HAFIZA

20.1K 897 101
                                    

Kalp insanın en narin organıdır. Kırılabilir de, incine bilir de hatta taşlaşabilir de. Bir insanı sevmekten daha zor bir şey varsa o da sevmeye devam edebilmektir. İnsan birini sevince bitmiyor ki iş. Deli gibi aşık olduğun bir adamdan ölesiye nefret ettiğin an anlıyorsun bunu. Öyleki yaptıklarıyla kendinden soğutabiliyor. Durup düşünmeden edemiyorsun. Bu muydu benim sevdiğim adam? Bu muydu uğrunda kendimden vazgeçtiğim adam? ( Yazar burda kendini anlattı. Neyse sakinim.)

Sevmekten ölesiye korkan bir kızım ben. Öyle ki babamı bile sevemedim. Zaten sevilecek kadar iyi bir adamda değildi. Annem desen.. İnsan görmediği bir insanı ne kadar sevebilirse işte o kadar seviyordum onu. Ama bir adamı sevmeye gelince iş.. İşte Elif Demir ordan koşarak uzaklaşırdı. Çünkü Elif Demir en çok sevilememekten yıpranmıştı...

Kulağıma dolan sesler bana nerde olduğumu sorgulattı. En son evimde değil miydim ben?

"Ne zaman uyanır?" Ses yanı başımdan geliyordu ama tanıdığım birine ait değildi.

"Uyanacak değil mi doktor!?" Bu Simay'dı. Gözlerim açık olmasa bile her türlü tanırdım bu sesi.

"Sakin olun önce. Buraya getirdiğinizde bir kaç kırığı vardı. Şükür ki başına aldığı darbe riskli bölgede değildi. Yoksa bitkisel hayatta olabilirdi şu an. İç kanama riskini göz önüne alarak gerekli muayeneyi yaptık. Şu an hayati tehlikesi yok. Tahminlerime göre uyanması uzun sürmez. Hatta uyanmış bile olabilir ama vücudu çok bitkin düştüğü için kendinde o gücü bulamıyor olabilir. Ben yine kontrole gelicem. İkiniz birden yanında kalmayın bir refaketçi şimdilik yeter. İzninizle."

Ne olmuştu ki bana? Başımda katlanılmaz bir ağrı vardı ama hareket edemiyordum. Gözlerimi açmak Simay'a sormak istiyordum ama sanki gözlerime bant yapıştırmışlardı.

"Elif'im kuzum beni duyuyor musun? Canımın içi ne yaptılar sana!?" Ne yaptılar bana gerçekten? Şu an acayip heyecanlıyım ama hareket edemiyorum. İşkence ötesi bir şey bu.

"Simay sen git ben beklerim başında." Yine o erkek sesi. Kimsen artık benimle yalnız falan kalamazsın.

"Olmaz ben beklicem." İşte biliyorum Simay bırakmaz ki beni.

"Simayy." Israrcı bir ses tonuyla konuştu bu sefer. Şimdi Simay ona ağzının payını verecekti.

"Peki uyandığında beni ara ama olur mu?" Bak işte benim kard.. Ne! Beni bu tanımadığım adamla yalnız mı bırakacaksın Simay!

"Tamam." Sensin tamam. Allahım şu an içten içe kavga ediyorum burda ne olursun güç ver bana.

Kapının açılıp kapanma sesini duyduğum da Simay'ı bir güzel benzeteceğimle ilgili kendime notlar almakla meşguldum. Beni nasıl bırakıp giderdi böyle?

Sonra elimde bir başkasının elini hissettim. Korkup çekmek istesemde hareket edemiyordum işte.

"Elif'im. Uyansanda mavilerine kavuşsam artık." Oha. Bu adam beni tanıyor muydu? Bir de Elif'im dedi bana. Kim olduğunu anlamaya çalışsam da başımda ki ağrıyla düşünmemeye karar verdim.

"Biliyorum bana kızgınsın. Daha önce bulmalıydım seni. Ama bende kendime çok kızgınım yemin ederim. Elimde olsa asla o pezevengin seni bulmasına izin vermezdim." Hangi pezevenk? Ne diyorum ya ben!

"Ama bir daha asla yalnız bırakmıcam seni. Hep yanımda kalacaksın." Anladımmm. Ben rüya görüyordum tabi ya. Yoksa niye hareket edemiyim. Yoksa neden tanımadığım bir adam konuşsun benimle. Sakinleşip tekrar uykuya dalmayı bekledim. Zaten rüyada ki adam da susmuştu pek de zor olmadı..

Buğra

Kaza anı...

Elimde ki silahla öylece kalakalmış araban atlayan Elif'e bakıyordum. Yolun ortasında birkaç kere yuvarlanmış hareketsiz halde duruyordu. İlk şoktan çıkıp hemen ileriye atıldım. Elif'in yüzünü ellerimin arasına alıp gözlerimle her yerini taradım. Başı kanıyordu.

Masum Where stories live. Discover now