"Bana uyar, ben de altı da uyanıyorum, gece on ikide uyurum en geç bir."

"Ben de öyle... yemekleri ve dinlenme saatlerini de hesaplarsak akşam sekiz dokuza kadar çalışabiliriz."

"Kabul ortak."

"Seninle güzel anlaşacağız ortak."

                                          🖤

İstanbul...

Gece kulübüne adımı atar atmaz renkli dünyanın içine seve seve çekildi. Seviyordu Kenan eğlenceyi, bunu etrafındaki insanlar bilirdi. Her gece dışarıda olsa neden evde değilsin diyen biri olmazdı.

Arkadaşlarını görünce o yöne ilerledi. Rose Continent'in locaları arasından geçerek ulaştı arkadaşlarına. Hepsi okuldan eski arkadaşlarıydı. Hepsini severdi Kenan, hiçbiriyle bir sorunu olmamıştı.

Yerine oturduğunda, "Nasılız beyler?" diye sordu. Üç arkadaşından Selim isimli olan gülümsedi. "Biz iyiyiz sen?" dedi. Ruken'in gidişini sorduğunu anlamıştı Kenan.

"Özlemlerdeyim ve daha bugün gitti, ne zaman döneceği de belli değil."

"Oğlum siz on seneyi devirmişsiniz bir on senenin daha lafı mı olur?" dedi Serhat adlı arkadaşı.

Kenan ona göz devirdi. "On seneyi kapatmak için artık bir şeyler yapmam gerekiyor ama bu kez de o gitti."

"Bir kadınla on sene," diye mırıldandı Mehmet isimli arkadaşı. "Ne aşkmış sizdeki..."

Kenan'ın hoşuna giden sözler gülümsemesine neden oldu. "Beş yıldır arkadaşız ve şimdi geçen zamanı nasıl tersine çevirebiliriz onu düşünüyoruz."

"Düşünmek?" dedi Selim. "Bunun nesini düşünüyorsunuz? Akışında boğulmanız gerekmiyor mu?"

Dudak büktü Kenan. "Akışa kapıldık zaten, devam ediyoruz ama hâlâ sevgili moduna giremedik."

Selim yan bir bakış atıp düşünceli bir şekilde arkadaşına baktı. "Kenan, siz arkadaş olmaya çok mu alıştınız, yani aşk treni kaçmış olabilir mi?"

"Saçmala Selim, öyle olsa başka bir kadına ilgi duyardım o da başka bir adama ama biz yıllardır birbirimizi bekliyoruz."

"Selim'e hak vermemek elde değil, farkında olmayabilirsiniz. On sene evli kalan insanların bir kısmı birbirine aitmişçesine alışabiliyor," dedi Serhat.

"Adamın aklını karıştırmayın," dedi Mehmet. "Seviyor, bunu hepimiz biliyoruz. Haklı buluyorum ben her ikisini de. Sonuçta evlilikle taçlanacak bir hayatı paylaşacaklar."

Selim ve Serhat, Mehmet'in sözlerini dikkate alarak sessizliği tercih etti. Kenan da buna memnun oldu. Aklını karıştıramazlardı onun, Ruken bir yana dünya bir yanaydı.

Çalan müzikleri beğenmeyen Kenan yerinden kalktı. "Ben bu gece DJ olmak istiyorum. Bana da iyi gelir belki yoksa yat kalk ne zaman dönecek diye kafayı yiyeceğim."

"Yaparsın, mekânsizin, istek parça çal bari," dedi Selim. Kenan'ı gülümsetti. "Kafama göre, kafama."

Önce Fırat'ı bulup iznini alan Kenan müziklerin yayıldığı alana geçti. Kulaklığını takıp biraz yukarıda  sayılan alandan aşağıya baktı. İnsanlar kendince eğleniyordu. Onları biraz daha coşturabilirdi hatta fazla coştururdu. Eğlence zaafının ona hediye ettiği bir yeteneğin sahibiydi. Kulüp ağzına kadar doluydu, pist de kalabalıktı. Kendini müziğe kaptırmış, yaptığı işten büyük haz almış vaziyette düğmelerle dans ediyordu.

Kalp Sonunu Kendi Seçer Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum