2. Bölüm

20.1K 1.2K 22
                                    

"Yeni hikayemizi nasıl buldunuz arkadaşlar? İlk kez dram tarzı yazmayacağım ama bu konu hakkında ilk kez yazacağım. Bu yüzden benden desteğinizi esirgemezseniz sevinirim. Keyifli okumalar!"

*****

Kulaklarını sağır edecek bir sesle uyanan genç adam hızla yerinden doğrulmuştu. Odasından çıkarken üzerine geçirmeye çalıştığı gömleğini düzeltmek için çabalarken bir yandan da gök gürültüsünü andıran sesin nedenini öğrenmeye çalıştı. Kapı ağzına geldiğinde ise annesini yanında bir adamla eve girerken gördü.

"Daha dikkatli olsana be adam..." Annesinin azarlayan sesi karşısında duraksayan adam neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Anne senin burada ne işin var?" Neslihan hanım oğluna gülümseyerek bakarken diğer yandan da yanında elinde büyük bir kutu bulunan adamı azarlamaktan geri kalmıyordu.

"Oğlum, uyandırdık mı? Şu aptal elindeki kutuyu düşürünce tabi uyanırsın. Umarım içindekiler kırılmamıştır. Ah dünyanın parasını verdim o makineye..." Aziz annesinin neden bahsettiği hakkında en küçük bir tahmin yapmadı. Nasıl olsa annesi yine pahalı bir şeyler almıştı. Bu huyundan nefret ediyordu. Annesi para harcama makinesi gibiydi ve bu davranışı yüzünden sürekli kavga ediyorlardı.

"Anne yine ne aldın?" Kadın adama kutuyu bırakması için mutfağı gösterirken kendisi de oğluyla birlikte salona doğru ilerlemişti.

"Ah evladım, biliyorsun yakında evleneceksin. Senin bu evi biraz güzelleştirelim istiyorum. Şu eşyaların eskiliğine bak. Neden dekorcunu değiştirmiyorsun?"

"Ben evimin bu halini seviyorum anne, ayrıca evlendiğim falan da yok."

"Ama Aziz, bir hafta sonra Neslişah'ı istemeye gideceğiz. Biliyorsun babasının..."

"Evet, babasının büyük bir serveti var. Yeter artık anne sen istediğin için kızla tanışmayı kabul ettim. Sırf başımın etini yediğin için."

"Neden böyle söylüyorsun?" Neslihan Hanım sahte bir üzüntüyle oğluna arkasını dönerken Aziz bıkkın bir şekilde annesine yaklaşmıştı.

"Tamam anne, artık üzülme. İstediğin gibi o kızla görüşeceğim ve birbirimize uygunsak evleneceğim. Ama sende beni rahat bırak artık."

"Tamam o zaman sen Neslişah ile evlen zaten onunla vakit geçirirken sende rahat edersin." Aziz hayatının bu kadar karıştığına inanamıyordu. Dokuz yıl önce ne kadar da sakin bir hayatı vardı. Ailesinden kalan arazilerden bir kısmını satarak kendisine iş kurmuştu. Hızla yükseldiği iş dünyasında eline geçen ilk fırsatta sattığı arazileri geri almıştı. O topraklar babadan oğula geçen arazi parçalarıydı. Babası öldükten sonra annesinin davranışları oldukça değişmişti. Annesi tam bir burjuva gibi davranıyordu. Sırf acısına saygıdan onu kısıtlamak istemiyordu ama bu gidişle önüne geçmek zorunda kalacaktı. Sıkıntıyla yüzünü ovalarken sakinleşmeye çalıştı.

"Benim işe gitmem gerek, sen istediğini yapabilirsin." Odasına doğru annesin söylemleri altında giderken aklında evin anahtarını değiştirme düşüncesi vardı. Annesi aklına her estiğinde kendi evine giriyor ve ortalığı karıştırıyordu. Neslişah, kızın adı bile genç adamın içinin ürpermesine neden olmuştu. Dolabına giderek havlusunu almış ve banyosuna girerek kısa bir duş almıştı. Üzerini giyip şirkete girmek için dolabının çekmecesini açtığında önüne gelen görüntüyle duraksamıştı. Yıllardır çekmecede olan çerçeveyi eline alarak parmaklarını şefkatle resmin üzerine gezdirdi.

"Seni çok özledim..."

"Aziz oğlum çıkmayacak mısın?" Kapısına gelen annesinin içeri girmesini beklemeden elindeki çerçeveyi yerine koyarak çekmeceyi kilitlemişti. Neslihan Hanım odaya girdiğinde oğlunun gömleğinin düğmelerini iliklerken bulmuştu.

HEP SENİ BEKLEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin