BOŞLUK

42.4K 1K 290
                                    

Multimedya Buğra.

Gözlerimi araladığım da hala aynı yerdeydim. Tüm bu olanların kabus olmaması yüreğimi burktu. Bir yanım yine de bunun bir kabus olduğunu ve yarın uyanacağımı söylüyordu. Şimdiyse ne kadar saf olduğumu anlayabiliyordum. Vücudumun her yeri sızlıyordu ve çok bitkindim.

Dün en son hatırladığım an zihnimde belirdiğin de bakışlarımı bedenime çevirmekte çok zorlandım. Korkuyordum.. Göreceğim şeylerden çok korkuyordum. Zorda olsa gözlerim odak noktasını bulunca hafiften buğulanmaya başladı. Yatakta çıplaktım. O an tek yapabildiğim şey ağlamak oldu.

Gözyaşım tükenene dek, sesim kısılana dek ağladım. Gözyaşlarımla kendimi temizlemeye çalıştım. Artık eski Elif değildim. Yaşamak istemiyordum. Şu an burda böyle haldeyken nefes almak bile zoruma gidiyordu.

Bunu bana öz babam layık görmüştü işte. O beni korumak yerine elleriyle buraya bırakmıştı. Ya benim namusumu kendi namusu bile saymıyordu yada babam da zaten namustan eser yoktu. Asla onu affetmeyecektim. Hayattayken soramazsam bunun hesabını, öldüğüm de soracaktım.

Ağlamam iç çekişlere dönmeye başladığın da kendimi banyoya attım. Vücudumu kesip atmak istiyordum. Kaç saat banyoda kaldım bilmiyorum. Ama o adamın izleri silinene dek çıkmak istemiyordum. Kendimi o kadar iğrenç hissediyordum ki. Ne kendimi koruyabilmiştim ne de bu olanları engelleyebilmiştim. Sahi ben neden yaşıyordum ki? Her şeyden yoksun bir kızdım ben. Bir eşyaymışım gibi ordan oraya taşımışlardı beni. Annemin öldüğüne ilk defa sevindim. Beni bu halde görmediğine, benim yüzümden utanmadığına sevindim.

Şimdi ne yapacaktım? Burda böylece yeni gelecek olan adamı mı bekleyecektim? Aynı şeyi ölene kadar yaşayacak mıydım ben? Asla. Bir gün daha yaşayamazdım ben bunu. Katlanamazdım. Bir kişinin daha bana dokunmasına katlanamazdım.

Yavaş adımlarla banyodan çıktım. Bir çözüm bulmalıydım. Bu cehennemden çıkmalıydım. Kendimi öyle halsiz hissediyordum ki. İç sesim nereye kadar kaçabileceksin merak ediyorum deyip kahkaha attı. İçeri girdiğimde saate baktım. Akşam olmuştu. Kaç saattir banyodaydım ben böyle? Belki bişeyler yesem kendime gelirdim ama kendimi açlıktan öldürmeyi planlıyordum. Yoksa ben kendimi öldürmeyi de beceremezdim.

Çok korkuyordum. En küçük bir sese hemen tepki verir olmuştum. Her an kapı açılacak, her an bir adam pis pis gülerek girecek diye düşünmekten aklımı kaybedecektim. Dün yaşadığım şeyi kaldıramıyordum. Bir an bana acıdı sanmıştım, bana yardım eder sanmıştım ama böyle bir dünyadayken bunu birinden beklemek çok saçma olurdu değil mi?

İçeri dünki kadın girdi. Elinde bir tepsiyle gizlice geldiğini belli eden tavırlar sergiliyordu. Anlamsız bakışlarımı sabit tutup konuşmasını bekledim.

"Al bir şeyler yemelisin." Sanki benim iyiliğimi çok düşünüyordu. Dün ona o kadar yalvarmama rağmen tek dediği şey seni hazırlamam lazımdı. Burda ki kimsede en ufak bir vicdan kaldığını sanmıyordum.

"İstemiyorum." Kadın bana gözlerini devirdi. Ona trip attığımı falan mı düşünüyordu bu tavrı niyeydi ki. Beni kendi halime bıraksa iyi ederdi.

"Dünden beri bir şey yemedin. Boşuna istemiyorum deme deli gibi aç olmalısın. Hem bunu kaçak getirdim. Böyle bir yerde odalara servis yok anlayacağın gibi." Bide bana sitem ediyordu. Cidden bunlar burda ne kullanıyordu?

"İstemiyorum dedim sana." Tavrımı kesin tuttum. Uzatıp yanım da kalmasını istemiyordum.

"Yemeyip kurtulurum diye saçma bir plan kurma aklınca. Sait bunu öğrenirse sana işkence eder." Sait'in ismini duyunca titremeden edemedim. O adam yeryüzünün zebanisi gibiydi. Karşısında ki insana sadece bakarak bile tedirginlik verebilirdi.

Masum Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang