Bölüm 32 'HİSLER'

5K 216 20
                                    


Umarım çok beğenirsiniz ya... zor günler yaklaşırken sınavlarımız da başlıyor... yorumlarınızı eksik etmeyin. Uzun bir bölüm geldi,  yayınlama sürelerim uzun olduğu için :(

Ayrıca hikaye hakkında görüş ve yorumlarınızı bana mesajla da iletebilirsiniz :) bunca zaman beni destekleyip yanımda oldunuz gerçekten size minnettarım ve sizi çok seviyorum, keyifli okumalar :)

BÖLÜM ŞARKISI: Milow-Ayo Technology (kesinlikle dinleyin benim 7 yıllık vazgeçemediğim şarkım bu bölüme de fazlasıyla uydu:))

***

Hazal durdu.

"NE DEDİN SEN?!" dedim, dişlerimi sıkarak.

"T-telefonla konuşuyordum sadece, size bir şey demedim efendim..." boğuk boğuk gelen sesi beni iyice şüpheye düşürmüştü.

"O SÖYLEDİĞİN İSİM!! KİM O?"

"A-altan mı...?"

Duraksadım, hala rahat bir şekilde söylemeye devam ediyor olmasına iyice sinirlenmiştim.

"K-kardeşimin... arkadaşı bugün buluşacaklardı. Ona gelemeyeceği söylemek için aradım..."

"NE TESADÜF YA?! Ver şu telefonunu!!!" diyerek hızlıca yanına vardım. Telefonu tuttuğu elini arkasına sakladı. Telefonu kaçırmaya çalıştıkça bu beni daha da şüpheye düşürüyordu.

"NE OLUYOR BURADA?!"

Yağız gür sesini mutfağa doldurmuştu. Onu duyunca arkamı döndüm.

"Yağız bu kız Altanla konuşuyor!! Yemin ederim!!"

Yağız yanıma yaklaştı. Elimden tutup beni kenara çekti.

"Simay neyden bahsediyor Hazal?" diyerek soru işaretleriyle ona baktı.

"Y-yağız bey ben yemin ederim... yemin ederim kardeşimin arkadaşı... bugün buluşacaklardı hasta olduğu için gelemeyeceğini söyledim," Hazal'ın elleri titriyordu. Yine de arkasında ki telefonu çıkarmıyordu.

"O TELEFONU ELİNDEN AL YAĞIZ!! BU KADAR TESADÜF OLAMAZ DEĞİL Mİ? İSİMLER BÖYLE TESADÜF OLAMAZ DEĞİL Mİ?"

Yağız bana döndü.

"SİMAY!!" dedi sesi oldukça sert çıkmıştı. Bu ondan korkmama sebep olmuştu.

"Önce biraz sakinleş..." diyerek sesini daha da alçalttı.

"BU KIZ YALAN SÖYLÜYOR! YALAN SÖYLÜYOR YAĞIZ!! EĞER GÜVENİMİZİ KORUMAK İSTİYORSA TELEFONUNU BİZE VERSİN! O NUMARAYI BİZE VERSİN!!"

Yağız elini saçlarına götürdü.

"Sen git Hazal..." dedi.

Ardımdaki tezgaha tutunarak ayakta kalmaya çalıştım.

"NE?! BANA İNANMIYOR MUSUN YAĞIZ?"

"Simay hayır... hayır inanmıyorum, çünkü inanmak istemiyorum. O yıllardır bizim çalışanımız o bana bir şey olsun, sana bir şey olsun istemez. O aileden biri artık, şu noktada ona güvenmeliyiz. Çünkü o Altan kim bilmiyor bile. Onun günahını alamayız. EVET LANET OLASICA BİR TESADÜF OLABİLİR! Ama bu onun bizim ailemizden biri olduğunu unutmamız gerektiği anlamına gelmez. O eğer 'değil,' diyorsa değildir Simay. Sen lütfen... lütfen bu paranoyaklığını bırak artık. Endişe edecek bir durum yok."

Sesi bir yükselirken bir alçalıyordu. Her şeyden önemlisi bana güvenmiyordu, bana inanmıyordu. O Hazal'ı seçmişti. Her şeyi unutabilirdim. Altan'ı dahi... ama Hazal'ın o telefonla konuşurken ki ses tonundaki endişeyi, heyecanı unutamazdım. Bunu istesem de Yağız'a kanıtlayamazdım. Karnıma giren sancı ile elimi karnıma götürdüm. Yağız aynı hızla yanıma koşup elini belime doladı.

BEŞİK KERTMESİ 2 'Mafyanın Gelini'Where stories live. Discover now