Gül'e Ait 12. Bölüm 3. kısım

En başından başla
                                    

"Sakin ol Asaf, henüz gelmedi, telefonda ettikleri son kavgadan sonra geleceğini de zannetmiyorum. Verilen sözler ve oyalama taktikleri bir yere kadar yaradı, geçtiğimiz hafta işin rengi değişti. Bizim koca oğlan iyice köşeye sıkıştı. Bu sipsi, kızı pazarlarken paranın bir kısmını peşinen almış, önümüzdeki ay da nikah arkası geri kalanı için anlaşmış. Eee... Güven, herifin adı neydi?"

"Hüseyin Hacı Yılmaz... 38 yaşında, üç çocuk babası..."

"Haa!.."

"Eşi, Ayşe Yılmaz'ı iki yıl önce böbrek rahatsızlığından kaybetmiş. Evin en büyük erkek çocuğu olma sıfatıyla, aile büyükleriyle beraber aynı mekanda ikamet ediyorlar. Atadan kalma geniş toprak sahibi, baba mesleğini devam ettiriyor."

"Anaa, kulaklarıma inanamıyorum! Güven, iyi misin abicim?"

"İyiyim Tahir... Bu arada, geçimini çiftçilik ve hayvancılık yaparak kazanıyor."

"AIla alla, açıldın sen!.. Vay be koçum, sözlerin ruhuma şiir gibi geldi. Bak şimdi çok duygulandım. İyi gidiyordun, devam et abicim sesini özlemişim. Terminatör'üm benim, bizi bu nimetten mahrum etme!"

"Tahir, sulandırma."

"Hay Allah, hevesimi kursağımda bıraktın Güven'im, biraz daha konuşsaydın da..."

"Tahiiiir."

Sessiz adamının bakışlarından mesajı alınca, "Şansımı deneyeyim dedim. Tamam lan, anladık, uzatmıyorum." diyerek gözlerini tavana kaldırıp indirdikten sonra belki de hayatındaki saygıyla karışık çekindiği tek dostunu zorlamamak adına kısa kesmeye karar verdi. Asaf'tan yüz bulamayınca bakışlarını Çınar'a çevirip, sırıtarak söze girdi. "Arkadaş, benim de iyidir ama bu herifteki hafızayı bir rahmetli babaannemde gördüm bir de bunda... Sorsam, TC kimlik numarasına kadar sayar. Neyse, nerede kalmıştık. Bu Hüseyin hıyarı, gelinini alma günü yaklaşınca arayıp durmaya başladı."

"Siktirsin, bok alır!"

Homurdanma sesine bakışlarını çevirirken, kasmaktan yüz hatları keskinleşen, ifadesinde intikam duyguları okunan Asaf'ın küfrettiğini tahmin ederek, "Efendim!" diye sordu. İleride olaylar gün yüzüne çıktığı vakit, dostunu gözetim altında tutması gerektiğini içinden geçirdiği sırada konuşmaya başlayınca dikkatini karşısındaki adama yöneltti.

"Yok bir şey abi, sen devam et! Aralarındaki pazarlık hala devam ediyor mu?"

"İşte ben de tam oraya geliyorum. Bizim hıyar sıkışınca arama tarama işini derinleştirmeye, türlü bahanelerle karşı tarafı oyalamaya çalıştı. Bu arada çuvalladı. Extra arkadaşlarını devreye sokması ve Gülizar'ın işverenini sıkıştırması üzerine kızın kaçtığı dedikoduları yayılınca, ikinci bir namus meselesi herife ağır geldi. Sağa sola saldırmaya, telefonda sayıp sövmeye başladı. Muhtemelen enişte efendi ne döndüğünü öğrenmek için memleketten kalkıp geldi. Evlerindeki hareketten anlaşılacağı üzere şöööyleee güzel bir çalkalandılar, eteklerindeki taşları ortaya döktüler. Kavgaları sokağa taştı. Takıldıkları mekanlardaki adamlarımızın anlattığına bakarak ve telefon görüşmelerinden işittiğimize göre karşılıklı söylemler sertleşti. Bununla da kalmadı, Muzaffer denilen bir küçüğünü aşirete bilgi vermek üzere memlekete göndermek zorunda kaldı."

"Ne bilgisi abi?"

"Tahmin ettiğim konu mu Tahir?"

Aynı anda konuşan Çınar'la Asaf arasında bakışlarını gezdiren genç adam, "Özellikle telefon görüşmelerinden anladığımıza göre Kübra vakasından sonra aşirete karşı ikinci bir namus meselesini duyurmamaya karar verdiler." diyerek bir süre bekledikten sonra asıl meseleye geçiş yaptı. "Hıyartonun manyak bir tarafı var, mahalle halkı heriften çekiniyor. Bir kaç kavga dövüş, asarım keserimle millet sindi, fitneci sesler susturuldu. Yakın çevre gerçeği biliyor olsa da bundan böyle korkudan sesini çıkaramaz. Muhtemelen fısıltı gazetesi icraatlarına devam ediyordur, ama aldıkları darbeli uyarıdan sonra dışarıya yayın yapmazlar. Şahsi kanaatime gelirsek; Herif öküzün teki, ayrıca öfke kontrolü yok, tehlikeli... Bir diğer unsur..."

Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin