“Nazlı iyi misin?” dediğinde Murat’ın bakışları da genç kıza dönmüştü.

“Görünüşte bir şeyiniz yok ama bir yeriniz ağrıyorsa hemen hastaneye gidelim.” Murat’ın teklifi karşısında Nazlı bakışlarını kaçırarak  “Ben iyiyim, hastaneye gerek yok,” dedi. Hazan Murat’a gitmesini işaret ederken bir yandan da Nazlı’nın neden bu kadar tedirgin olduğunu anlayamamıştı. Murat yanlarından uzaklaştıktan sonra gözlerini Nazlı’ya dikerek konuşmaya başlamıştı.

“Seni dinliyorum Nazlı?”

“Ne duymak istiyorsun abla?”

“Neden bu kadar korktuğunu… Neden etrafına hep korkuyla baktığını?”
“Ben…”

“Hiç itiraz etme Nazlı, Murat’a bile tedirgin bakıyorsun. Neden bu haldesin sen?” Nazlı bakışlarını kaçırırken gözünden aşağıya bir damla yaş düşmüştü.

“Ben özür dilerim, sizi rahatsız etmek istememiştim.”

“Bizi rahatsız ettiğin yok Nazlı, sadece senin iyiliğin için soruyorum. Başına kötü bir şey mi geldi?” dediğinde Nazlı ağlamasına devam etmişti.

“Nazlı bana güvenmen gerek, sana yardım edeceğimi bilmelisin.”

“Abla elimde değil, her zaman bana zarar verecekler sanıyorum.”

“Peki dershane de ne yapıyorsun? Bilmeden sana işkence mi yapıyoruz.”

“Öyle değil abla, ben yalnız kalmaya korkuyorum. Annemle yaşarken kapımıza sürekli birileri gelirdi. Annem kapıyı açmadıkça daha da kötü konuşuyorlardı.” Nazlı kesik kesik anlatırken Hazan olabilecek olanları anlamaya çalışıyordu. Konuşmasını birleştirirken halası ile Nazlı’yı birilerinin rahatsız ettiğini anlamıştı. Bu da henüz küçük olan Nazlı’yı oldukça etkilemişti anlaşılan.

“Sana burada kimse bir şey yapamaz.”

“Ben…” Hazan yerinden kalkarak genç kıza sarılmıştı.

“Korkma artık, ben hep yanında olacağım.” Hazan kendi sözlerini duyduğunda birden gerilmişti.

Şimdi yeni bir nedeni daha olmuştu hayata tutunabilmek için. İçi birden acıyınca “Ben olmasam bile Aziz enişten seni asla yalnız bırakmaz. Ve Murat, ondan sakın korkma. Ona kendimden daha çok güvenirim. Seni koruyacaktır.” Nazlı ağlamasına devam ederken evin kapısından çıkan Zehra yüzünü asarak konuşmuştu.

“Kuzen sarılması yapıyorsunuz ve beni çağırmıyorsunuz.” Dediğinde ikili gülümseyerek onu da araların almıştı. Üçü birlikte masaya geçtiklerinde elinde telefonla gelen Sonnur hanımın yüzünde ki ifadeden hoşlanmamıştı.

“Kızım sana telefon var.”

“Kimmiş abla?” kadın sessiz kalınca Hazan endişeli bir şekilde yerinden kalkarak telefonu eline almıştı. Kısa süren telefon konuşmasının ardından eve doğru ilerlerken hızlı olmaya çalışıyordu.

Çantasını aldıktan sonra arabaya doğru ilerlerken bir yandan da “Murat arabayı çalıştır gidiyoruz!” diye emir vermişti. Onun endişeli hali genç adamın dikkatinden kaçmazken emri hemen uygulamıştı.

“Nereye gidiyoruz efendim?”

“Hastaneye!” Murat endişeli bir şekilde aynadan arkaya doğru bakarken “Bir sorun mu var Hazan hanım?” diye sordu. Genç kadın sıkıntılı bir şekilde başını geriye yaslarken bir yandan da “Umarım ciddi bir sorun yoktur,” dedi. Arabayı hastanenin acil kapısında durduğunda Hazan hiç vakit kaybetmeden arabadan inmişti. Danışmaya doğru ilerlerken kulaklarına dolan acı bir çığlıkla duraksamıştı.

HEP SENİ BEKLEDİMWhere stories live. Discover now