SÖZ

24.8K 809 114
                                    

Multimedya Buğra

Elif

Gönül sevsin diye , dil söylesin diye yok mudur zaten. İnsan birini sevince hisseder. İçinde ki duygu yoğunluğunu, patlamaya hazır volkanı hisseder.

Normal renginde olan hayat gökkuşağı gibi olmaz mı? Aşk acısında da siyah beyaz... Aslında biz var olanı değiştirme derdindeyiz. Biz ya kalbimizi kırmanın ya da onarmanın peşindeyiz.

Her aşk mutlu sürmez. Her aşk mutlu da bitmez. Masallarda ki sonsuza kadar mutlu yaşadılar ne kadar inandırıcı olabilir ki?

Aşk istiyorsan; üzerine titremen gerek. Bir bebek gibi koruman gerek. Bir çiçek gibi sulaman gerek..

Aşık olabilirsin. Önemli olan aşık kalabilmek. Karşındaki kişinin aşkını koruyabilmek...

Cam gibidir aşk. Kırarsan eskisi gibi olması zordur..

Daha güzel sevebilmek... Karşımda ki adam beni sevebilmiş miydi de şimdi benden daha güzel sevebilmek için bir şans istiyordu? Anlamsızca baktığım gözlerin bana umutla bakması sinirlerimi bozdu. İstemsizce bir kahkaha patlattım. Kendimi durduramıyordum bir türlü. Bütün evi kahkaham dolduruyordu. Dakikalarca kendimi susturamadım.

Buğra hiçbir şey söylemeden öylece bana bakıyordu. Gülmemin verdiği şoktan çıktıktan sonra sinirlenmeye başladığını biliyordum. Yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu zaten. Ama korkmuyordum. Şu an gerçekten hiç korkmuyordum.

Gülüşümü zar zor durdurduğum da kendimi bir koltuğa attım. Sanki bacaklarım tutmaz olmuştu. Sinirlerim boşalmıştı resmen.

"Bitti mi?" Sorusuyla başımı ona çevirdim. Kahkaham yüzünden gözümden akan yaşları sildim.

"Şaka mı yapıyorsun sen bana?"

"Hayır." Dişlerini sıkarak konuşuyordu. Sakin kalabilmek onun için zor bir şey tabii. Ama artık benim de sakinliğim kalmamıştı.

"Benden ne istediğinin farkında mısın sen?"

"Farkındayım Elif."

"Yarın burdan gidicem. Kesinlikle seninle daha fazla kalamam." Bu adam delirmişti. Gerçekten artık emindim.

"Gidemezsin Elif. Dışarı çıktığın an tehlikedesin. Buna göz yumamam."

"Burda da tehlikedeyim." Buğra artık kendini sıkmaktan vazgeçip ayağa kalktı. Masanın üzerinde ki vazoyu yere atıp, bağırmaya başladı.

"Kör müsün sen!? Sana asla zarar vermeyeceğimi göremiyor musun? Farklı hissediyorum diyorum. Benim için özelsin bana bir şans ver diyorum. Kimseye demedim ben şimdiye kadar bu lafı lan kimseye! Kimseden bir şey istemedim Elif!" Ellerini saçlarına daldırıp çekmeye başladı. Önümde bir oraya bir buraya volta atıyordu. Bense hiç konuşmadan onu izliyordum.

"Benden korkma dedim. Sana zarar vermicem dedim. Ben sana yardım ettim Elif! Herşeyi çok yanlış düşünüyorsun! Bana bir kere bile sormadan kendi kafanda kuruyorsun sen Elif!" Bu ne demekti şimdi yani? Sormak bile gelmedi içimden bir an.

Buğra volta atmayı bırakmış, kendine bir içki dolduruyordu. Yarısına kadar doldurup bir yudum da bitirdi. Sonra bir tane daha koyup koltuğa geri oturdu.

"Kendime ilk defa bir kıza açtım lan ben. Siktiğim şu dünyasında ilk defa bir kızı sevdim. Sana bir kötülük yaptım tamam ama bu düşündüğün şey değil Elif. Sadece kötü bir başlangıçtı. Ama Elif ben kötü bir insanım. Anladın mı kötü. Ben seni tanıdıktan sonra iyileştim. Benim bu yüzümü senden başka kimse görmedi."

Masum Where stories live. Discover now