''Şimdi babam gelecek gerçekten öleceksin,'' deyip istemediği halde Vatan'ın kolları arasında debelenmeye başladı ancak bu genç adamın kendini biraz daha ona bastırmasından başka bir işe yaramadı.

''Gurur'um kıpırdanma.''

''Ya, nedenmiş?''

Vatan, Gurur'un kokusunu bir kez daha içine çekip ''Çünkü sen kıpırdandıkça içimde bir yerler kıpırdıyor,'' diye söylendi.

Genç kız, aklına gelen şeyle Vatan'ın karnındaki ellerini çimdiklemeye başladı.

''Bırak beni sapık!''

Kaşlarını çatarak Gurur'u bıraktı ama geri çekilmedi genç adam. Sevdiği kız yüzünü ona dönüp sırtını tezgâha dayadığında aralarında yok denecek kadar az bir mesafe vardı. İki gencin de gözleri kesişip nefesleri birbirine karıştığında genç kızın aklında hiçbir şey kalmamıştı.

Vatan, sevgilisinin yüzünü avuçları arasına alıp onun çenesine masum bir öpücük kondurdu. ''Kime sapık dediğine dikkat et Gurur'um. Ben sadece beni heyecanlandırdığını söylemeye çalışmıştım,'' deyip genç kızı bıraktı ve birkaç adım geriledi. Gurur o öldürücü yakınlığın etkisinden çıkamadığı için olduğu yerden kımıldayamazken, Vatan dudaklarına yerleşen sırıtışla birlikte genç kıza tekrar yaklaşıp tam dibinden mutfak rafına uzandı ve çay kavanozunu eline aldı. Genç kız oldukça yakın gerçekleştirdiği bu hareketi Gurur'un yüreğini hoplatmaya yetmişti.

''Bilerek yapıyorsun değil mi?'' duyduğu soruyla omuz silkti genç adam.

''Neyi Gurur'um anlayamadım?''

Gurur, ondan uzaklaşan Vatan'ın yanına gelip omzuna dokundu ve genç adamın ona bakmasını sağladı.

''Böyle koklamalar, öpmeler, yaklaşıp sarılmalar... Bilerek yapıyorsun.''

''Gurur'um sorunun saçmalığının farkında mısın? Tabii ki de yaptıklarımın bilincindeyim. Yoksa sen, 'Sütü fazla kaçırmışım, hatırlamıyorum,' mu dememi istersin?''

Vatan'ın omzuna yumruk atıp ''Dangalak!'' dedi genç kız.

''Bana bilmediğim bir şey söyle. Aa ya da dur Gurur'um ben sana kabul etmekte zorlandığın bir şeyi söyleyeyim.''

Vatan, kurduğu cümlenin ardından Gurur'un yüzüne yaklaşıp genç kızın gözlerini kapatmasına neden oldu. Sevdiği kızın çenesine küçük bir öpücük daha bırakıp dudaklarını genç kızın kulağına yaklaştırdı.

''Beni seviyorsun,'' hızla genç kızın kulağının altını öpüp geri çekildi. Her an şahsına olabilecek saldırıları engelleme niyetiyle elindeki çay kavanozuyla ocağa ilerledi. Çay demliğinin üstüne tepeleme çay döküp hâlâ sesini ya da tekmesini duyumsamadığı Gurur'a bir bakış attı. Genç kızın aynı yerde bu sefer sırtı tezgâha, yüzü ona dönük şekilde hareketlerini izlediğini gördü. Kavanozu tezgâha bırakıp sevdiği kızın önüne geldi. Bir eli hemen onun saçlarını bulurken diğer elini de tezgâha dayamıştı. Onlar için uzun ama zaman kavramında oldukça kısa sayılabilecek bir sürenin ardından Gurur'un ''Seni sevmiyorum Vatan,'' cümlesi düştü ortalığa. Genç adam bu cümleyi üstüne alınmazdı eğer Gurur cümlenin sonunda adını söylemeseydi. Yine de duruşunu bozmayıp ''Beni çok seviyorsun o zaman,'' dedi.

Genç kız başını olumsuz anlamda salladı.

''Hayır, hiç sevmiyorum.''

Duyduğu cümleyle kalbine yeni bir ağrının girmesine engel olamadı Vatan. Boğazı düğümlenip gözleri dolmaya başladı. Kulaklarında çınlayan kelimelerden onun için en ayırt edicisi ''Hiç,''ti. 'Hiç mi hiç sevmiyorsun?' diye düşündü ama bu sorusu sese düşse şuan ki kadar güçlü duramayacağının da farkındaydı. Bu yüzden susuyordu. Gurur'un birden gülmeye başlamasıyla afalladı. Genç kız ellerini Vatan'ın yüzüne yerleştirdi ve sevgilisinin yanaklarını sıkmaya başladı.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Where stories live. Discover now