25.Bölüm

25K 1.6K 52
                                    










Eski odasında, yatağında, ayağındaki bandaja bakıyordu. Birkaç gün evden çıkamayacak olmak azap gibiydi hem de baba evinden. Ruken kendi evini istiyordu ama abisi buna asla izin vermemişti. Diklenme kotasını doldurmuş olması bir yana şahit olduğu olayın henüz etkisi geçmiş değildi, etki etmiş bile değildi.

Ayağı düzelinceye kadar sesini çıkarmamaya karar verdi. Odasının dört bir yanını saran ablalarına bakıyordu. Nazlı da kapıdan girince kadro tamam olmuştu. "Evet, başla." Nazlı yatağın ucuna oturup Ruken'e döndü. "Abin yanardağ gibi, zor tutuyorum. Bir an önce neler döndüğünü topluca bilmek istiyoruz."

Ruken neresinden tutacağını bilmediği konunun sıkıntısıyla ellerini kucağında birleştirip yüzünü astı. "Aşık oldum hem de bir yalancıya."

"Yalancıya aşık olunmaz, aşık olunur o sonra yalancı çıkar," dedi Duru. "Bunu bizden ne kadar zamandır saklıyorsun Ruken?" Alınmış gibi görünüyordu, sesi de hiç normal değildi.

Ablasına kaçak bir bakış atıp tekrar eline baktı. "Ankara'da tanıştık, proje arkadaşımdı sonra bir anda sevgilim oldu."

"Bir anda sevgili olunmaz, önünde neler oldu?" dedi Nil, bir ayağı yere ritmik vuruyordu.

"Hiçbir şey, öyle ani gelişti." Ablaları hiç sakin görünmüyordu, kıvırma yöntemine başvuruyordu.

"Hiçbir şey olmuyorsa nasıl sevgilin oluyor?" diye çıkıştı Hare. "Biz burada bostan korkuluğu muyuz? İnsan gelir ablamız var der iki laf eder. Biz de senin yalnız ve üzgün hâlini konuşup kendi kendimize dertleniyoruz. Hanım almış bohçasını kaçmış sevgiliye."

Nazlı göz devirip arkasında dikilen görümcelerine döndü. "Şunlara bak şunlara, zannedersin melek. Bir susun da kız konuşsun."

Abilerinin biricik güneşine tek laf etmeyecek kadar zeki görümceler yüzlerini yana çevirip sessizliklerini takındı. Nazlı da Ruken'e dönerek, "Anlat doğru düzgün."

Derin bir nefes alarak parmaklarıyla oynamaya devam etti. "İki ay aynı evde yaşadık, bir ay arkadaş gibi takılıp, birbirimizi tanıdık ki zaten başka amacım yoktu. Evde ikimiz vardık, her anı paylaşıyorduk. Ben ondan etkilendiğimi hissettim, bunu ona hissettirdim, konuştum. Daha sonra Kenan geldi, ben onunla konuşacaktım ama o bana Hazal'dan bahsetti ve gitti." Üstünkörü anlatıma mecburdu. Uzun uzadıya anlatılacak, çay sohbeti değildi. Tekrar nefes aldığında geri kalanını anlattı. Dün gece olanları, Leyla'yı da atlamadı.

"Kuzen mi?" Üç kadının şaşkın sesine Nazlı dahil değildi. Karahan bir süredir kardeşinin peşindeydi ve Nazlı duruma vakıftı. İsmini öğrenen Karahan soluğu Yiğit'in yanında almıştı. Ruken'le Oğuzhan'ın aralarında geçenleri bilmiyordu ama öğrenecekti.

"Kandırdı beni, yalan söyledi."

Duru'nun gözleri aralandı. "Allah'ım..." diyerek inledi. "Ben Oğuz'u hayal meyal hatırlıyorum. Annesi annemin cenazesine gelmişti ama yanında çocuk yoktu."

Ruken'in dolan gözlerine bakan ablaları iki yanını sardı. "İnsan akrabasını tanımaz mı?" dedi Ruken hıçkırarak. "Ben aptalım, ben gerçek bir aptalım. Adını bile duymamıştım, insan bir kez bahsetmez mi?" Duru ablasına hitaben konuşuyordu.

"Çok uzun yıllar önceydi Ruken," dedi Duru. "Annemle çok yakındı annesi, bize çok gelir giderlerdi. Sonra birden gittiler, nedenini bile bilmiyorum. Babasının öldüğünü hatırlıyorum, annesi onu alıp gitmiş olmalı. Çok küçüktüm, hayatımızdan çıkıp bir daha da gelmediler. Babam ve abim daha iyi bilir."

Ruken yanındaki ablası Duru'ya döndü. "Şimdi duyacağım hiçbir şey olanı değiştirmeyecek. Bana iki ay boyunca tek söz etmedi. Kandırdı, yalan söyledi."

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin