31.Bölüm

41.5K 2.1K 392
                                    













Ruken kapıyı usulca araladı. Hâlâ hastane olduklarını öğrendiğinde soluğu aşağı katta almıştı. "Günaydın." Aşk sarhoşluğundan çıkamamış taze anne baba adayına gülümsedi. Giyinmiş gitmeye hazır hâlde oturuyorlardı.

"Günaydın," dediler iki ağızdan. Düne rağmen yüzleri gülüyordu.

"Siz neden çıkmadınız dün gece, acil bir şey mi oldu?" Ruken yatağın ucuna ilişti.

"Dedem de burada, dün fenalaşmış beni öyle görünce. Biz de kalalım dedik ne olur ne olmaz diye," dedi Hazal. "Ama şimdi iyi çıkışını verecekler."

"Geçmiş olsun. Ben hem sizi görmeye hem de Nihan annem seninle tanışmak istiyor, Hazal; onun için geldim."

"Oğuzhan'ın annesi mi?" derken gözleri büyüdü. "Buna ne gerek var, bu ikimize de acıdan başka ne verebilir?"

"O, tam tersini düşünüyor. O, farklı bir kadın ve bu hikâyede en büyük acıyı o yaşıyor. Bunu istiyorsa bence onunla görüşmelisin."

Hazal birkaç saniye Ruken'in gözlerinin içine bakındı. "Bana annemmiş gibi bakarsa buna dayanamam."

Ruken derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Kenan diğer yanında oturuyordu, o da dolanıp diğer yan boşluğuna oturdu. "Hazal... Kimse ama kimse annesine gerçekten benzemez. Benim annem çok cesur bir kadınmış, ben hep onun gibi olmayı istedim ama asla olamadım. Babama âşık olduğunda çok genç bir kadınmış, benim babam tefeciler lideri o zamanlar. Dedemin tek çocuğu annem; dedem buna izin vermemiş ama annem şöyle demiş, 'Sen bu hayattan bir gün göçüp gideceksin, ben yüreğimin acısıyla yapayalnız kalacağım. Hayatta başka bir şansım olmayacak. Bu bir tercihse seni seçmiyorum,' demiş. Babam hep bunu anlatır. Annem sevdiği adamı hiç bırakmadı, ama ben yine de onu gibi olamadım. Kenan ve ben..." dedi Kenan'a bakıp gülümsediğinde Kenan'dan da tebessüm aldı. "Ben onun gidişini izledim, yok oluşunu... Tabii bu hepimiz için çok iyi oldu, orası ayrı bir konu. "Yani ben annem kadar cesur değilim. Böyle bir anneye sahipken ben benzemiyorsam, sen neden benzeyesin? Bu sadece teyzenin senin zihnine yerleştirmiş olduğu bir baskı. Sen Hazal'sın, benim ezeli rakibim."

Ruken kocaman gülümseyince Hazal'ın gerginliği dağıldı. Sözleri yüreğine su serpmişti. Şu bir gerçekti ki evet, teyzesi onu buna inandırmış, kendini her an kötü hissetmesine neden olmuştu. "Seneye ödülü ben alacağım."

Ruken'in kaşları havaya kalktı. "Lohusa yatağında mı? Geç bunları canım, geç."

"AA... Doğru." Hazal küçük bir kahkaha attı. "Olsun, ben olmasam da Kenan alır."

"Sen merak etme, o iş bende," dedi Kenan.

Ruken ayağa kalkıp saçını arkasına attı. "İş başka arkadaşlık başka, acımam!" Ruken onu izleyen çiftin bakışlarına kahkaha atınca Hazal ve Kenan da gülümsedi...

Hazırlanmış, Selim'in getirdiği kahveleri içiyorlardı. Dünden bu yana yorgunluğu yaşıyor ama hissetmiyorlardı.

"Hazal hamile, Nihan anne."

Nihan Hanım'ın yüzünde çarpık bir gülüş belirdi. "Sevindim.Leyla'ya bir kardeş siz de düşünüyor musunuz?"

"Ha ha," dedi Oğuzhan. "En acilinden."

Ruken'in göz devirip, kayınvalidesine döndü. "Bu soruyu Leyla'ya sorduk bize beş kardeş olmak istediğini söyledi."

"Ablaların da annen gibi çocukları çok seviyor, beş güzel bir rakam. Annen bir tane daha olsa keşke der dururdu. Annenize çok benziyorsunuz, bir tek Nil halasına benziyor."

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin