İmrenerek bakan adama kaldırdı başını. "Ya sen, senin ailen?" Sormaması gerekiyordu belki ama sormak istiyordu.

"İki kişiden oluşan bir ailem var. Evli değilim ve hiçbir zaman kalabalık bir ailem olmadı. Sen anlatırken imrendim."

Anne babası, hiç degilse sevgilisi olarak algılayıp daha fazla soru sormadı. "Yanınızda kim varsa ona alışıyoruz, benim kalabalık senin az sayıda olan aileniz belki de bize uygun olandır."

"Ailenin topluca üç kişiden oluştuğunu hiç düşündün mü?" Başını yana yatırıp, sorusuna gelecek cevabı keyifle bekledi.

Hayatında ablaları, abisi, yeğenleri ve aile dostları olmadığını düşündü ve buz kesti. "Çok zor, hiç düşünmedim yani su ana kadar. Kardeşler olarak dahi kalabalığız."

"Sanırım bu konuda beni anlayamayacaksın. İnsanın gözü kapalı güveneceği bir kız veya erkek kardeşi olmalı, ben bunun yükünü çok yaşıyorum çünkü annemle her şeyi konuşamıyoruz ve kabul edersin ki zorlu bir hayatımız var. Baen hiç tereddüt etmeden konuşmak istiyorum ama büyük bir boşluğa denk geliyorum."

Ruken'in kaşları havalandı. Kardeşleri bir kenara etrafında onlarca güveneceği insan vardı. "Hiç arkadaşın veya dost dediğin kimse yok mu?"

Oğuzhan dudaklarını büküp etrafına bakındı. "Var tabii. Ama hiç amca, dayı olamayacağım. Arkadaş, dost ve aile, kan bağı önemli."

Adama bakan gözlerinde merhamet ışıkları yanıp söndü ama Oğuzhan bunu görmedi. "Üzücü ama sormak istiyorum; akrabanda mı yok? Uzak, yakın?"

"Var." Başını kaldırıp Ruken'in gözlerinin derinlerine inerek uzun süre baktı. "Ama sokakta görseler tanımazlar. Varlığımı unutmuş bile olabilirler, bunun için onları suçlamıyorum. Senin uzak akrabaların da dahil mi anlattığın insanların içine?"

"Pek değil. Annem tarafından akrabalarımla abim ve babam görüşmemizi istemiyor, onlar da bize meraklı değiller. Annemin amcasının çocukları var, bir yerde kuzeniz lakin abim onlardan haz etmiyor. Çok takip etmiyorum da, nerede ne hâldeler bilmem, karışık aile meseleleri... Büyükbabamın, büyükannemin hayatta olmadığını biliyorum. Babam tarafından ise bildiğim birkaç kişi dışında yok ve yine içli dışlı değiliz. Hiç amcam yok, bir halam var. Bunların dışında bilgim yok. Pek konuşmazlar ne abim ne babam."

"Nerelisin?" diye sordu Oğuzhan, bildiği hâlde.

"Adana."

"Adanalıların çılgın insanlar olduğu bilinir," derken alttan gülümsediğini gizlemeye çalışıyordu. Ruken bunu fark edince kahkaha attı. Gülüşü yüzünde donan adam kadının dalga dalga sesiyle gülüşündeki tınıları keyifle içinde hissetti.

"Güldüğünü görebiliyorum ve evet biraz çılgın bir aileyiz, abimi tanısaydın zaten bu sözleri duymazdım. Gerçi anne tarafımdan İzmir'liyim ama ruhunda Adana dolanıyor. Ya sen?"

"Bilmesen senin için daha iyi olabilir. Ben senin kadar masum değilim yazılım dünyasında." Bu şekilde kendini saklama gereği duydu. Bunun da başka türlü bir yalan olduğunu bile bile...

Sedat Bey'in sözlerini anımsadı Ruken. "Tahmin etmeye çalışıyorum. Peki, o zaman programımızı yapalım, ne dersin?"

"Olur, saat kaç gibi uyanıyorsun?"

"Saat altı da uyanıyorum, işe gitmek derdim olmadığından,  makyaj, giyim sorunum da olmayacağına göre bir saat daha uyuyabilirim derdim ama alışık bünye zaten uyanacağım. Kahvaltıyı da hesap edersek yine saat yedi de başlayabiliriz."

Kalp Sonunu Kendi Seçer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin