BÖLÜM 5 'Koruma'

7.4K 288 18
                                    

1. kitabın şarkısı : James Arthur-Impossible iken bu kitabım için şarkı bulamadım henüz... Ama büyük ihtimal John Legend-All Of Me olacak gibi... özellikle şu cümle tam Simay ve Yağız'a göre 'All of me loves all of you' :)

Görsel: Doğukan-Yağız-Akay (Jessey Stevens-Cameron Dallas-Jared Yarnall) - Görseli göremiyorsanız lütfen yorumda belirtin :(

Keyifli okumalar...

"Öldürdüm!"

"N-NE?!"

Sesimi duyunca arkasını dönen Yağız bana kocaman gülümsedi.

"Aşkım nerde kaldın?" diyerek elini belime doladı. Beni kendine çekerek yasladı. O an sol elindeki telefonu fark ettim. Doğukan da bana kısa süreli gülümseyip tekrar yan tutmuş olduğu telefonuna döndü.

"Aşkım bir saniye şunları bir öldüreyim de..." diyerek elini belimden çekti. Tekrar telefonuna yönelip oynamaya başladı. OYUN.

"Bende öldürdüm şimdi" diyerek kahkaha attı Doğukan.

İçimden koca bir oh çekerek rahatladım. Sadece oyunda... sadece oyunda...

"Ben sınıfa geçiyorum aşkım"

"Tamam hayatım geliriz birazdan"

Sınıfa girerken ilk yaptığım etrafı süzmek oldu. Herkes darmadağınık oturmuştu. Herkes istediği yere oturmuştu yine. Beren en arka sol köşede oturuyordu. Başını çantasına gömmüş büyük ihtimal uyuyordu. Orta sıranın arkasında ise Akay oturuyordu. Uzun bacaklarını öne doğru iyice uzatmış sol kolunu başına koymuş Beren'e dönük vaziyette Beren'i izliyordu. Sağ arka ise boştu. Yağız'ın çantasını orada fark edince sıraya doğru yürüdüm. Çantamı koyup köşeye oturacağım sırada Yağız gil de sınıfa girdi. Yağız yanıma otururken Doğukan Akay'ın yanına oturdu. AKAY'IN... YANINA!

Bu ikisi bir gün illaki kavga çıkaracaktı. Bu bariz ortadaydı. Buna ne Yağız ne de Beren engel olabilirdi.

Derste başım ağrıdığı için başımı defterin üzerine koyacağım sırada Yağız eliyle alnımı yakaladı. Uzattığı sol koluna başımı yavaşça yaslayıp saçlarımı düzeltti. Bu adam bana hep iyi gelecekti. Bu adamı hep ilk gün ki gibi sevecektim.

"Simay..." saçlarıma öpücük kondururken verdiği nefesin sıcaklığını hissetmek çok güzeldi.

"Eve gidelim istersen..." dedi bir kere daha. Başımı kaldırdığımda ders bitmişti. Ben ciddi ciddi derslerde uyuyorum ya. Bunu nasıl beceriyorum bilmiyorum fakat sesler umrumda olmuyor. Bildiğiniz uyuyorum. Okulun bahçesinden gelen çığlık seslerine kulak verdik aynı anda. Pencereden baktığımızda koşuşturan öğrencilerden başka bir şey görünmüyordu. Yağız elimi tuttu, ayağa kalkıp sınıftan çıktık. Aşağıya doğru yavaşça indik. Bahçeye çıktığımızda kimse yoktu. Okulun arka girişinden gelen sesleri duyunca oraya yöneldik. Giderken aklıma bin bir türlü şey geliyordu. Bir öğrenci cinnet geçirip hocalara saldırıyor... ya da bir kızın sevgilisi elinde silahla okula dalmış... ya da biri kalp krizi geçirmişde olabilir ki bu ihtimal daha gerçekçi. Hayır varsa korkunç bir şey ona göre kaçacağım. Ama Yağız elimi böylesine tutarken kaçmam imkansızdı.

Arkaya gittiğimizde gördüğümüz tek manzara Yağız'ın arabası... müdür'ün arabasına çarpmış vaziyetteydi. Aslında bu daha da korkunç bir şey. Araba kendi kendine çalışıp çarpıyor felan. Yağız adımlarını sıklaştırırken elimi bırakmak zorunda kaldı. Aynı hızda peşinden gitmeye devam ettim. Yağız arabasının darmaduman olduğunu görünce arabanın kapısını açtı. Anahtarı alıp kapıyı tekrar kapattı. Müdür'ün aracını incelerken öğretmenlerde yavaş yavaş doluşmaya başladı. En sonunda yeni müdür başını uzattı.

BEŞİK KERTMESİ 2 'Mafyanın Gelini'Where stories live. Discover now