Telefonu çalmaya başlayınca çantasından çıkarıp ekrana baktı. En yakın arkadaşı Zeynep arıyordu. Hastalığını tek bilen arkadaşı oydu. Arkadaşının onu ne kadar merak ettiğini tahmin ederek telefonunu açtı.

"Efendim Zeynep?"

"Alo Aslı. Nasılsın? Neredesin? Haber de vermedin, merak ettim. Ne dedi doktor?"

"Sence ne diyebilir! Yine aynı şeyler. Zeynep ben ne yapacağım? Sonsuza kadar bir bebeğim olamayacak mı?". Sözlerinin sonunda yeniden gözyaşlarına boğuldu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Aslı, bebeğim sakin ol. Bak bir yol bulacağız elbet. Sen şimdi bana gel, en azından yalnız kalma"

Buradan ayrılmak hiç istemiyordu ama yanında arkadaşının olması ona daha iyi gelecekti. "Tamam geliyorum"

Telefonu kapattıktan sonra bir süre daha denize bakıp yerinden kalktı. Yoldan çevirdiği bir taksiye atlayıp Zeynep'in Levent'te tek yaşadığı evine doğru yola çıktı.

Evinin önüne  gittiğinde kapıyı çalar çalmaz arkadaşı kapıyı açıp hızla onu kolları arasına aldı. O kadar çaresiz ve yalnızdı ki; kapı önünde bu sarılma bile ona iyi gelmişti. Ellerini arkadaşına sarıp ona daha sıkı sarıldı.

Arkadaşının yorgun ve üzgün olduğunu bilen Zeynep, onu daha fazla ayakta bekletmemek için Aslı'nın kollarından ayrılıp yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Hadi içeri geçelim, ayakta kalma" deyip elinden tuttu. Beraber içeri geçip salona ilerlediler.

Aslı üzerindeki ceketi çıkarıp bıkkınlıkla koltuklardan birine oturduğunda bir anda ağlamaya başlayarak konuşmaya başladı. "Bugünkü doktor da aynı şeyleri söyledi. Bir yıl içinde hamile kalamazsam çocuğum bir daha asla olmayacakmış. Zeynep sen biliyorsun; ben kaç yıldan beri bebek sahibi olma hayali kuruyordum. Neler hayal etmiştim. Ama şimdi her şey o kadar uzak ki; dünyanın sonu gelmiş gibi. Biliyorum bana evlat edinirsin diyeceksin ama ben kendi bebeğimi doğurmak istiyordum. Onu içimde taşımak, onu hissetmek istiyordum. Benden ve babasından bir şeyler alsın istiyordum"

Zeynep yanına oturup onu yeniden kolları arasına alınca sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Çaresizliğin zirvesindeydi ve ona yaşamak bile zor geliyordu.

"Tamam canım sakin ol. Bak böyle olursan, her şey daha kötü olur. Hiç belli olmaz, belki biriyle tanışırsın. Bir anda hamile kalırsın"

Aslı burnunu çekip acı acı gülümsedi. "Ya tabi ne demezsin, kapımda sıra olurlar şimdi. Ya sevgilim Emre bile bunu duyunca kaçıp gitti! Yeni tanıştığım adam benden nasıl çocuk yapacak acaba!"

"Aman bırak şimdi o Emre şerefsizini. Her şerde bir hayır var dedikleri doğru; o korkak tavuktan da kurtuldun."

"Bu bir şeyi değiştirmiyor ama, ben hala çaresizim"

Zeynep de farkındaydı bu durumun. Arkadaşı için bir şey yapamamak onu da çok üzüyordu. İç geçirerek "Keşke geçen gün izlediğimiz film gibi bir şey olsa" diye mırıldandı.

Aslı neden bahsettiğini anlamayarak "Geçen günkü film mi?" diye sordu.

"Evet, hani adam annesinin baskısından kurtulmak için nişanlı kiralıyordu ya. Sen de çocuk için birini bulsan, hamile kalsan ama olmaz ki çok saçma. Sperm bankası saçmalığından farkı olmaz bunun. Kiralık baba mı olur!"

Aslı arkadaşının sözlerinden sonra bir süre konuşmadan sadece düşündü. Böyle bir şey olabilir miydi? Peki böyle bir şey yapmaya karar verse, bunu kabul edecek adamı nereden bulacaktı. Aklına film geldiğinde zihninde yeniden bir lamba yandı. Aile baskısından kurtulmak isteyen bir adam, pek ala onun da işine yarayabilirdi.

Heyecanla arkadaşının kollarından ayrılıp yüzüne baktı. "Neden olmasın ki? Bence olur!"

"Ne? Ne olur?"

"Kiralık baba diyorum. Bence olur."

"Saçmalama Aslı, ne kiralığı! Bir de basit bir şeymiş gibi söylüyorsun!"

"Zeynep anlamıyorsun! Benim başka çarem yok. Bir yol buluruz demiştik. Mantıksız da olsa, bu yol en mantıklı yol"

Zeynep şokla ona baktı. "Yok artık iyice delirdin. Kızım bunun sperm bankasından çocuk yapmakla farkı ne? Ki o işe ne kadar karşı çıktığını ve hakkında makale yazdığını da bilmeyen yok"

"Evet ona karşıyım ama bunun onunla alakası yok ki! Benim bebeğimin babası belli olacak, kardeşleri olursa bilecek. Tek benzerliği yanında sadece annesi olacak olması."

"Sen ciddisin?"

Aslı günlerdir ilk defa gülümsedi. "Evet çok ciddiyim. Bu yol mükemmel. Zorda kalan, ailesinin baskısından kurtulmak isteyen bir adam bulup, benimle evlenmesi için ikna edeceğim. Karşılığında ben bebeğimi alacağım o da özgürlüğünü"

Zeynep hala inanamayarak ona bakıyordu. Bu saçmalıktı ve arkadaşı bu saçmalığı delicesine sahiplenmiş görünüyordu. "Peki bunun için kimi bulacaksın acaba? Bunu da düşündün mü?"

"Henüz bilmiyorum ama bence bulacağım. Türk ailelerinin evlenme takıntısını biliyorsun. İlla ki bu tür adamlar vardır."

Zeynep arkadaşının ciddiyeti karşısında bu fikri onun aklına sokan kendisine içinden kızmaya başladı. Arkadaşını bu zorlukların içinde, delice bir fikre tutundurmuştu. Aslı yerinden kalkıp "Ben gidiyorum, hemen araştırmaya başlamam gerek" dediğinde bir şey söyleyemeden ona bakmıştı. Böyle bir şeyi hangi adam kabul ederdi ki? Fakat arkadaşı ümitsizce bunu başaracağına inanmıştı.

İKİ GÜN SONRA

Aslı elindeki dosyayı Zeynep'in önüne uzatıp mutlulukla "Aradığımız kiralık baba adayını buldum" dedi.

Zeynep şaşkınlıkla bir ona bir de önünde üzerinde 'KB' yazan dosyaya bakıyordu. Hala bu fikre inanamazken, Aslı bir de aday mı bulmuştu!

Ne ile karşılaşacağını bilemeyerek önündeki dosyayı açtı ve ilk sayfada gördükleriyle yeni bir şok yaşadı. "Onur Güral mı?" dedi şokla. Arkadaşı gerçekten Onur Güral'ı seçmiş olamazdı! "Kızım bu adam ünlü iş adamı, ayrıca playboy ve ayrıca dergilerde gerçekten tam bir zampara olduğu yazıyor. Böyle bir şeyi kabul eder mi?"

"Bence eder. İki gündür cemiyet dergilerinin son üç yıllık tüm sayılarını okudum. Yemin ederim beynim o saçma dedikodulardan sulandı ama değdi; sonunda doğru adamı buldum. Yani yanlış ama benim proje için doğru adam. Onur Güral evlilikten kaçıyor. Ailesi evlenmesini istemesine rağmen inatla istemiyor. Ve en önemlisi de evlenmek isteyen sevgililerini anında terk ediyor"

"Ve evlilikten kaçan adam senin teklifini kabul edecek? Doğru mu anladım?"

Aslı parlayan gülümsemesiyle arkadaşına baktı. "Doğru anladın. Çünkü biz sadece bebek olana kadar evli kalacağız, sonrasında herkes kendi yoluna. Böylece ben bebeğimi taşıyabileceğim ve o da sonsuza kadar evlilikten uzak durmasına bahane bulacak"

"Peki adamı nasıl ikna etmeyi düşünüyorsun her saçmalığa mantıklı bir bahane bulan bayan?"

"Orası biraz zor olacak ama başaracağım. Sonuçta ailesi ailemin dostu sayılır. Birebir tanışmasalar da ortak dostları var. İlla ki ona ulaşıp ikna edebilirim"

Zeynep arkadaşının bu kararlı hali karşısında ne yapacağını bilemeden kalmıştı. Aslı ise durumun saçma olduğunun elbette farkındaydı ama tek çözüm yolu buydu. Ve denemeden pes etmek istemiyordu. Rezil de olabilirdi ama yine de keşke dememek için deneyecekti. O adamı ikna etmek için elinden geleni yapacaktı.

***

Merhaba canımcımlarım ilk bölümün sonuna geldik ☺️ Nasıl buldunuz ilk bölümü?

Kendinize çooook iyi bakın, çooook seviliyorsunuz ❤️

Lütfen Benimle Evlen / Davetsiz Aşklar ~ 1Where stories live. Discover now