EKİP ÇALIŞMASI

804 105 52
                                    

İçimi az da olsa güven hissinin kapladığını hissettim. Arkamda birilerinin olması beni rahatlatmıştı. Gözlerimi Bill'in korkusuz bakışlarından çekerek ikizlere yönlendirdim. Buraya kadar ölmeden nasıl gelebildikleri hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Aslında mümkündü. Sonuçta GMB enerjisi yayan tek kişi bendim.

Şu an tek yapman gereken işime odaklanmaktı. Detaylar daha sonraya kalabilirdi. Sırtımı yoklayarak vericiyi çıkattım ve konuştum

"Katherina'yı bulmalıyız."

"En alt katta olduğunu düşünüyoruz."

Nereden giddeceğimizi bilmiyordum ama süremiz kısıtlıydı. Andrea gülümsemesini küçük bir sırıtmaya çevirirken bana baktı.

"Binaya girdiğimizden beri asansör boşluklarını ve arızalı odaları inceliyorum. 3.asansör arızalı ve büyük ihtimalle alt kattaki deponun yanına çıkıyor. Halatlardan aşağıya inerek sağındaki duvarı eritmeyi başarabilir isen depoya çıkarsın."

"Oradan sonrasını ben hallederim!" dedim heyecanla birkaç hızlı adım atarak. "Sizinle en alt kattta buluşalım."

Bunu başarabilirdim. Çok geç olmadan sevdiğim kıza ulaşmalı, zarar görmeden buradan çıkartmalıydım. Onu bana karşı bir koz olarak görmeleri sinirlerimi bozsa da bir şey yapamıyordum.

Gerçi yanlış bildikleri bir şey vardı değil mi. Zayıf noktam olarak gördükleri Katherina, benim en güçlü yanımdı!

Karşıya odaklandığım gözlerim aradığım asansör ile buluştuğunda hâla şansımın yerinde olduğunu düşündüm. Kapıyı ve tabanı erittiğimde halatlara bakarak iç çekmiştim.

Kendimi dikkatlice halatlardan birine sararak aşağıya doğru dikkatlice kaymaya başladım.

3 kat sonra ayaklarım zemine bastığında Andrea'nın sözünü hatırlamaya çakıştım. Heyecandan hata veren beynim az önce intihar etmiş olmalıydı.

Hangi oda demişti Andrea? Sol?

Elimi havada yatay bir çizgi çekiyormuş gibi hareket ettirerek solumdaki duvarı erittim. Alevlerimin esiri olan duvar yavaşça yok olmaya başlamıştı.

Hay bin sekreter!

Gözleri korkuyla açılmış sarı saçlı bir kız, elindeki belgelerle kalakalmıştı.

Yanlış odaya düşmüştüm ancak artık dönüş yoktu. Kızın çığlıklarını umursamadan kapıya yönelerek koşmaya başladım. Kapıdan çıkar çıkmaz silahlarını bana doğrultmuş adamlarla karşılaştım.

"Ellerini başının arkasına koy!"
Diye bağırdı içlerinden biri.

Dediğini yaparak ellerimi başımın arkasına koydum. Risk alabilecek durumda değildim ve fazla kalabalıklardı. Etrafa bakınarak bir açık yakalamaya çalışsam da olmuyordu. Burada sıkışıp kalmıştım.

Az önce bana bağıran adam arkama geçerek silahı belime dayadı.

"Yürü" dedi iterken.

Her ihtimale karşı tetikte olan diğer adamlara baktım. Benimle aynı anda yürümeye başladılar. Etrafım en az 20 silahlı adam tarafından sarılmıştı.

Umarım Bill ve ikizler yetişmişlerdir diye düşündüm çaresizce. Ya da hayır! Ben yetişecektim!

Karşımdaki ofisin camdan yapılmış duvarına baktım. Bu benim tek şansım olabilirdi. Hızlı bir şekilde koşarak bedenimi camla buluşturdum. Büyük bir gürültü çıkmış, herkes şaşkınlıkla kalakalmıştı. Acıyla koşmaya devam ettim.

GMBWhere stories live. Discover now