26.Bölüm

23.6K 1.6K 29
                                    













...

"Patron," diyerek başında beliren kadına yandan bir bakış attı. Ne kadar sert bakarsa baksın Sümeyra ondan korkmuyordu veya iyi ekarte ediyordu kendini.

"Ne var? Patron patron?" Terslenerek arkasına yaslandı. Dünden bu yana rayından çıkmış tramvay gibiydi, önüne gelene çarpıyordu.

"Hazal Arman sizinle görüşme talep ediyor."

Oğuzhan göz devirip sıkıntılı bir nefes verdi. Ne istiyordu bu kadın ondan? "Sesini düşür," dedi sertçe. "Annem duymasın, şimdi değil belki daha sonra kendisine ulaşacağımı söyle."

Önce Ruken'le olacakları bir düzene koyması, Ruken'e Hazal'dan bahsetmesi gerekiyordu. Ortada bir şeyler dönüyordu ve bu hiç hoşuna gitmiyordu.

"Bir şey soracağım, bize nasıl ulaştığını anlamadım?"

Oğuzhan Ankara'da, Haldun'la konuştuğunda açık vermelerini söylemişti ama bunu asistanına açıklayacak gücü kendinde bulamadı. "Bulmuş işte, git söyle daha sonra."

"Tamam, bir şey daha var."

Oğuzhan hiddetle ayağa kalktı. "Sümeyra, bugün seni hiç çekemiyorum, dolanma ayağımın altında." Kadının yanından geçip giderken Sümeyra ona döndü.

"Ruken Hanım, ortaklığı fes etmek istiyormuş. İsviçre'den haber geldi."

Durup, gözlerini yumarak ciğerlerini şişirerek derin bir nefes aldı. "Etmeyin! Tazminatı dayayın önüne, bakın şartlara neler varmış ama etmeyin izin de vermeyin! Ve bugün seni görmek istemiyorum."

"Rüzgar Asilkan sizinle görüşmek istiyor, onu ne yapayım?"

Kaşları birleşen adam yan dönerek asistanına baktı. "Kim?" dedi, şaşkınlık sorusuyla.

"Ali Rüzgar Asilkan, haber bekliyor."

"Akşam altı yedi gibi randevu ayarla."

Eve girip kızının yanına çıktı. Ona başka iyi gelecek biri varsa o da şu an aralarındaki ipleri koparmakla meşguldü. Kızının tatlı dili onu biraz gevşetebilirdi. Çalışmalıydı ama Türkiye'de açık bir şirketi yoktu. Belki de açmalıydı, evet açmalıydı. Bunu da bir miktar sonraya erteledi.

Annesi ona dün gece olanları birebir anlattığında o an, o evde olması gerektiğini iliklerine kadar hissetti. Ne olmuşsa olmuştu ama bir şeyleri değiştirmesi gerekiyordu ve buna amcasından başlamalıydı çünkü Karahan'la tamamen yanlışa imza atmışlardı.

Ruken'in çok sevdiği ama sokağa çıkma yasağı koyduğu kılığına zevkle büründü. İnadına yapıyor olmasına bile hırslanıyordu. Saçlarını karıştırırken hoyrattı. Yüzü gülmüyor, içinden tebessüm etmek dahi gelmiyordu. Ruken'i her şekilde özlüyordu, yatağında, sabah uyandığında, gece uyuduğunda, canı sıkıldığında, ortam sessiz kaldığında özellikle arıyordu gözleri. O küçük ağızıyla sürekli konuşmalıydı Ruken, hep yanında olmalıydı ama hanımefendi telefonu açma zahmetine bile girmiyordu.

Bastığı yeri gözü görmezken Selim belirdi yanında. "AZA kafede efendim."

"Ne AZA'ymış. Tüm temiz kirli işleri orada mı dönüyor anlamadım ki." Tüm sevimsizliğiyle aracına bindi. AZA'ya varıncaya kadar değişmedi yüz ifadesi ama Rüzgar'ın ne kabahati vardı? Derin nefesle kendini sakin ve neşeli görünmeye iteledi. Başardı da, aracını valeye verip kafenin cam kapısını itekleyip açtı.

Karşısında sadece Rüzgar'ı görmeyi planlayan Oğuzhan'ın kaşları havalanmıştı. Karahan hariç, tüm kuzenleri hatta fazlası ona bakıyordu.

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin