16

1.1K 107 16
                                    




                 

"N-Ne demek kızgınlığa girdi?" diye sordu Harry, kontrolü dışında arzuyla titreyen vücuduna rağmen. İçgüdülerinin ona önündeki kapıyı paramparça etmesi için attığı çığlıkları görmezden gelmeye çalıştı. "Bunu durdurmanın bir yolu yok mu?"

Zayn birkaç saniye öncesine kıyasla daha sakin görünse de gerilen çene hatları tıpkı Harry gibi her an patlamaya hazır olduğunu gösteriyordu. Harry bahsi geçen patlamalarını tetikleyen şeylerin farklı olduğunu umdu.

"Bu kızgınlık. Bastırıcı haplarla engellenebilir ama bir kere başladı mı durduramazsın. Bu işler öyle yürümüyor aptal."

Harry gözlerini kısıp Zayn'e doğru bir adım attı. "Louis içeride acı çekerken tek düşünebildiğin bana tavır yapmak mı?" diye kükredi. Bu Zayn'in gözlerinin az da olsa korkuyla irileşmesine sebep olmuştu.  Güzel, korkmalıydı da. Yerini bilmeliydi.

Louis'nin iniltileri kapının arkasındaki odadan yükselmeye devam ederken Harry sertleşmemeyi umdu. Bu Zayn ile kavga ederken gerçekten, ama gerçekten fazlasıyla utanç verici olurdu.

"Ne yapmamı bekliyorsun? Dışarı çıkıp onu düğümleyecek bir alfa bulmamı mı? Louis'nin şu an ihtiyacı olan tek şey bir alfa tarafından düğümlenmek ve-" Zayn, ela gözlerini Harry'ninkilere kenetleyip duraksadı. "Aklından bile geçirme."

Harry içinde bulunduğu duruma rağmen kendinde göz devirecek gücü bulabilmişti. "Sen gerçekten de-"

"Tanrım! Alfa, alfa, alfa..." İçeriden gelen boğuk sayıklamalar ve yatak gıcırtılarının sesi yükselirken ikisi de duraksadı. Harry yutkunmakta zorlanırken Zayn boğazını temizledi.

"Dışarı çık," dedi Zayn sakince. "Alfalık bir şeyler yap. Ateş için odun topla, her neyse. Buradan uzaklaşmalısın." Harry'ye sık sık yönelttiği alaycı bakışlar yerine bu sefer yüzüne ciddi bir ifade hakimdi. "İkinizin de pişman olacağı şeylere sebep olmak istemiyorsan bir kereliğine olsun şu çocuksu gururunu bir kenara bırakıp dediğimi yaparsın. Louis'yi azıcık önemsiyorsan yaparsın."

Harry dudaklarını birbirine bastırdı. Zayn haklıydı ve Harry bundan kesinlikle nefret ediyordu.

"Pekala," dedi Harry, pantolonunu düzelttikten hemen sonra. (Onu suçlayamazdınız, şimdiye dek iyi bile dayanmıştı). "Söylediğini yapacağım. Odun falan toplayacağım, 'her neyse'." Gözlerini dikkatle Zayn'inkilere dikip yüzünü onunkine eğdi. "Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Hala bir betasın ve ben de hala bir alfayım."

Zayn, Harry'nin ona yerini bildiriyor olmasına karşın söyleyecek çok şeyi varmış da, alfa olabildiğince çabuk şekilde çıkıp gitsin diye kendini tutuyormuşa benziyordu. "Tabii," diye yanıtladı Harry'yi.

Böylece Harry gözlerini Zayn'in sinir dolu ifadesinden ayırmadan sırıttı ve tatminlikle arkasını dönüp kulübeyi terk etti.

*

Tahminince Harry, birkaç saattir dışarıda odun topluyordu ve bu süre içerisinde odun toplamayla ilgili çok önemli bilgiler edinmişti. Bu bilgiler, madde halinde sıralamak gerekirse şöyleydi:

1)   Yanınızda bir balta yoksa ortada toplayacak odun olmuyor

2)   Odunlar öylece yere serilip toplanmayı beklemiyor

Dolayısıyla Harry'nin odun toplama görevi ad değiştirmiş ve "Çoğunlukla Çalı, Mümkün Olduğunca Da Odun Toplama" görevi olmuştu. Ne kadar da alfa, diye düşündü Harry içinden. Şu alfalık işinde yeni olabilirdi ama beyni, kucağında çalı parçalarıyla gezinmenin pek alfa-vari olmadığının farkında olacak kadar da çalışıyordu. Zayn'in "koca alfa" dediğini şimdiden duyar gibiydi.

How To Save A Life (Larry Stylinson)Where stories live. Discover now