Karanlık mı? Bitecek

Start from the beginning
                                    

Masada duran telefonum çalmaya başlayınca ağır adımlarla ilerleyip telefonu aldım tanımadığım bir numaraydı umursamayıp kapattım. Aynı numara ısrarla aramaya devam edince açmak zorunda kaldım

"Alo?"

"Meraba Zeynep?"

"Kiminle görüşüyorum?"

"Benim Necati abin"

"Buyur abi önemli bir şey mi oldu?"

"Burada bi adam var ısrarla seni aramamı önemli bir şey olduğunu söyledi bende dayanamadım" demesiyle bi patırtı koptu ve telefondan bir ses yükseldi

"Zeyşan ben Fırat! Ateş yaşıyor Zeyşan! O burada" demesiyle bütün dünya durdu sanki başımdan aşağıya dökülen kaynar su  ayakta durmamı engelliyordu.

"Beni dinle! Kimsenin haberi yok tehlikeli bi durumda Demir'e ulaşamıyorum yardıma ihtiyacım var!" dediğinde telefonu suratına kapatıp hızlıca Baran'ı aradım

"Alo Zeyşan bir şey mi var?"

"Ateş yaşıyor!"

"Ne diyorsun sen?"

"Abime haber ver Fırat onun yerini biliyor desteğe ihtiyaç var bir şekilde Fırat'a ulaşın buraya da araba yolla acilen" dedikten sonra telefonu kapattım. Yavaşça koltuğa oturdum ve öylece bekledim. Birinin beni bu bilinmezden kurtarması lazımdı hemde hemen...

Telefonum tekrar çalınca kim olduğuna bakmadan açtım

"Alo"

"Zeyşan Demir bana ulaştı sizin evde bekleyeceğim sizi kendine hakim ol Ateş'in iyi olduğunu biliyorum"

"Tamam" dedikten sonra telefonu kapattım. Gözümden akan yaşı elimin tersi ile sildim. Yüreğim yeniden acımaya başlıyordu onsuz günler bitecek demekti bu...

1 saat sonra çalan kapıyla Baran'ın adam gönderdiğini anladım hemen kapıyı açıp arabaya doğru ilerledim. İstikamet belliydi hava limanı...

Bir kaç saat geçtikten sonra hava limanına gitmediğimizi anlayınca 

"Nereye gidiyoruz? Baran size söylemedi mi?"

"Bora'nın yanına gidiyorsunuz?" dediğinde ikinci şokumu yaşıyordum. Nasıl olur ya?

"Bakın beni dinleyin Ateş ağanız yaşıyor şuan İstanbul'a eğer siz engel olmasaydınız onun yanına gidecektim beni dinleyin hemen İstanbul'a gitmemiz lazım"

"Ağamız çoktan öldü, artık Bora ağa var o ne derse o olur kusura bakmayın" dedikten sonra zorla bir bezi ağzıma kapadı zaten sonrada benim gözlerim kapandı....

*******************************************

Gözlerimi bilmediğim bir yerde açtım. Bembeyaz bir yer ve güzel bir koku... Ayağa kalktığımda duvarda asılı olan kendi fotoğraflarımı görünce şaşırdım. Yaşadıklarım aklıma gelince hızla kapıya yöneldim. KİTLİYDİ....

Lanet olsun yine kitli bir kapı ve ben yine hiç bir şey yapamıyorum. Sinirle etrafımda bulduğum şeyleri fırlatmaya başladım. Biri beni duyup gelmeliydi. Fazla uzun sürmedi de kapı açıldığında karşımda duran Bora'ya yaklaşıp

"Senin canını alacağım!" dediğimde kahkaha attı ve

"Kendinize gelmişsiniz prenses. Özlemiştim seni" deyip  bana sarılıp kokladığında hızla onu itip tokatı yapıştırdım

"Sen ne yaptığını zannediyorsun!"

"Yeter artık! Bitti her şey sen benimsin bunu kabul et benim kadınım olacaksın!"

O BENİM ABIMWhere stories live. Discover now