İkiniz de pişman olacaksınız" diye bağırdıktan sonra hızla odadan çıktı.

Onur bu lafları sadece boş bir tehdit olarak görüp çalışmasına devam etti. Eğer durup düşünürse aklına sadece Aslı'nın yaptığı plan gelecekti ve daha fazla sinirlenecekti. Aslı ona resmen oyun kurmuştu. Fakat Onur faktörünü unutmuştu. Genç adam ondan bunun hesabını en doğru zamanda soracağını düşünüyordu. Şimdilik sadece onun için sorun yokmuş gibi davranacaktı.

****

Onur işleri bittikten sonra ayağa kalkıp odasındaki duvarı boydan boya kaplayan camından İstanbul'u izliyordu. Aslı ile konuşması lazımdı. Henüz bilmediklerini öğrenmeli ve ona da bildiklerini göstermeliydi. Yarın onun evine gideceği için diğer gün geç olabilirdi. Telefonundan onu arayıp telefonu kulağına götürdü; Aslı ikinci çalışta açmıştı.

"Hasretime dayanamadın galiba?"

Aslı'nın açar açmaz söylediği sözler Onur'u ona kızgın olmasına rağmen gülümsetmişti. "Hiç sorma. Sensiz geçirdiğim her an dakikaları saydım, saniyeler geçmek bilmedi"

Onun bu tepkisine Aslı sesli bir şekilde kıkırdadıktan sonra "Neden aradın?" diye sordu.

"Seninle buluşmamız lazım. Sabah konuşmadığımız konular var ve yarın da konuşacak zaman yok. O yüzden seni akşam Bebek sahildeki Güral restaurantta bekliyorum"

"Güral restaurant mı?" Aslı ilk defa bu ismi düşünmüştü. "Bir dakika o restaurant senin miydi?"

"Evet. Bilmiyor muydun? Yoksa tesadüfen bir gün gelmedin mi?"

"Geldim geldim de; hiç beğenmemiştim. Neden beğenmediğimi şimdi çok iyi anlıyorum."

"Maalesef bugün elimizdeki bu canım. Seni akşam sekizde bekliyorum"

Aslı saate bakıp 8'e sadece bir saat kaldığını görünce "Ama sekize sadece bir saat kaldı" dedi.

Onur onu umursamadan "Saat sekizde orada ol Aslı" deyip telefonu kapattı. Yine sırf onu sinir etmek için yapmıştı ve yine başarılı olmuştu.

***

Onur telefonu kapatınca Aslı ardından sinirle telefonu yatağına atıp söylenmeye başladı.

"Uyuz, hödük, nobran, pis, kötü adam. Sanki ben seninle konuşmaya çok meraklıyım" Ardından ellerini dua eder gibi birleştirip havaya kaldırdı. "Allah'ım ne olur bebeğim olsun ama bebeğim bu adama benzemesin ne olur. Tamam erkek olursa onun kadar yakışıklı olabilir ama ne olur huyu benzemesin. Ben bir Onur'u daha kaldıramam"

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum