Gül'e Ait 11. Bölüm 3. kısım

En başından başla
                                    

"Rica ederim Gülizar Hanım, hoş geldiniz."

"Hoş bulduk, eee... Lütfen Gülizar de."

"Peki Gülizar abla, tanıştığımıza çok memnun oldum. Hafize ablama mutfakta yardım ediyordum, o yüzden kapıda karşılayamadım."

'Hafize abla da kim? Haa, Pınar evin emektarı diye bahsetmişti.' "Hiç önemli değil. Ben de memnun oldum Aynur."

"Sağ olun. Kahvenizi nasıl alırsınız?"

"Zahmet olacak, orta şekerli lütfen." 'Asaf'tan sonra ilk defa birisinin elinden kahve içeceğim. Ne kadar garip! Düşünmeyi kes artık, her seferinde rezil oluyorsun. Anan, alık derken haklıydı herhalde. İnsan dibine kadar giren birisini fark etmez mi? Demek evlenecek olan Aynur bu!.. Ne tatlı bir kız, Allah mesut etsin Pınar'ın anlattığı kadar var.'

"Ne zahmeti, zevkle..." dedikten sonra diğer yanına dönen genç kız, Pınar'ın yüzüne sevgiyle bakarak, "Ablacım..." diye seslendi. Kendisini görmesiyle hareketlenen bebeklerin haline gülümseyerek konuşmaya giren kadına geri döndü.

"Söyle kuzum."

"Uyku saatleri geçiyor. Kahveleri getirdikten sonra Nehir'le Yağız'ı yatırayım mı?"

"Çok iyi olur hayatım. Ben de senden rica edecektim, huysuzlanmaya başladılar."

"Merak etme ablam, ben hallederim."

"Sağ ol bitanem."

'Pınar, bu kızı gerçekten çok seviyor olmalı... Sanki evin hizmet etmekle görevli bir elemanı değil de akrabası gibi davranıyor!'

Aralarında çalışan işverenden ziyade abla kardeş ilişkisi gözlemlediği çifti izlerken, Pınar'ın anlatıldığı kadar sevgi dolu bir insan olduğuna kanaat getirdi. Kısa süre sonra dönen kızın elinden kahvesini alamadan, bu sefer de kendisini orta yaşlı bir kadının kollarında bulunca, Hafize abla diye tanıtılan toplu kadının anaç tavrı karşısında duygulandığını hissetti. Sanki uzun zamandan beri tanışıyorlarmış gibi sıcak bir yaklaşım sergilemesi, bağrına basarken, 'Güzel kızım benim, hoş geldin çocuğum.' diye seslenmesini, algılamakta zorlandığı bir mutlulukla kabul etti. Bir süre ayaküstü muhabbet ettikten sonra çocukları alarak odadan çıkmalarının ardından oluşan sessizlikte, arkasına yaslanarak doya doya yeni arkadaşlarına baktı.

'Asaf'ın dostları! Dışı gibi içi de güzel Asaf'ımın, ona yakışır ailesi... Bütün iyi insanlar birbirlerini bulmuş, kendi dünyalarını kurmuşlar. Mutlular! İnsanların hep arzuladığı ama sahip olamadığı bir şeye sahipler. Farklılık gözetmeksizin doya doya yaşanan bir sevgiye... Burada ne cinsiyet mevzu bahis, ne de sınıf farkı! Hayret... Pınar bir şey anlatıyor! Dalıp gitme yine Gülizar, sonra düşünürsün.'

"Hareketli günler bizi bekliyor kızlar, düğünler sıraya girdi. Çoook çalışmam lazım çoooookk."

"Sana ne oluyor Pınar? İki bebekli kadınsın, otur oturduğun yerde işler bir şekilde yürür."

"Aaaa aşk olsun Irmak, hevesimi kursağımda bırakma."

'Çağla'yla Aynur'un düğününden bahsediyor herhalde. İyi de biri baharda diğeri de yazın demişti, niye bu kadar acele ediyor ki! Sabırsız kadın, belki ondandır.'

"Aşkım beniiiimmm, sen evleneceksin de ben arka planda duracağım öyle mi? Hiç şansın yok, mümkün değil Irmak'ım..."

"Neeee? Aayy!" 'Kahretsin, yine aynı şeyi yaptın. Sana ne, sana neee...' "Şey, çok özür dilerim. Ben Irmak'ın evli olduğunu zannediyordum. Hami... Şey olunca..." 'Yok kızım, senden ne köy olur ne kasaba! Bir de Pınar'a patavatsız diyorlar.'

"Rahat ol Gülizar, evliyim zaten. Yani nikahlıyız." Hamile kaldığı için nikahı erkene aldıklarını söylemekten vazgeçen genç kadın, "Düğünü yaza yapacaktık, bebeğin gelmesiyle aynı zamana çakışınca öne çektik." diye biraz da utanarak açıklama yaptı.

"Hayırlı olsun, çok sevindim Irmak. Düğün ne zaman?"

"Önümüzdeki ay... Göbeğim belli olmadan bir an evvel yapsak çok iyi olacak. Pınar'ınki gibi olsa hiç şansım yoktu."

"Evet... Aaayyy kabus gibiydi Gülizar, bir ara fil yavrusu doğuracağımı düşünmeye başlamıştım."

"Gerçekten o kadar korkunç muydu?"

"Hem de nasıl. Altıncı ayımdayken normal bir hamile kadın kadar vardım, gerisini sen düşün."

"Kötüymüş!" derken Aynur'un kendisine bakarak içeriye girdiğini görünce, gülümseyerek karşılık verdi. Bir şey söylemek ister gibi yanaşması üzerine şaşırdığını saklamaya çalışırken, ne olduğunu merak ederek bütün ilgisini genç kıza yöneltti.

"Gülizar abla."

"Buyur Aynur!"

"Asaf abi aradı. Size..."

"Aaahhh!.. Asaaaff..."

"Ablacım," Panikle ayağa kalkan kızın, renginin attığını görünce, "yok bir şey!" deme ihtiyacı duydu. Abisini tanıdığı kadarıyla, korkudan ziyade endişeden kaynaklandığına emin olduğu ifadesi karşısında, gülümseyerek rahatlatmaya çalıştı.

"Ne... Neden aramış Aynur?" 'Aptal aptal... Adam kaç kere söyledi, telefonunu neden yanında tutmuyorsun!'

"Size ulaşamayınca merak etmiş! Vardığınızı teyit etmek istedi."

"Yaaa! Ben, özür... Eee... Telefonumu montunun cebinde unutmuştum. Hemen arayıp..."

"Rahatsız olma abla, ben iyi olduğunuzu bildirdim."

"Olsun ben yine de... Şey, arayayım! Kusura bakmazsanız, iyi olduğumu söyleyip hemen gelirim."

"Tabii!.."




&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&




Arkası yarın :)))))) Görüşmek üzere :)




Gül'e Ait  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin