trente-cinq

52 9 0
                                    

Her şey bitmişti artık.

Okul bitmişti.

Mezuniyet yapılmıştı. 

Stajlar ve diğer her şey bitmişti.

Herkes eşyalarını topluyordu. Kimisi şimdiden bulduğu işle hayata başlayacaktı. Kimisi iş aramaya devam edecekti, ben dinlemiyorum bahanesiyle.

O konuda şanslıydım, notlarım sayesinde iş bulmuştum. Hatta okul bitmeden çalışmaya başlamış, herkes okul bitti diye eğlenirken ben para biriktirmiştim. Yurttan ayrılırken herkes evine dönecekken ben biriktirdiğim parayla bir daireye yerleşecektim. 

Her şey yolundaydı!

Yolunda mıydı?

Michael gidip, babasını şikayet etmişti. Tanık olarak yalan söylemesiyle Profesör beni zorlayıp, taciz ettiği için okuldan atılmış ve meslek hayatına son verilmişti.

Michael bir daha benimle konuşmamıştı.

Onu sürekli okulda birileriyle gezip, tozarken yada işi pişirirken görmüştüm. Saçlarının siyah olması da cabasıydı. Beni hiç görmüyordu. Görse bile görmezden gelip, kafasını çevirirdi.

Bir daha onların odasının yakınından bile geçmedim. 

Ama Michael çok kez kütüphanede beni izlemişti. Fark etmiştim ki, Michael renkli biri değildi. O renklere sarılıyordu, saklanıyordu.

Renklere bürünüyordu. 

Michael'ı hala düşünüyordum. Onunda beni düşündüğüne yemin edebilirdim.

Eşyalarımı topladım ve tam kapıdan çıkacaktım ki, kapıda Mike'ı gördüm.

''Michael?''

''Imelda..'' dedi ve ağlamaya başladı. Gözünden yaşlar boşalırcasına dökülüyordu.

''İyi misin?'' dedim.

''Babam.. babam öldü..'' dedi ve ayakları artık onu taşıyamadığından yere düşecek gibi oldu.

Koştum ve onu tuttum. Kucağıma yatırdım, yerde oturuyor ve ağlıyorduk..

..

Aradan bir ay geçmişti. Michael'ı evimde ağırlıyordum. Bütün o cenaze ve acı işleri bitene kadar Michael'a elimden geldiğince baktım. Hem çalışıyor hem de onunla ilgileniyordum.

Bir gün beni karşısına aldı ve ''Imelda, çok üzgünüm.'' dedi.

''Michael. Asıl ben özür dilerim. Yaşadığın korkunç şeylerin sebebi bendim.''

''Ama ben senin yanında olamadım.'' dediğinde gülümsedim.

''Bundan sonraki hayatında olmaya ne dersin?'' dedim ve beni öptü.

O günden sonra hiç ayrılmadık, hep yan yanaydık. 2 yıl sonra evlendik. Profesörle yaşanan şeyleri hiç unutamayacağımı sanmıştım ama o kadar güzel ve huzurlu bir hayatım olmuştu ki, kötü anılarım bir bir silinmişti..

Ve Michael renklerini hiç kaybetmedi.


(MEDYADAKİ BİR HAYRAN ARKADAŞLAR)

Covered In The Colours. / Michael Clifford.Where stories live. Discover now