Yanında olan kadının aklında başka bir erkeğin olması sinirlerini geriyor, kalbini kıskançlıkla dolduruyordu ve Ruken daha hiçbir şey görmemişti. "O senin neyin, Ruken?"

"Şu an eski sevgilim, döndüğümde sevgili olmaya söz verdiğim adam. O benim ilk ve belki de son aşkım. O bende çok şey, pek çok şey."

Göğsünün ortasına alevli bir mızrak yemiş, yanıyordu. Kıskançlıktan başka bir şey olamazdı. Bir aya sığan arkadaşlığın getirisi mi yoksa Ruken'in önüne geçilmez çekimi mi? Oğuzhan ona alışmıyordu ama Ruken ona alışıyordu ve bu alışkanlık onda nereye oturacak ikisi de bilmiyordu. Ruken bir krizin eşiğinde, Oğuzhan ise o krizi fırsata çevirme derdindeydi.

Aşkta her yol mübahtı...

"Peki ben?"

Elleriyle saçını geriye taradı, nefes alırken Oğuzhan onu serbest bıraktı. Sözcükleri toparlamasını bekledi kadının. En az acıyı diledi, o o diye başlayacaktı şimdi.

"Bu kadar sevimli olmayabilirdin, ben bu evde bir hanzo ile çalışabilirdim, odamın kapısını kilitleyebilirdim sana güvenmezdim. Benim her kahrımı çekmemelisin, bana mütevazi olmamalıydın, her dediğimi istisnasız yapmamalıydın, bir de öyle gülmesen ve benimle sohbet etmesen her şey daha kolay olabilirdi. Kahveyi benim gibi içmesen, çay bardaklarımız bile aynı olmasa, işimize bu kadar aşık olmasak mesela, seni itici kılacak tek bir şeyin olmalıydı. Ama yok! Kahretsin ki yok ve sen ve o çenedeki gamze bir günah kadar çekicisiniz! Ben o yasak meyveye ulaşmak isteyen Havva gibi hissediyorum."

Bir ayak mesafesi yaklaştı, tepeden bakıyor, baktıkça kalbinin içinde yeşeren filizleri sayıyordu. "Başka?"

Boğuk sesle o ateşli kadının içindeki bir kıvılcım çaktı, bir adım geriledi. Konuyuda adamı da bu raddeye kendisi getirmişti. Cesaretin bam teline basıyordu bu gece, sonunu hiç düşünmeden. "Kendimi hissediyorum, kadın olduğumu, seninle konuşurken kendim olduğumu ve hiç çekinmediğimi... Bana ne yapıyorsun?"

Asıl sorunun Ruken'in hiçbir şey yapmadan ona ne yaptığı olmalıydı ama hakkını elinden almıştı genç kadın. "Şimdi ben seni öpersem bazı şeylerin dönüşü olmayacak, bunu biliyorsun." Açılan arayı bir adımda kapattı ama Ruken bir adım daha geriledi.

"Biliyorum, kafam daha çok karışacak ama en çok vicdanım."

"Sen onu sevmiyorsun."

"Seviyorum." Kendine yaklaşan adamdan bir adın daha geriledi. Karanlıkta nereye gittiğini bilemiyordu ama ters istikamete gitmek isteyen ayaklarını geri geri götürüyordu.

"Sen aşık değilsin."

Gözlerini yumdu, sıkıca. Çözemiyordu, aradaki farkı bulamıyordu. "Korkuyorum."

"Neden? Ondan başka birine hisler beslemek seni korkutuyor mu?"

"O ihanet edilecek bir adam değil, ben bu damgayı yiyemem."

"O senin eski sevgilin."

"Dönünce söz verdiğim. Bu evin dışında bir hayatım var, sen bu evin içinde kalacaksın. Ayrıldığımızda hafızamda her şeyi götüreceğim ve onun yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Bu konuşmanın bile olmamış olması gerekiyordu."

"Ben sana söyleyeyim Ruken," dedi fısıldadı tepeden, kadının saçları arasına. "Ona baktıkça beni göreceksin, ona dokunamayacak, gülümseyemeyeceksin bile. Sen ondan gideli çok olmuş ama bunu göremiyorsun. Bir kadın iki farklı erkeğin yanında kadın olduğunu hissedemez, senin gibi asil bir kadın bunu yapamaz. Biz bu evde ne yaşarsak yaşayalım, o sende bitti."

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin