Hazal içinde aynı şeyler geçerliydi. Aynı anda başlarını kaldırıp birbirlerine baktılar çünkü aynı anda konuşmuşlardı.

"Sorun yok."

İkisinin çakışan bakışları Kenan'a hiç iyi gelmiyordu. Anlamadığı bir şekilde sertti kadın. Derdi neyse öğrenmek istedi, sadece kendine yapılan bir tavırdı, bunu görebiliyordu.

"İmzalayalım," dedi Hazal, Hilal'e dönüp gülümsedi. "İstediğiniz tarihte elinizde olacak."

"Buna şüphem hiç olmadı." Hazal sevgiyle gülümsedi. Sosyal alanlarda pek çok kez görüşüp, sohbetler etmiş olan iki kadın birbirlerine karşı her zaman saygı ve samimi yaklaşım sağlamıştı.

"Sizinle çalışmak beni hiç yormuyor Hilal, istediğiniz kadar anlaşma yapabiliriz."

"Aynı şey bizim içinde geçerli, sorunsuz iş en sevdiğim iştir ve seninle bizde her anlaşmaya imza atarız."

Hazal imzayı atarken yan dönüp gülümsediğinde Kenan kızıl bir gölgenin etrafını sardığını hissederek buz gibi oldu.

"Bir öğlen yemek yiyelim?" dedi Hazal.

"Olur, haberleşiriz."

Kendisi yokmuş gibiydi. Kadın onun varlığını yokmuş gibi hissettiriyordu. Bundan hoşlanmamıştı. Erkek olarak algılamıyordu aslında, kibar bir hareket olmadığını düşündü. Hazal'ın dosyayı kapatıp uzatmasını izlemedi. Yardımcısının uzattığı başka bir dosyayı Hilal'in ününe sürdü Hazal.

"Yeni tasarımlardan." Hilal dosyayı Kenan'ın uzattı. "Bu işle Kenan Bey ilgilenecek, seçimler ona ait."

Kenan diğer dosyalara tek tek imzasını atarken dudaklarını sağa sola kıvırdı. Göz ucuyla kadına baktığında bundan hiç hoşlanmadığını hissetmesi hiç zor değildi. Keskin mavi bakışlar çakıştı. Kapattığı dosyayı kenara alıp tasarımlara göz atmaya başladı.

"Benim favorim olan bir tane var içlerinde, tavsiye ederim." Hazal'ın sözleri bitmeden Kenan bir çizimi yengesine uzattı. "Bu güzel."

"Evet, güzelmiş. Senin favorin hangisi Hazal?" diye soran Hilal'in elindeki kağıda baktı. "Elindeki çizim," dedi. Diğer yardımcısının açık olan bilgisayarı alıp Kenan'a uzattı. "Buradan net görebilirsiniz, Kenan Bey."

Sonunda kendisini fark etme eğiliminde olan kadına bu kez kendisi pas vermedi. Sessizce bilgisayarı önüne çekti. Gerçekten de üç boyutuyla fincan canlı gibi görünüyordu ekranda. Reklam için enfes bir üründü. "Çok beğendim," derken Hazal'a dönmüştü. Hemen sonrasında yengesine çevirdi bilgisayarı. "Sence?"

"Çok zevkli, ben de beğendim."

Hazal gülümsedi. Kendi bilgisayarından Kenan'ın önündeki bilgisayara başka ürünler aktardı. "Kahve kavanozlarınız, tasarımlar orijinal ve henüz kimse de yok."

Toplantının içine çekilmiş, konuşmalar su gibi akmıştı. Her iki tarafta memnun bir şekilde kalktı masadan. Hilal ile sohbeti bitiremeyen Hazal, onlara asansöre kadar eşlik etti. Kenan'a elini uzattı ama Hilal'e sunduğu gülümseme yine kaybolmuştu yüzünde.

İnce beyaz eli elinin içine alarak haddinden fazla sıktı Kenan. Bile bile yaptığı bu eylemi neden icra ettiğini bilmiyordu. Ama içinden kadını sinirlendirmek gibi saçma bir his geçiyordu. Ki, bunu başardığını kısılan gözlerden anlayınca nazikçe gülümsedi ve elini bıraktı. "Sizinle çalışmak güzel olacak."

"Sizinle de öyle, söylemiştim." Hazal elini çekip yanına saldı. Adamın sıcak dokunuşu avuçlarının arasında hâlâ duruyordu. Hilal ve Kenan asansörde gözden kaybolunca elini yumruk yaparak açıp kapattı. Avucuna bakarak gözlerini yumdu. 'Bu neydi?' diye mırıldandı kendi kendine. 'Aşırı sıcaktı.'

Kalp Sonunu Kendi Seçer Onde as histórias ganham vida. Descobre agora