Kampüsün büyük bahçesine girdik. Üniversiteyi yeniden okuyan birisi olarak, tatil günümde burada olmak hoşuma gitmemişti. Yine de, âşka saygısı olan biriydim ve gözlerimin önünde tükenen bir âşkı kurtarmak istiyordum.

"Pardon bakar mısınız?" Dedim ilerleyen sarışın çocuğa. Bana döndü. Liam ve Gab arkamdan geldiler. "Cindy'i tanıyor musun?" Dudaklarını birbirine bastırıp başını iki yana salladı. "Peki teşekkürler" çocuk gittiğinde, Gab söylenmeye başlamıştı.

"Bu okulda kaç tane Cindy vardır biliyor musun Elisha?" Ofladım. "Soy adını bilmiyorum" "Malik desek?" Gab, yapmak istediğimi yapmıştı. Karnına yediği yumrukla iki büklüm olan Liam'ı orada bırakıp başkalarıyla konuşmaya başladık.

Yaklaşık 1 saat kadar Cindy'i tanıyan birilerini aradık ama yoktu. Sessiz sakin birisi olsaydı, belki hiç arkadaşı yoktur derdim ama öyle değildi lanet olası sürtük.

"Aman Tanrım!" Koşarak yanıma oturan kızıl saçlı kıza baktım şaşkınlıkla. Kaşlarımı kaldırdım. "Sen Elisha Malik değil misin? Ve sende Marie'nin en yakın arkadaşı! Tanrım!" Gab ile birbirimize baktık. "Sende Zayn'in en yakın arkadaşısın!" Dedi Liam'ı göstererek. Kız güzeldi ve Liam'a, Zayn'in Marie'ye baktığı gibi bakması, Gab'i kıskandırmış olmalıydı. Bu nedenle sevgilisine yaklaşıp koluna girdi. Gülerek kıza geri döndüm. Hala ağzı kulaklarına varacak şekilde gülüyordu.

"Evet tatlım biz tahmin ettiğin kişileriz ve sende sanırım Zarie fanısın?" Hızla başını salladı. İstediğimi bulmuştum işte. Gab, suratımdaki gülüşü görmüş olacakki karşımda kaşlarını çatıp gözlerini kıstı. Ona göz kırptıktan sonra yanımdaki kıza döndüm.

"Zarie âşkını kurtarmamız gerekiyor güzellik ve sen bize yardım edeceksin"

*Marie Russell*

Durduğumuz benzinlikteki çocuğa göz gezdirdim. Henüz 2 veya 3 yaşında olmalıydı. Babasıyla oyunlar oynuyor, bacaklarına sarılıyor, minik elleriyle yüzünü avuçlayıp dudaklarına masum bir öpücük konduruyordu. Zayn'de böyle mi olacaktı?

Yutkundum.

Onun mutluluğuna ortak olamamak, uzaktan izlemek bir süre canımı acıtacaktı ama artık öğrendim. İçimizdeki yangın elbet bir gün soğuyor. Geriye kalan tek şey ise çevresine buzdan duvarlar örülmüş bir kalp oluyor.

"Geldim!" Karl'a baktım. Aslında oldukça yakışıklı ama kalbim başkası tarafından dondurulduğu için, ona karşı bir şey hissetmiyorum. Uzun boylu, hafif çekik gözlü, kahverengi saçlı, kirli sakallı bir yüzü vardı ve kesinlikle vücudu çok iyiydi. Modellere taş çıkartacak derecede yakışıklı bu adamın bana hisleri vardı ama ben ona karşı bir şey hissedemiyordum. Bu dünyanın adaletsizliğinin sadece ufak bir parçasıydı.

"Hadi gidelim" gülümseyip başımı salladım. O karavanına giderken, ben arabama binmiştim. Yaklaşık 3 saatlik bir yolumuz vardı ve şimdiden yorulmuştum. Sanırım bu yorgunluk, orada karşılaşacaklarımdan dolayıydı. Derin bir nefes alıp verdim. 1 aydır onu görmüyordum ve karşısına nasıl çıkacağımı, gözlerine nasıl bakacağımı bilmiyordum.

***

"Geldik" dedim arabanın kapısını kapatırken. Büyük evimize baktım. Işıklar yanıyordu. Büyük ihtimalle şu anda yemek yiyorlardı. "Hazır mısın?" Başımı çevirip Karl'a baktım. Gözlerime uzun uzun baktı. "Değilsin" dedi ardından. "Yapmam gerekiyor" dedim hala gözlerine bakarken. Başını salladı.

"Hadi" büyük adımlarla kapıya ulaştım. Zile basıp bekledim. Kapıyı açan hizmetçi önce bana, sonra yanımdaki Karl'a baktı. "Hoş geldiniz" dedi şaşkınlıkla. Gülümsedim. "Hoş bulduk" İçeri girdik. "Annemler nerede?" dedim ceketimi çıkartırken. "Mutfaktalar efendim" başımı salladım. Karl'ın ceketini aldım. İkimizin ceketinide vestiyere astıktan sonra eve göz gezdirdim. Buradan gidişim, şu anki halimden çok farklıydı. İçimde büyük bir ateş vardı o zaman. Zayn'in gelip beni o karanlıktan kurtarmasını bekliyordum fakat önümü aydınlatan tek şey içerisinde bulunduğum yangından başka bir şey değildi.

"Marie iyi misin?" Karl'a döndüm. Kolumu tutmuş sıvazlıyordu. Başımı sallayıp zoraki bir gülümseme yerleştirdim suratıma. "İyiyim" Mutfağa indik. Tahmin ettiğim gibi yemek yiyorlardı. İçeri girdiğimizi gördüklerinde, babamın elindeki çatal yere düştü. Abim ağzındaki suyu halıya fışkırtırken, annemin ağzından bir çığlık kaçmıştı. Gülerek annemin kolları arasına girdim.

"Tanrım! Ne kadar özlemişim! Kızım niye haber vermedin geleceğini?" Uzun uzun sarıldık. Onu özlediğimi o an daha iyi anlamıştım. Annem her zaman yanımda olmuştu, her sorunumda. Bu sefer yanımda olamaması ikimizede acı vermişti fakat böylesinin daha iyi olduğunu düşünüyordum. Annemden ayrıldığımda, abimin kolları arasına attım kendimi. Başımı omzuna yasladım. "Evinde hoş geldin küçük hanım" dedi gülerek. Geri çekilip güldüm bende. Bu sefer kızmayacaktım. O iki kelimeyi bile özlemiştim sanırım.

Babamın yaşlı gözlerini gördüm. "Baba!" dedim mızmızlanır gibi. Onada sarıldım. Elleri saçlarım arasında dolaşırken, koskoca adamı ağlattığımı fark ettim. "Hoş geldin kızım"

***

"Ee Karl anlat bakalım nasıl buldun bizim kaçağı?" abime bakıp koluna vurdum. Güldü. "Dondurmacıda tanıştık" dedi Karl gülerek.

Babam, abim ve annem onu çok sıcak karşılamışlardı. Sanırım Zayn'i unuttuğumu ve onunla birlikte olduğumu düşünüyorlardı. "Ne işle uğraşıyorsun evlat?" Güldüm.

"Reklam şirketi varmış önceden" Babam memnuniyetle güldü. Karl, babamın bu gülüşünü bilmediği için hafif kaşlarını çatıp gülmüştü. "Marie'de şirkete döneceğine göre, sende bize katılmaya ne dersin evlat?" dudaklarımı birbirine bastırıp Karl'a döndüm. Bu işleri bırakalı 3 sene olduğunu ve geri dönmek istemediğini biliyordum. "Düşünürüm efendim" dedi kibar bir şekilde. Onlarla biraz daha vakit geçirdikten sonra evden çıktık.

Sitenin içerisindeki parka doğru yürümeye başladık. "Yarın gidecek misin şirkete?" dedi ellerini ceplerine atarken. İçten içe, Zayn'i merak ettiğini biliyordum. Onu görünce ne yapacağımı fazlasıyla merak ediyordu. "Evet, gelmek ister misin?" parlayan gözleri, gözlerimi buldu. "Gelirim" gülümsedim. 

"Anlaştık"

Never been hurt

Hiç incinmemiş 

***

Bölümü sildim, yeniden yükledim. Aradaki ve multideki Francisco gifide kaynadı gitti. Telefondan yüklediğim için uğraşmadım zaten sinirliyim. Wattpad'in azizliği sağ olsun.

Hala yorum yapılmıyorsa, bana mesaj atarsanız sevinirim. Elçilerden birisiyle görüşmem gerekecek.

Heart By Heart || Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin