SAVAŞ

154 10 0
                                    

~Defne'den~
Sabah erkenden kalkıp bizimkilere omlet yaptım. Deniz'in beceremeyeceği işler. Yanınada sucuklu yumurta yaptım. Masayı kurdum. Tek eksik saralleydi. Ayy çok severim. Aslında hepimiz severiz. Buralarda küçük bakkal vardı. Zaten sitenin içinde. Odama tekrar çıktım. Gökhan uyuyordu. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Sonra paramı alıp çıktım. Bakkalda çok tontiş bir amca vardı. Sarelleyi alıp eve döndüm. Dahaca uyanmamışlardı. İlk önce Gökhan'ı uyandırmaya gittim. Saçlarıyla oynayıp bir yandanda "Gökhan. Uyan. Kahvaltı hazır. Kalk." dedim. Yanağından öptüm. Ama kalkmadı. Salladım onu yine uyanmadı. Ona biraz  daha zaman tanıdım ve Alpleri uyandırmaya gittim. "Kalkın kodumun malları!" diye bağırdığımda ilkilerek kalktılar. Sıra Deniz ve Kayra'daydı. Biribirlerine sarılmış uyuyorlardı. Ayyy kıyamam. Üzerlerine atlamayı düşünüyordum. Ama çok tatlılarr. Kayra'yı sarstım. Uyandı. "Hadi kalkın kahvaltı hazır." dedim. Kayra kalktı ve Deniz'ide kaldırdı. Şimdi sıra tekrar Gökhan'daydı. Sarstım onu , gıdıkladım ama uyanmadı. Ben beceremeyince Kayra'ya söyledim. Geldi ve Gökhan'ın kulağının dibinde ağlayan bebek sesi açtı. "Defne! Kalk çocuk ağlıyooooo!" diye bağırmaya başladı. Bizi bir gülme krizi tutu. Sonrada Kayra Gökhan'ın üstüne atladı. Ve Gökhan sonunda uyandı. Olanları Gökhan'a da anlattıktan sonra beraber kahvaltı yaptık. Ve yine dünkü gibi asosyele bağladık. "Hadi su savaşı yapalım." dedi Alp. "Sen Su savaşını çok seversin." dedim. Su'da bana yastık fırlattı. "Soruma cevap verin ve sevgilimle dalga geçmeyin. Yoksa yumruğu yersiniz." dedi Alp. Oyyş sevgilisinide mi korurmuş. "Olur." dedik. Ve hazırlanmaya gittik. Kot şortumu ve salaş beyaz t'shirtimi giydim. Beraber çıkarken aklıma bir fikir geldi. "Beyzalarıda çağıralım." dedim. Herkes onaylayıncada onu aradım. "Napion la mal." dedim. Biz onunla böyle anlaşırız. Kendisi beni çok sever. Mesela eskiden evlerimiz yakındı beraber okula giderdik. Onu evine bıraktıktan sonra konuşmamız aynen şöyle olurdu.
"Görüşürüz mal." derdi.
"By by beyinsiz." derdim.
"İnş. yolda tır çarpar." derdi.
"İnş. asansör boşluğuna düşersin." derdim. Sonra ben gözden kaybolana kadar bana el sallardı. Tabii bende ona. Bizde böyle anlaşırdık. Tabii o zamanlar Deniz ve Su ile bu kadar yakın değildim. Deniz ile biribirimize söylediğimiz en kibar sözlerden biri "amele" dir. Aslında hala öyle. Ama telefonunda "Kan Kardeşim" diye kayıtlıyım. Aslında onu "Amele olmayan amele" diye kaydetcektim ama o zamanki telefonuma fazla karakterdi. Su ilede yan yana otururduk. Ama derste çok kavga ederdik. Normaldede kavga ederdik. 7. sınıfta yan yana oturmuyorduk ama dersler.sıkıcı geçtiği için yan yana oturmuştuk. 8. sınıfta kavga etmeyi bırakmıştık. Ama yinede biribirimize sataşırdık. Her neyse. Konumuza dönelim. Beyza'ya söyledim. Bizim evin bahçesinde yapmaya karar verdik. Neredeyse bakkaldaki tüm suları aldık ve kalemle delikler açtık. Beyza ve Berk (o müthiş sevgilisi) geldi. Fazla abartmamak lazım. Yakışıklı ama bence Gökhan daha yakışıklı. Çünkü o Gökhan çünkü o BENİM SEVGİLİMM. Aşkım yaa. Çok tatlı. Kendimi tutamayıp Gökhan'ın yanağından öptüm ve ona sarıldım. Bana tip tip baktı. Yanına oturup bağdaş kurdum. O da benim gibi oturuyordu. "Hadi kaldırın kıçınızı." dedi Su. Kalktık. " 3 dediğimde başlicaz. 1. 2. 2,75. 2,99. Veee 3" dedi Kayra ve biribirimizi ıslatmaya başladık. Beyza şişenin yarısını sırtıma döktü. Gökhan'ın yüzüne doğru su fışkırttım. Yüzünü eliyle sildi ve saçını geri attı. Çok tatlıı... Beni ıslatmaya başladı. Deniz'in karşısıma geçtim ve şişeyi yüzüne sıktım. "SIÇTIM DEFNE AĞZINA" dedi ve beni kovalamaya başladı. Bir yandan onu ıslatıp bir yandanda önüme geleni ıslatıyordum. Beyza Deniz'i ıslattı ve Deniz peşimi bıraktı bende Su ve Alp'i ıslatıyordum. Yüzüme yandan çarpan su ile suyun geldiği yöne baktım. Berke'yi ıslatmaya başladım. Sonunda tüm su bitti. Bizde su savaşı yapmayı bıraktık. Berke ve Beyza evlerine gitti. Bizde eve gittik. Kurulandık ve salonda oturmaya başladık. "Karaoke yapalım." dedi Su. Herkes kendine şarkı seçti.
Ben : The Girl & The Dreamcatcher - Glowing İn The Dark
Deniz : Shawn Mendes - Stitches
Su : Meghan Trainor - No
Gökhan : Emre Aydın - Afilli Yalnızlık
Kayra : MaNga - Hayat Bu İşte
Alp : Gripin - Beni Boş Yere Yorma
     İlk önce Su söyleyecekti. Onun sesi çok güzel. Su söyledi. Şimdi sıra Alp'de. Erkeklerin ingilizcesi bizimki kadar iyi olmadığı için ingilizce şarkı söylemek istemedi. Alp'in söylediği şarkı favorilerimden. Çok anlamlı. Bence. Alp'in sesi iyiydi. En azından kulaklarım kanamadı. Kayra söyledi. Ama Alp'in sesi daha iyiydi. Ama idare eder. Sonra Deniz söyledi. Deniz'in seside çok güzeldi. Şimdi sıra bende. Kızın söylediği yerleri Deniz söyledi. Zaten çok az yeri var. Orada nefesim yetmez diye Deniz söyledi. Sesim iyi değildi. Ama kulak kanatmaz. Şimdi sıra Gökhan'da. Emre Aydın seçmiş. Çoookkkk severim. Güzel söyledi. Beğendim. Saat geç olmuş. Yatmaya gittim. Gökhana sarılıp uyudum.

    Ağrı ile uyandım. Kalbim ağrıyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. Çok kötüydüm. Yorgun hissediyordum. Kalkıp elimi yüzümü yıkamaya gittim. Bu sefer Gökhan'ı uyandırmak istemiyordum. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Ağzımda kötü bir tat vardı. Ağzımı çalkaladım. Her şey normaldi. Ama tek sorun kan tükürmüştüm. Ne oluyordu bana. Kan tükürmekte ne. Sinirlerim bozulmuştu. Ağlamak.istiyordum. Cidden sinirlerim bozulmuştu. Kesin ölücem. Odama gittim. Gözlerim dolmuştu. Sırtımı başlığa dayadım. Yastığı kucağıma alıp sessiz sessiz ağlamaya başladım. "Kan tükürmek ne ya. İnsanlar için sadece bi yüküm. Gökhan'ın böyle sorunlu bir sevgilisi olmamalıydı. Bende seviyorum.diye kabul etmek zorundamıyım. Onun tarafından düşünmeliydim. Offf. Geber Defne. Zaten gebercem." diyordum sessizce. Ama böyle ağladıkça daha kötü oluyordum. Ağlamam geçti ama bu seferde nefes alamamaya başladım. Elimi yüzümü yıkarsam geçer belki. Gökhan'ı dürttüm. Uyandı. "Tuvalete götür beni." dedim. Aynı anda gözlerimi kapatıp nefes almaya çalışıyordum. Sessizce koluma girdi. Morali bozuk gibiydi. Elimi yüzümü yıkadım. Ama geçmedi. Odama gittik. Yatağın kenarına oturdum. Nefes almaya çalıştım. Olmadı. Kalbim ağrıyordu. Ağlayacak kadar. Ağlıyordum. Hem sinirden hem acıdan. Önüme çömeldi. "Çok mu ağrıyor." dedi. "Evet." dedim. Ona sarıldım. "Canım çok yanıyor." dedim. Hıçkırarak. "Keşke yerinde ben olsaydım. Ben dayanırdım." dedi. "Dayanamıyorum artık bıktım." dedim. Artık hiç nefes alamıyordum. Yine.
 
~Gökhan'dan~
Onu dinledim. Uyuyo numarası yaptım. Onu dinledim. Keşke dinlemeseydim. Defne yine bayıldı. Bizimkilere anlattım. Deniz, Defne'nin annesini arayıp durumu anlattı. Annesi İzmir'de bir doktor ayarlayacağını söyledi ve en kısa zamanda İzmir'e geri dönmemizi istediğini. Defne'nin yanına gittim. Uyanmış yatağın kenarından cama bakıyordu. Yanına gittim ve önüne eğildim. Dizlerimi yere koydum. "Defne. Ben seni dinledim. Sen sabah tekrar tuvalete gittin. Geldiğinde ağlayarak aynen şunları söyledin
'Kan tükürmek ne ya. İnsanlar için sadece bi yüküm. Gökhan'ın böyle sorunlu bir sevgilisi olmamalıydı. Bende seviyorum.diye kabul etmek zorundamıyım. Onun tarafından düşünmeliydim. Offf. Geber Defne. Zaten gebercem.'. Defne yanlış düşünüyorsun."dedim. Gözlerime bakmıyordu. "Defne gözlerime bak. Şurdan başlayalım. Çok mu kan tükürdün?" diye sordum. "Az." dedi. Sesi titriyordu. "Bunlar öncedende olmuştu. Yanlış düşünüyorsun. Sen sorunlu değilsin. Bu küçük bir engel. Ve bu benim seninle çıkmama engel değil. Eğer seninle çıkıyorsam zaten her şeyi göze almışımdır. Sen bizim için bi yük değilsin. Ama şunuda bil. Durumun kötüye gidiyor. Anneni aradık. Herşeyi biliyo. Sana bir doktor ayarlicak. Bak korkman gereken hiç bir şey yok."dedim. "Anneme niye söylediniz." dedi. "İleride çocuğumuz olunca ona bir şey olursa sende öğrenmek isteyeceksin. Babası olarak bende isticem tabii." dedim. Güldü. "Bak böyle gül tamam mı. Ben senin her zaman yanında olucam. Sen beni sevmesende ben seni hep sevicem. Seni seviyorum." dedim. "Bende seni çok seviyorum." dedi. Rahatlamıştım. "Ama bak Defne en ufak şeyde bile bize söyliceksin. Anlaştık mı?" dedim. "Anlaştık. " dedi. Ona biraz daha yaklaştım ve dudaklarımız birleşti. Ayağa kalktık. Sarıldık. "Hadi yeter bu kadar romantizm. Hazırla bavulunu İzmir'e gidiyoruz." dedim. "Sen nası bi öküzsün ya." dedi ve yastık fırlattı. Seviyom ya bu kızı

     

Bizim TayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin