4. Bölüm

42.9K 2.8K 713
                                    

İyi okumalar...

🖤

Tüm gece dip dibe, gülümseyerek geçmişti. Sözde arkadaşlardı, bu yüzden Karahan sadece ters bakmakla yetinmişti. Kardeşinin yanında Kenan'ı görmeye tahammül edemiyordu. Kenan, Karahan için yok denecek, silik bir damat adayıydı.

Ruken için ne ifade ediyordu, bilmiyordu ama kendisi için tek bir gerçek vardı; Kenan, Ruken'i asla gerçekten sevmemişti. Karahan için bu kadar rahat, geniş ve özlemsiz bir duygu aşk olamazdı.

İzin vermeyecekti. Müsaade etmek gibi bir niyeti yoktu velakin buna da bir set çekmeyi biliyordu, bir şekilde hazırdı. Kenan, kardeşi için çok uğraşırsa bir ama diyecekti. Cidden seviyor, demedikçe, Kenan bunu belli etmedikçe, kapısında bir dilenci gibi Ruken diye yalvarmadıkça, yeminliydi asla müsaade etmeyecekti.

Eğer Kenan'la evlenirse; bir gün gözleri yaşlı görecek, kollarına saracaktı Karahan. Ruken evlense bile bir gün 'ben boşanıyorum,' diyerek omuzunda ağlayacaktı. Karahan buna yüzde yüz emindi fakat bunu yaşamak istemiyordu.

Ailesi evlerine dağılmıştı ama kapıda kalabalık bir magazin ordusu vardı. Birlikte çıkmakta sakınca görmediler. Gazetecilerin ve soruların arasından ışık hızıyla araçlarına bindiler. Yarın öğlen yemeği için sözleşmişlerdi, akşamına da birlikte AZA'da olacaklardı. Gülümseyen yüzleri, yüreklerinde taptaze çiçeklerin açtığına işaretti.

Ruken yol boyunca abisinin kara bakışlarından nasibini alan Kenan'ı anımsayıp gülümsedi ama yıllar önce abisine verdiği sözü de hatırladı. Kenan dönmüştü ama gelecek onlara ne getirecekti, bilinmiyordu, yine de neşesinin kaçmasına izin vermedi.

Özel, hatta son sistemlerle korunan sitenin demir kapıları onun için açıldı. Aracını evin önüne park ettiğinde korumaları da arkasından iniyordu.

"Siz de dinlenin," deyince evin hemen arkasındaki iki küçük ama güzel eve ilerledi korumaları. Ruken evinin giriş kapısının güvenlik şifresini tuşlayıp açtı. Kendi yapmış olduğu sistemi yine kendisinden başka açabilen biri yoktu. Tabii şifreyi bilmiyorsa.

Şifreyi bilen bir kendisi bir de korumalarıydı. Saat gece yarısını vurmuştu. Koyu renklerin hakim olduğu salonuna girip ışıkları açtı. Cam pencerelerden dışarıya baktığında ormana bakan taraf karanlıktı. Ruken'i içine çeken karanlığa bayılıyordu genç kadın.

İhtişamı seviyordu. Evinin her yeri lüks ve zevkine göre döşenmişti. Abisine kendi evine çıkacağını söylediğinde küçük çaplı bir krize yol açmıştı. Asla olmaz diyen Karahan'a olur diye ayak diretmişti. Babası karışmamıştı, Nazlı da büyük destek olmuştu.

Karahan da biliyordu ki, kardeşi kendi kadar inattı ve inat etmenin bir faydası olmayacaktı. Üç senedir kendi evinde sürdürüyordu hayatını, ama gün aşırı malikaneye gidiyordu. Yeğenlerini aşırı özlüyordu, onlarla zaman geçiriyor, yine evine dönüyordu. Mutluydu. Yalnızdı ama mutluydu. Belki de öyle olduğuna inanıyordu.

Sahi şimdi ne olacaktı?

Kenan onun için neydi?

Bunca yıl sonra ondan bir beklentisi var mıydı?

Kalbine sorular soracak gücü kendinde bulamadı. Yıllar önce kalbiyle değil mantığıyla hareket etmişti ve pişman olmamıştı. Çok acı çekmişti, ama pişmanlık duymamıştı. Keşke dememişti. Keşke onunla gitseydim, keşke o benimle kalsaydı... Dememişti.

Giden gittiği yere alışıyordu, kalan da anılarla yaşamayı öğreniyordu. Giden de özlemişti kalan da, yine de bir ama diyen olmamıştı. Olsaydı, o ama her ikisini de kemirirdi, yer yok ederdi.

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin