52.bölüm 'Seçim'

7.1K 336 50
                                    

Bunu yapabilirim.

Bunu yapabilirim!

Bunu atlatacağım.

Ama ben sadece insanım.

Ve düştüğüm zaman kanarım.

Ben sadece insanım.

Parçalanır ve yıkılırım.

Cover Boy Epic - Human 

Okurken tekrar tekrar dinlemenizi öneririm. 

Yağız'ın içimde oluşturduğu ona saf olan taraflarımı öldürmüştüm ve zihnimin sularında yüzen bu cesetler artık zehirli bir koku yaymaya başlamıştı. Düşüncelerimi zehirliyorlardı. Mantığımı öldürüyorlardı. Ölmüş olsalar bile beni etkileyebiliyorlardı. Bunu nasıl yapabiliyorlardı? Bu mümkün olabilir miydi? Ölü olsalar da Yağız'ın o kendine özgü kokusunu zihnime nasıl yaya biliyorlardı.

Şu an kaos gibi olan bir ortamdaydım ve Yağız'ın gözleri öyle kitlenmişti ki gözlerime öfkesiyle sevişen endişesini görebiliyordum. İfadesi o kadar sertti ki bunu kendimle bağdaştırmadan edemiyordum. Küçük bir kız çocuğu gibi o ne zaman böyle öfkeyle bakıp yüz hattı bu kadar gergin olsa kendime pay çıkarıp korkuyordum. İçimde ki küçük kızın ıstırabıydı sanırım bu. Beni kendimle çelişkiye düşürüyordu. Hem asi ve dik kafalıydı hem de deli gibi korkuyordu. 

Ah, bu çok garip bir histi.

Önümden hızla geçen arabanın ardından atıldım. Ama caddenin karşına varana kadar yol iki şerit içeriyordu. Beni telaşlandıran polisler ise hemen arkamdaydı. Onlarda benim gibi bir deli cesaretiyle arabaların vızır vızır geçtiği bu caddenin ortasına atlamışlar mıydı? Şu an arkama bakmam ölüme davetiye çıkaracak gibi hissediyordum ve aklımdan geçenleri okuyabiliyormuş gibi, "Sakın arkana bakma." diye bağırdı, Yağız. Bana doğru elini uzatmıştı. Geçebileceğimi elleriyle gelmemi işaret ederek söylüyordu. Onun beden dili bile sertti.

Arabalar hızlı geçiyordu ve ben tereddütte kalarak yolun ortasında geçecek olan arabayı beklemekle önünden geçmek arasında ikilemde kalmıştım. Araba hızlıydı, geçebilir miydim emin değildim. Arabalardan yükselen korna sesleriyle daha da strese girerken, öne doğru atıldım ama gelen araba haykırırcasına kornaya bastı. Hızlı adımlarla geri adım atarak biraz önce durduğum yere yeniden geldim. Geçememiştim. Bu Yağız'ı daha da sinir ediyordu. Bir türlü geçemiyordum. 

O araba önümden hızla geçti arkasında ki araba çok hızlı değildi ama yakındı da. Yavaş olması beni cesaretlendirse de arkamdan gelen polislerin bağırtıları kalbimin ritmini ele geçirmişti sanki. Nefesime hükme ediyorlardı ve kafamı karıştırıp beni sevmediğim ve dengemi sarsan nedenlerden biri olan heyecana sürüklüyorlardı. Ne yapacağımı şaşırarak yola atıldım. Bu arabayı da geçersem sadece bir şerit kalacaktı ve Yağız'a ulaşacaktım. 

Yapabilirdim. Direk kendime verdiğim cesaretle yola atıldım. Ne kadar hızlı koşsam da karnımda ki ağrılar kasılmama neden oluyordu ve beni yavaşlatıyordu. Yapabilirim diye içimden geçirirken, arabanın farları gözlerimi aldığın da başımı çevirip, arabaya baktım fren sesi etrafta yankılanırken ben koşmaya devam etsem de araba canımı yakacak bir şekilde bana çarptı. Başta kaputuna ellerimle yaslanıp ardından beni itmesiyle yere dönerek hızla düştüm. 

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin