9 (pt. 2)

1.4K 135 28
                                    

Harry'nin başı ağrıyordu. Fakat normal bir baş ağrısı değildi bu. Şu akşamdan kalma baş ağrılarından bile beterdi. Başındaki şu zonklama bitmezse başı her an çatlayabilirdi. Bir de şu... şu bunaltıcı, daraltıcı sıcaklık. Harry bir yangının ortasında olmalıydı herhalde, çünkü başındaki ağrıyı ve tenindeki şu alev alev hissi açıklayacak tek şey bir yangındı.

"Merhaba,"

Yanlış duymuştu herhalde. Çünkü Harry kesinlikle şu anda bir yangının ortasında, tek başındaydı.

"Hey, merhaba, benim için gözlerini açabilir misin?"

Harry zorlukla gözlerini aralamaya çalıştı, göz kapakları bir ton geliyordu herhalde. Ve gözlerini açtığı an pişman oldu, çünkü, parlak.

Harry yanmıyordu. Lanet olası güneşin tepesinde duruyordu herhalde.

Gözlerini en sonunda odaklayabildiğinde, karşısındaki karaltının, bir karaltıdan çok bir kadın olduğunu fark edince kaşlarını çattı.

Tahminen kendisinden üç beş yaş büyük, esmer bir kadın, yatağın üzerinde oturmuş, Harry'e yüzünde bir gülümsemeyle bakıyordu.

Bir saniye. Harry kaşlarını çatarak kendisine şöyle bir baktı. Evet, bir yatağın üzerinde, gayet de çıplak bir şekilde yatıyordu.

Üzerinde bir örtü vardı, teşekkürler.

"Ehm, ee, merhaba?" dedi Harry sesini test edercesine.

"Ah, doğru, kafan karışmış olmalı," dedi kadın kıkırdayarak. "Ben Raven," kadın - Raven elini sıkmak için Harry'e uzattı. Harry içindeki tüm gücü toplayarak kolunu kaldırdı, ve Raven'ın elini sıktı.

"Ben-"

"Neredesin. Evet, kafanın karışık olduğunu biliyorum, Harry. Sen... ne kadarını hatırlıyorsun?"

Harry düşünürcesine kaşlarını çatıp etrafına bakındı. "Ee, ben, ben bir ormandaydım, sanırım? Yani, kesinlikle ağaçlık bir yerdi, tamam-"

"O kadar mı?" diye araya girdi Raven. Bakışlarını dikkatlice Harry'nin gözlerine dikmişti.

"Evet," dedi Harry dürüstçe. "Bana ne olduğunu anlatacak mısın, yani önümüzdeki birkaç gün içinde?" Harry şok içinde ellerini ağzının üzerine kapadı. O böyle şeyler söylemezdi.

Raven ise sadece güldü. "Tamam, tamam." dedi. "Şöyle ki, söylediğin gibi seni ormanda buldum. O sırada yürüyüş yapıyordum. Kendinden geçmiştin, ve, şey," Raven eliyle Harry'nin kucağına işaret etti. "Seni bulduğumdan beri bu durumdasın,"  

Harry kafası karışmışcasına kucağına baktığında, örtünün kucağına gelen yerinin, bir çadır misali havada olduğunu fark etti. Aceleyle bacaklarını geri çekip, üzerine serilmiş örtünün hepsini kasıklarına doğru çekti. Yüzü kıpkırmızı olmuş olmalıydı, çünkü tüm vücudu içinde en çok yüzü yanıyordu.

"B-Ben, çok, çok özür dilerim, f-farkıdna bile değildim, yemin ederim, aman Tanrım-"

Raven gülmeye devam etti. "Sorun değil, tatlım." dedi, eliyle karnını tutarken. "Elinde olmadığını biliyorum, sonuçta yanılmıyorsam bu senin ilk kızgınlığın, değil mi?"

Harry bakışlarını kadına yöneltme cesaretini bulup konuştu. "Ne kızgınlığı?"

Raven Harry'nin bu konudaki cehaletine karşın hiç de şaşırmışa benzemiyordu. Onun yerine tek elini Harry'nin yanağına yerleştirdi. "Bekle de sana bir kitap getireyim, olur mu?"

Harry Raven odadan çıkarken aceleyle başını salladı. Raven'ın ne dediği hakkında hiçbir fikri yoktu, ama Raven kendi iyiliği için şu an odadan çıkmalıydı.

Raven Harry'e bir kez daha gülümseyip odadan çıktığında, Harry aceleyle ayaklanıp kapıyı kilitledi.

Bir yabancının odasında, kesinlikle onu kullanan bir adam hakkında düşünüp kendine dokunmadı, hayır.

Ve kesinlikle yine aynı adamın adını inlemedi.

~*~

"Ben, ben saatlerdir onu arıyorum ama, onu bulamıyorum. Zayn, bana yardım etmek zorundasın," diye konuştu Louis titrek bir sesle telefona.

Zayn iç çekti. "Lou, bırak da ne yaparsa yapsın. Simon'a öldüğünü söylersin," diye mırıldandı uykulu uykulu.

"Zayn," diye uyardı Louis onu. "Hayır. O, o önemli bir görev... Simon, ee, Simon özellikle onu istiyor, tamam mı? Bu yüzden önemli." Zayn'den bir ses gelmeyince iç çekti. "Lütfen Zaynie," diye inledi telefona.

"Aman Tanrım," diye mırıldandı Zayn huysuzca. "Olduğun yerde kal, geliyorum."

~*~

"Zayn, Tanrıya şükür," dedi Louis Zayn'in boynuna atılıp. "Sonunda gelebildin."

Zayn Louis'ye bitkin bir bakış attı. "Umarım bunun için uykumu böldüğümün farkındasındır."

"Biliyorum Zaynie," dedi Louis bebek severcesine, aksi halde Zayn'in sakinleşmeyeeğini biliyordu. Bunun için yeterince deneyime sahipti.

Zayn iç çekerek geri çekildi. "Tamam, en son nerede gördün onu?"

Louis dudağını dişledi. "Şey,"

Zayn Louis'ye bir bakış attı. "Louis."

"Tamam, tamam," dedi Louis huysuzca. "Onu en son sürü evinden şutlarken gördüm."

Zayn Louis'ye dik dik baktı. "Ne dedin sen?"

"Duydun işte Zayn," dedi Louis ellerini ceplerine sokarken. "Simon eve gelmişti ve teknik olarak bir alfayı sürü evine getirmem yasak," Louis kirpiklerinin altından Zayn'e baktı. "Lütfen onu bulmama yardım et."

Zayn başını iki yana salladı. "Tamam, yardım edeceğim dedim ya. Sadece... çok aptalsın Louis. Etrafı bilmediğini bile bile onu aniden şutlayıp  da ne olmasını bekliyorsun?"

"Bilmiyorum Zayn, tamam mı?! Yaptığım aptalcaydı, bunu anlamak için lanet olası Einstein olmaya gerek yok! Sonuç olarak Harry- yani alfamı kaybettim ve başına gelebilecek onlarca, yüzlerce şey var, Tanrım, daha bir alfa olduğunu bile bilmiyor-"

"Hey, hey, tamam," dedi Zayn Louis'yi sakinleştirmek için ellerini omuzlarına yerleştirirken. "Haklısın, özür dilerim. Gidip şu alfanı bulalım, tamam mı?"

"O benim alfam değil," diye mırıldandı Louis Zayn'in göğsüne, Zayn onu kendine çekerken.

Zayn'in yüzündeki aptal sırıtışı hayal edebiliyordu. "Senin sözlerindi, benim değil."

Louis Zayn'in göğsünü yumruklayıp geri çekildi. "Her neyse. Yeterince duygusal anlar yaşadıysak, gidip onu bulabilir miyiz? Ben endişeden kusmadan önce?"

Zayn arabasının kapısını açarken homurdandı. "Arabama kusarsan seni öldürürüm."

____________________________________________________

Soooo, yup. Zayn+Raven hikayeye dahil oldular. Zayn'i hikayeye önceden dahil edecektim zaten, amacım yaranıza tuz basmak veya p*çlik yapmak değil yani. Çünkü şahsen ben Zayniekins'i ıslak odunla dövmek istiyorum. Her neyse, şu son iki bölüm için görüşlerinizi cidden çok merak ediyorum, ve ayrıca double update o yüzden plsss. Bu arada iki bölümün de kısa olduğunu fark ettiğimden part 1 ve 2 olarak isimlendirdim onları.

Vote ve yorumlarınızı bekliyoruuum ^.^ x

How To Save A Life (Larry Stylinson)Where stories live. Discover now