"Gidemezsin zaten aptal herif! Kaçırıldı! Yok ortalıkta!" Duyduğum sözler, kasılmama neden olmuştu. Gözlerim öylece yerde kala kalmış, aklımdaki binbir soruyu düşünüyordum.

"Nasıl kaçırılmış? Nereden biliyorsun?" Derin bir nefes alıp verdi. "Tam bir bilgim yok Zayn yürü" peşinden koşar adımlarla evden çıktım. Arabaya binip Harry'nin kullanmasına izin verdim. Ayılmış olsamda, başım ağrıyordu. Her hangi bir polis çevirmesi olursa, içeri atarlardı ve bu duyduklarımdan sonra isteyeceğim son şey bile değildi. Bacağımı titretirken, Liam, Marco, Elisha ve Gabriella'nın neden aradığını anlamıştım.

Evlerine geldiğimizde, koşarak kapıya ulaştım. Kapıyı açan Gabriella suratıma tokatı indirmişti. Omuzlarımdan iterek beni uzaklaştırdı ve oda dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

"Nerede o?" Diye tısladı. Gözleri kızarmıştı ve sesi kısılmıştı. Gördüklerim, duyduklarımı inkâr eden beynime şok etkisi yarattı. Cidden kaçırılmış mıydı?

"Bilmiyorum" dedim şaşkınlıkla. "Ne dedin ona Zayn? En son senin yanındaymış ne oldu?" Diye bağırdı. Başımı aşağı eğdim. "Gazetedeki haberi gördüm ve biz kavga ettik. Onu... üzdüm. Benimle sadece reklam ilişkisi yaşadığını düşündüm ve bunu ona söyledim" Harry ve Gabriella suratıma şaşkınlıkla baktılar.

"Aptalsın" diye tısladı Gabriella. "Neden o zaman?! Neden o herifi bana yanlış tanıttı?! Neden yalan söyledi?!" Oda benim gibi bağırarak cevap verdi.

"Çünkü seni geri zekâlı, o herif ona çok acı zamanlar yaşattı! Bugün sana herşeyi anlatacaktı fakat sen onu dinlememişsin bile! Calep onu aldattı ve darp etti! Marie onun yüzünden rehabilitasyona gitmek zorunda kaldı! Bu kolay kolay anlatılır mı zannediyorsun?"

Sesli bir şekilde yutkundum. Ayağı benim yüzümden burkulduğunda, gereğinden fazla bir sertlik göstermişti. Terasta yanına gittiğimde gözlerinde endişe vardı. Bugün restorantın önünde 'anlat' dediğimde, 'burada olmaz' demişti ve ben salak gibi içeri girmemiştim. Aptaldım ben. Tescilli aptaldım.

"Ben" dedim fakat devamını getiremedim. Ne diyecektim bu durumda? O herifin ağzını burnunu dağıtmak, Marie'yi kollarımın arasına alıp milyon kez özür dilemek istiyordum fakat hiç birisi şu anda mümkün değildi.

"Anlatırsam, hareketleri değişir. Bei güçlü birisi olarak görüyor, zihnindeki, kalbindeki kişiyi yok etmek istemiyorum. Beni böyle sevdi, böyle bilsin istiyorum, diyordu." Verandadaki salıncağa otururken, göz yaşları akmaya başlamıştı. Güçsüzlükle yere çöküp merdivenin başına oturdum.

"Seni kaybetmekten korkuyordu. Yaşadığı acılardan sonra, kalbini canlandıran ilk kişi sensin ve özelsin onun için. Sandığından çok daha fazla seviyor o seni. Sen ise ikinci ve en yıkıcı tekmeyi attın ona" Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, sözleriyle kalbimin acısı yükseldi.

"O sana âşıktı" En ağır sözüde bu olmuştu. Başımı önümdeki beyaz tahtaya yasladım ve defalarca kez vurdum. Harry omuzlarımdan tutup durdurdu.

"Kendine zarar vermenin ona bir yararı olmaz. Şimdi ikinizde kalkın ve içeri geçelim" aramızdaki en soğuk kanlı kişi oydu. Dediğini yapıp ayağa kalktım fakat bacaklarım beni taşıyacak durumda değildi. Kendimi çok güçsüz hissediyordum. Kalbim acıyor, beynim çalışmıyordu. İçeri girdiğimizde, onlara yemeğe geldiğimiz akşam geldi aklıma. Burada, kapının önünde onu sıkıştırmıştım. O zamanlar sınırlarını zorlayıp, benden etkilendiğini itiraf etmesini istiyordum.

Elimi kapattığı kapıya koyup suratımı hafif aşağı eğdim. Aramızda çok az bir fark vardı ve yüzünün güzelliği beni benden alıyordu. Masum ve ürkek bakışlarının altında kendinden oldukça emin bir kadın vardı aslında. Yüzüme ister istemez bir gülümseme yayıldı. Sınırlarını zorlamak adına aklımdan geçeni söyledim.

Heart By Heart || Z.MOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz