ABLA

116 5 0
                                    

~Defne'den~
Uyandım. Deniz kahvaltı hazırlamıştı. Yemeği yedik. Beraber mutfağı topladık. Ardından Su bize geldi. Beraber asosyele bağladık. Kardeşim "İyi misin?" diye mesaj attı. "Sen bunu aklıma getirmeden önce iyiydim. Zaten gebermemi istemiyormuydun? Geberiyorum işte." diye mesaj attım. "Abla." diye mesaj attı. İlk kez bana abla dedi sanırım. Bi kere daha demişti. Ama yılda ilk abla diyişi. "Seni seviyorum. Ve ölmeni istemiyorum." diye mesaj attı. İlk kez bana seni seviyorum dedi. Küçükken ona 'Beni seviyormusun?" diye sorduğumda başını hayır anlamında yana sallardı. "Kamera nerde. El sallim." diye mesaj attım. "Ya gıcıklık yapma. Dedim işte." diye mesaj attı. "Noldu. Sonuna gelince mi anladın. Çok geç olduğunun farkındasın değilmi." diye mesaj attım. "Hayır. Öncedende seviyodum seni. Ama söylemedim." diye mesaj attı. "İyi be kes." diye mesaj attım. "Seni seviyorum abla." diye mesaj attı. Kafasına saksı düştü galiba. "Bende seni." diye mesaj attım. Ölmeden önce bunuda gördüm ya rahat uyurum orda. Ben böyle düşünürken zile bastılar. Bizimkiler gelmişti. Gökhan geldi ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Telefonumu şarja koymak için odama gittim. Odama girmemle "CANAVAAARR!!!!" duye bağırmam bir oldu. Koşarak bizimkilerin yanına gittim. "Ne oldu ?!" diye sordu Kayra. "Odamda kocaman bir canavar varr." dedim. "Canavar mı?" dedi Gökhan. Gökhan ve Kayra odama gittiler. "Nerde CANAVAR?" diye sordu Kayra. Canavar kelimesini bastırarak. "Yerde." dedim. "Yerde bişey yok ki." dedi Gökhan. "Ya orda." dedim onu işaret ederek. "Örümcek mi?" dedi Kayra gülerek. Gökhanda bu sırada o canavarı eline alıp camdan aşağıya attı. "Cidden örümcek mi?" diye sordu Kayra. Hala gülüyordu. "Neymiş?" diye sordu Alp. "Tahmin edin." dedi Kayra. "Söyle daha." dedi Su. "ÖRÜMCEK!" diye gülerek bağırdı. Sonra gülmeye devam etti. Pardon gülmedi. Anırdı. "Komik değil." dedim. "Demekki korkuyo. Dalga geçcek bir şey yok burda." diye beni savundu Gökhan. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Kayra sonunda sustu. "Yaa bişey yapalım." dedim. Canım çok sıkıldı. "Ne yapcaz ki." dedi Gökhan. "Offffff." diye iç geçirdi Deniz. Alp ve Su beraber dışarı çıktılar. Yine 4'dümüz kaldık. Kendimi kötü hissediyordum. Tuvalate gittim. Cidden kötüydüm. Ağzımı çalkaladım. Yine kan tükürdüm. Gökhan'a çağırdım. "Ne oldu?" diye sordu endişeli bir şekilde. "Kan tükürdüm." dedim ağlayarak. "Korkma. Hastaneye gidelim." dedi. Ona sarılıp ağlamaktan başka bir şey yapmadım. Yapamadım. "Defne tamam. Sakin ol." dedi. Artık hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Bunu duyan Deniz yanıma geldi. Deniz'den arabasının anahtarını alan Gökhan beni hastaneye götürdü. Serum falan taktılar. Ben ordayken Gökhan doktor ile konuşuyordu. Yanıma geldi elimi tuttu. "Başka bir yere gidicez her sabah. İlaçlarını almayı unutmicaksın. Sadece bu. Sadece bunu söyledi." dedi. Serum bitince hemşire gelip serumu çıkardı. Bizde eve döndük. Gökhan'ın moralı bozuldu. Hep benim yüzümden. Gökhan arabadan inerken kolundan  çektim. "Ne oldu?" diye sordu. "Ayrılalım." dedim. Yüzüme şaşkın şaşkın baktı. "Şaka mısın? Neden?" dedi. "Benim yüzümden çok yoruluyorsun. Kendini harap ediyosun. Sen böyle birini hak etmiyorsun." dedim. "Yine mi bu konuşma. Ayrılmıyorum Defne. Çünkü seni seviyorum. Böyle düşünmen  beni deli ediyor. Eğer seni sevmesem çıkma teklefi etmezdim. Şimdi kes." dedi. Gözlerinden üzüldüğünü anlayabiliyordum. Arabadan çıktım. Yanına gittim bana sarıldı. "Seni seviyorum." diye kulağına fısıldadım. "Bende. Ama bak bir daha bu konuşmayı yapmak istemiyorum." dedi. Sonra eve gittik. Erkenden yattım.

Kısa bölüm oldu ve geç geldi. Kusura bakmayın. Sizi seviyorum. Vote ve yorum.

Bizim TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin