1. bölüm - Dönüş

22.4K 540 40
                                    

( Defne'den )

 5 yıl. Tam tamına 5 yıl geçti. Ömere dayanamayıp her şeyi anlattım. Türkiyede bir tasarım yarışmasında İtalya için bir burs kazandım ve Milano'ya okumaya geldim. Son konuşmamızda Ömer beni çok kırdı. Çok çirkin laflar söyledi. Türküden gitmeden önce benimle konuşmaya denedi ama ben onu dinlemeyip uçağa bindim. İtalyaya geldiğimden 1 ay sonra hamile olduğmu öğrendim. Hamileliğim çok zor geçmişti. Yanımda sadece Selim ( dizideki Selim'le alakası yok) , Can ve Zeynep vardı. Kursta bir gruptuk ve şimdi ortak bir şirketimiz var. İsmi ''Rosso''.  Türkçe Kızıl. Şirket çok çabuk buyudu ve şimdi en büyük dünya markalarından biriyiz. Tabi Passionil ile. Ben ayyakkabı tasarlıyorum, Zeynep kıyafet ve erkekler finansal işlere  bakıyorlar.  Ama Ömer ve Sinan bey şirket ortağı olduğumu bilmiyorlar. Sadece dört ortak olduğumuzu bliyor. Nasıl İso, Serda ve Nihan'la isem öylede Zeynep, Can ve Selimle'yim. Bir de oğlum. Benim en değerlim. Serkan bir kaç kere babasını sordu bende Türkiyede iş için olduğnu söylemiştim. O da tatmin olmuşçasına bir daha sormadı. 

Şu an gözlerim yine doldu. Geçmişi hatırlayınca hep böyle oluyor. Neyse kendimi toparlayıp cizime devam etmem lazım.

( Ömer'den )

Özledim. Hem de çok özledim. 5 yıl oldu onu görmeyili, koklamayalı ve dokunmaylı. Kızıl sonyam gittiğinden beri eski Ömerim. Hatta daha beteri de. Sadece Sinanı ve Korayı affettim. Ne yengemi ne de amcamı görmek istemiyorum. Ustama gittiğimde bir-iki kere İso ile karşılaştım. Onunla konuşuyorum. Hatta çok iyi dost olduk.

Ben yine böyle geçmişe daldığımda Sinan içeri girdi.

S: Hazırlan ortak Rosso'nun ortaklarından biriyle konuştum. Türkiyeye daha da büyümeye geliyorlarmış. Burada mağza açmak düşünüyorlarmış. Bende bir gelsinler konuşalım dedim. Belki bizim de işimize yarıyacak.

Ö: Rosso? Şu çabuk yükselen şürket değil mi?

S: Aynen öyle.

Ö: Ya bırak Sinan ya şurda bir yıl oldu. Bir yılda ne kadar tecrübeli olabilirler ki. Hem sahipler kimmiş?

S: Aslında bende bilmiyorum. Sadece dört kişi olduklarını biliyorum. İki kadın birisi ayakkabı tasarımcıymiş diğeri de kıyafet. Ve erkekler finansal işe bakıyorlar. Şimdi de Can diye biriyle konuştum ama sadece onun ismini biliyorum diğerlerini bilmiyorum.

Ben  tam bir şey diyecekken kapı gürültüyle açıldı. Tabiyki koskoca Koray Sargın. Sinan da Korayı görünce ''tamam o zaman arıyorum gelsinler'' deyip çıktı. Ben ise sadece oflamayla yetindim.

( Defne'den )

Birden kapı açıldı ve içeriye Can girdi. 

C: Ya Defne ben sana bir şey söylicem.

D: Söyle canım dinliyorum.

Can başını kaşıyıp konuşmaya başladı.

C: Hani sen demiştin ya ''Sinan ile konuş Ömer hayatta kabul etmez benden iyi mi tanıyacaksınız'' diye. He işte. Hadi hazırlan yarın Türkiyeye dönüyoruz. Ömer zor da olsa kabul etmiş öyle dedi Sinan.

Bunu duyunca donup kalıyorum. Nasıl ya? Ben nasıl Ömerin karşısına çıkacağım? Daha önemlisi İstanbula gidince Serkan sormayacak mı ''babamın yanına niye gitmiyoruz'' diye? Ben bunları düşünürken Can yine konuştu. 

C: Merak etme Ben Serkan ile konuşacağım. Deyip gülümsedi.

Can odadan çıkınca sesli düşünmeye bailıyorum.

D: Tamam da ben Ömerin karşısına nasıl çıkacağım? Of Defne ne diye atıp tutuyorsun Ömer hayatta kabul etmez diye. Al sana şimdi. Tamam Passionis bizim için çok büyük bir şans ama... Ömer... Onu hala deliler gibi seviyorum. Hadi bakalım dönüyoruz.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Eveeet! İlk bölüm. Sizce nasıldı? Çok mu kısa oldu?

Yorumlarınızı ve Votelerinizi bekliyorum. 

Yb yarın yazabilirim :)

                                                                                                                                                             



Yeniden Aşk (DefÖm)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum