Bölüm 100: Final

25.4K 1.5K 1K
                                    


Kaybettiğin şeylerin acısının zamanla geçeceğini söyleyen her kimse, bir kez daha onun yalancı olduğuna inandım.

Birini kaybetmenin acısı geçmiyor. Kaybettiğin kişiye duyduğun özlem geçmiyor. Ona duyduğun bağlılık geçmiyor. Geçen şey sadece zaman. O da sadece geçiyor zaten.

Getirdiğim iki tane papatyayı Dexter'ın adının yazdığı taşın önüne bırakıp ayağa kalktım ve artık her santimetrekaresini ezberlediğim patikayı takip ederek arabamı park ettiğim çıkış kapısına ulaştım.

Çantamdan arabanın anahtarlarını çıkarırken Ariana'nın arkamdan gelip seslendiğini duydum.

"Clara?" dediğinde ona döndüm.

"Efendim?" dedim güçlü durmaya çalışarak. Yalnız kalmak istiyordum bir an önce.

"Nereye gidiyorsun? Birlikte bir şeyler yapardık belki."

"Eve gideceğim, yalnız kalmak istiyorum." Dedim ağlamamak için alt dudağımı ısırırken. İnsanların önünde ağlamayı tam da iki sene önce bugün bırakmıştım. En yakınım bile olsalar kimsenin önünde ağlamamaya çalışıyordum artık.

'Ben üzgün değilim Clara, sen de üzülme.'

"Ne yapacaksın ki yalnız başına?" diye sorduğunda Nick de yanımıza gelmişti.

"Uyurum belki." Dedim omuz silkerek. Yapacağım son şey uyumak olurdu büyük ihtimalle.

"Clara-" diye başlayacak olsa da Nick durdurdu onu.

"Tamam, kendini dinlendirsin biraz." Dedikten sonra bana döndü. "Bir şeye ihtiyacın olursa telefonum açık, beni ara."

"Tamam, teşekkür ederim." Dedim. Eski Clara olsa gülümserdi bile belki ama artık dudaklarım sadece konuşmak için hareket ediyordu.

"Dikkatli ol, gidince mesaj at." Dedikten sonra arabamın kapısını açtı geçmem için.

"Tamam." Dedim koltuğa oturup. "Görüşürüz."

Nick gülümsemeye çalışarak kapıyı kapatıp elini Ariana'nın beline dolayarak birkaç adım geri gitti. Ben de başımı mezarlığın girişine çevirmemeye özen göstererek buraya geldiğim anayola çıktım.

Şu an tamamen yalnızdım, kendime verdiğim sözü çok iyi tutuyordum iki yıldır ama bir anda görüşüm bulanıklaşınca arabayı yolun kenarına çektim. Anahtarı çevirip arabayı tamamen durdurunca direksiyonu sıkıca tutan parmaklarımı gevşetip saçlarımın arasından geçirdim.

Sakinleşebilmek için derin derin nefesler alıp gözlerimi kapattım. Eğer şimdi burada ağlamaya başlarsam duramayacağımı biliyordum ve benim en kısa zamanda eve gidip yalnızlığımla baş başa kalmam gerekiyordu.

"Sakin ol Clara." dedim kendi kendime. Bu cümleyi çok sık tekrarlıyordum bu aralar. "Sakin ol."

Kalbimin ritmi yavaş yavaş düzelmeye başladığında gözlerimi açtım ve tekrar arabayı çalıştırdım. Eğer normalden biraz daha hızlı gidersem iki dakikayı bulmazdı eve gitmem. İki dakika sonra kendimi bırakabilirdim acının o tanıdık kollarına.

Hesaplamamda yanılmayıp iki dakika sonra arabayı evin önüne park ettiğimde yağmur çiselemeye başlamıştı. Birlikte ağlayacağız, diye düşündüm. Ne güzel.

Titreyen parmaklarımla biraz güç de olsa kapıyı açmayı başardım ve evde kimin olup olmadığına bile bakmadan odama çıktım koşarak. Kapıyı arkamdan kilitlediğimde dizlerim daha fazla beni taşıyacak gücü bulamadı ve kapının önüne çöktüm.

Sakin Ol Clara.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin