2.Bölüm

53.1K 2.9K 533
                                    





Yüreğinin ortasında kocaman bir taş asılıydı günlerdir. Ne yapsa kalkmıyordu. Nefes alışları bile acı hissi veriyordu. Elinden gelecek olan bir şey yoktu. Bir daha baştan başlamak istemiyordu. Acının hafifleyeceğini düşünüyordu. Zaman gerekiyordu belki de.

Ablaları sürekli yanına gelip gidiyordu. Babasının göğsünde bile ağlamıştı bir süre. Ama abisini görmemişti. Yanına uğramıyordu. Akşam yemeklerine inmiyordu. Odasından dışarı üç gündür adım atmamıştı. Dünya dönmeyi kesmiş bile olabilirdi. Acıyla geçen her an, zamanı yavaşlatıyordu âdeta.

Sürekli ağlıyordu ve sürekli düşünüyordu. Çok seviyor olmaları aşklarında değişimi göstermiyordu. Yaman bir duyguydu aşk. Acıtıyordu, yakıyordu yok ediyordu. Ama biliyordu ki, öldürmüyordu. Kocaman bir kadındı. Etrafında gerçek bir ilişkinin nasıl olduğunu anlatan onlarca insan vardı. Kenan onlardan biri değildi. İleride daha çok üzülmekten ise bugün inceldiği yerden koparmak en akıllıcasıydı.

Kapının sesini duydu ama dönüp bakmadı. 'Gir' bile demedi. Yatağına kıvrılmış, ince ince ağlıyordu. Ağırlığın yatağa ulaşmasıyla abisinin geldiğini fark ederek doğruldu. Sırtını yatak başlığına verip dizlerini kendine çekti. Nutuk kaldıracak havada değildi. Yalnız kalmak istiyordu.

Karahan kardeşinin bitmiş haline bakıp kederli soluğunu serbest bıraktı. "Kendine neler yaptığını göremiyorsun."

Ruken'in çenesi kasıldı. Ağlamak istiyordu yine. "Bu ara pek umursamıyorum. Ama toplarım, değil mi?"

"Değil, Ruken."

Abisine kaldırdı bakışlarını. Karahan hiçbir kardeşine kıyamazdı ama Ruken'e asla. Beş yaşında annesiz kalmıştı Ruken. Anne diye ablalarıyla yol almıştı. O küçük kızın 'annem nerede' sorularını unutamıyordu Karahan. "Toplayamazsın. Hep dağınık kalır."

"Toplamak zorundayım abi." Sesi titreyen kardeşini elinden tutup göğsüne sardı. Saçlarını usul usul okşamaya başladı. Gözyaşları serbest kalan Ruken içinden geldiği gibi ağlamaya devam etti.

"Olmuyor abi, zorlamanın bir anlamı yok. Geçecek biliyorum."

"Geçene kadar bitersin. Yok olursun. Yaşayan ölüye dönersin. Ben öyle bir Ruken istemiyorum. Ben kardeşimi mutlu görmek istiyorum. Senin bir damla gözyaşına ben ortalığı ateşe vermeye bile hazırken, sen kendini nasıl bu hale getirirsin?"

"Yapacak bir şeyim kalmadı. O çok iyi bir adam ama hayattaki amaçlarımız ayrı yönlere gidiyor. Bakış açılarımız ters istikamette. İleride daha çok üzüleceğimi hissediyorum."

"Ya pişman olursan?" Karahan pişmanlığın en alâsını yaşamış bir adam olarak Ruken'i yanlış yoldan döndürmeye çalışıyordu ama Ruken de en az kendisi kadar inatçıydı. "Kenan'ı sevmem bilirsin ama ne kadar dürüst bir adam olduğunu da bilirim. Mert, gözü pek." Sözleri düğümlendi Karahan'ın. "O gidiyor Ruken ve sen şimdi durdurmazsan her şey için çok geç olabilir."

Haberi yoktu. Üç gündür tek bir kelime bile konuşmamışlardı. Kimse de ona gidiyor dememişti. İçindeki yangının daha da alevlendiğini hissedince kocaman bir hıçkırık odayı doldurdu ama en çok Karahan'ın yüreğini duman etti.

Abisinden koparak yüzünü sildi. Nefes aldı verdi. Karahan yıkılmış bakışlarını çekti kardeşinden. Dayanamıyordu. Sevda çok zalimdi ve o, bunu en iyi bilen insandı.

"Onu durdurmam hiçbir işe yaramayacak. O benim onunla gitmemi istiyor, ben burada kalmak. Bir şeyler oturmuyor abi. Hep ayakta bekleyen bir şeyler var. Sanki her en bitecekmiş gibi. İkimiz, biz olamıyoruz. Ona dur dersem ne değişecek?"

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin