neuf

761 69 34
                                    

 Michael bir kere daha öpüşme seansımızı bölmüştü. Ama bu sefer asıl isteğinin başka olduğunun farkındaydım. 

''Gitmek istediğin bir yer var mı?'' Diye fısıldadı kulağıma. Sesi oldukça nahoş ve teşvik ediciydi.

''Sanırım, evet.''

''Neresi mesela?'' Beni bilerek bu hale getirmeye çalışıyordu ve çok başarılıydı. Başını boynuma gömüp, emmeye başladığında konuşmak için dudaklarımı aralayamıyordum. 

''Bana cevap ver.'' Demek için kafasını kaldırdığında kulağına doğru fısıldadım.

''Odana!'' 

 Bana gözleri ışıldayarak bakarken ellerimi sıkıca tuttu ve arkasını dönüp, koşar adımlarla odasına doğru ilerledi. 

 Her ne kadar kolum sert bir şekilde çekildiği için acısa da, ben halimden memnundum. Etraftakiler 'Mike her zaman ki gibi, bir kızı becerecek' düşüncesine kapılmış olacaktı ki, bize bakmıyorlardı bile.

Michael kapıyı açtığında içeri girmem için müsaade etti ve sonra kendide girip, kapıyı kilitledi!

 O arkamdan gelirken koşarak masasına gittim. Masadaki her şeyi yere atıp, üzerine oturdum. Kollarını belime bağlarken bende kendi kollarımı onun boynundan sallandırmıştım.

''Benden kaçabileceğini mi sandın küçük hanım?'' Dediğinde küçük bir kahkaha attım. Gözlerimizi kapatıp, bütün bu şehvetin tadına varmaya çalıştık. Beni öperek masaya yatırdı ve üzerime çıktı. Dudaklarını benden ayırdığında bu biraz rahatsız etmişti. 

Kırmızılarımı geri istiyordum!

 Nefesini kesik kesik boynumda hissediyordum. Bunu ilk kez yapacak olan bendim neden heyecanlıydı ki? Kalbinin sesi sanki fırlayacakmış gibi geliyordu. 

 Tişörtünü çıkarttığında göğüsüne dokundum ve sıcacıktı. Bu sıcaklık iyi hissettiriyordu. Hiç bir şeyi bilmediğimden sadece onu izleyecektim. Kırmızıları yaklaştı ve yanağımdan boynuma doğru bir yol çizdi. 

 Nefesimi kontrol edemiyordum. Korkuyordum. Evet, çok korkmama rağmen deli gibi de istiyordum. Boynuma geldiğinde oraya bir ısırık bıraktı.

''Ellerin.. İşe yaramalı.'' Dediğinde pantolonundan bahsettiğini anlamam geç olmuştu. düğmesini çözerken ve fermuarı çekerken o çoktan tişörtümü sıyırıp, içeriye göz atmaya başlamıştı bile. 

 O iki parça kıyafeti farklı yönlere fırlattık ve daha fazla dayanamayıp, dudaklarımızı tekrar buluşturduk. Yanıyordum ve bu çok tutkulu bir şeydi. Ben hiç farkına varmadan şortumu çıkarttığında gözlerimi açıp, onu itekledim. 

 Derin nefes alış verişlerimiz biraz düzene girdiğinde ona kaşlarımı çatmaya çalıştım. Başaramadığım için maymun gibi göründüğümün farkındaydım. Neyse ki, o anlamıştı ve kulağıma doğru eğildi.

''Sakinleş, seni hemen becermeyeceğim. Önce olabildiğince tadını çıkaracağız.''


SELAM SEVGİLİ OKUYUCULARIM, NORMALDE NOT YAZMAYI SEVMEM AMA İTHAFLARI YORUM YAPANLARDAN SEÇİYORUM. BİLGİLENDİREYİM DEDİM VE TEŞEKKÜR EDERİM, SİZİ SEVİYORUM.


Covered In The Colours. / Michael Clifford.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin