STEVEN

1.8K 196 342
                                    

Soğuktu. Yanıyordu. İlk defa bıçaklanmanın verdiği şokla bıçağı tutarak bir adım geri gittim. Bacaklarım titriyordu. Karnıma saplanan bıçağa yutkunarak baktığımda yüzüm korkuyla kasılmıştı. Bu histen kurtulmak istiyordum. Bıçağı çıkartmak istiyordum! 

Elim titreyerek bıçağa gittiğinde adam dışarıya kaçmıştı bile. Eş zamanlı olarak Bill odaya girmişti. Derin bir nefes alıp bıçağı saplandığı yerden çıkarttım.

Dizlerimden bükülerek yere yıkılırken bıçağı elimden bırakmış ve yaranın üstüne bastırmaya başlamıştım. Parmaklarım kana bulanmış haliyle ne kadar çok kan kaybetmeye başladığımı gözler önüne seriyordu. Çıkarmadan önce çok daha az acıyordu, neden çıkartmıştım ki! Şimdi tamamen dayanılmaz bir hal almıştı.

Büyük bir gürültü ve koşma sesleri duydum. Ardından Bill yanıma koşarak doğrulmama yardım etti.

Canım, hiç olmadığı kadar çok yanıyordu. Bıçak acısı kesinlikle kurşunlardan daha keskindi. Yakıyordu. Yutkunamıyordum. Ayağa kalkmaya çalıştığımda istemsizce nefesimi tuttum. Hücrelerimin her biri isyan ediyordu sanki.Bütün gücümle ayağa kalktıktan sonra Bill koluma girdi ve yavaşça odadan çıktık.

Hızlı adımlarla bize doğru yürüyen, yüzünde endişeli bir ifade olan Bay Lucas yanımıza geldiğinde öfkeyle meraklı kalabalığı dağıttı. Ardından diğer koluma girerek yürümeme yardımcı oldu. Kısılan sesime inat konuştum.

"Adam! kaçtı"

Bay Lucas bana baktı.

" Yakaladılar! İçeriye girebildiyse demek oluyor ki yerimizi biliyorlar. Bu nasıl olur anlamıyorum ancak güvenliği artırmalıyız."

İki büklüm şekilde ilerliyordum, bir adım daha atsam düşüp bayılacaktım sanki. Bu kadar derin bir kesik miydi? Yoksa ben mi fazla güçsüzdüm?

Revir bölümüne girdiğimizde başım dönmeye başlamıştı bile. Uykudan yeni uyandığını fazlasıyla belli eden doktor yanımıza geldi.

Bu üsse girdiğimden beri sürekli yaralıydım! Sürekli üzerimde bir baskı vardı. Hayatımı nasıl düzene sokacaktım ben?

Odalardan birine girdik.

Bill ve Bay Lucas dışarı çıktı. Doktor ise gözlerini ovuşturmaya devam ederek yanıma geldi.

"Her gün beni görmezsen için rahat etmiyor galiba" dedi şakayla karışık gülerken. Durumu kavrayamamıştı galiba.

Yüzümü buruşturdum ve cevap vermedim. Sanki ben zevkten geliyordum buraya! Ciddiyetimi fark ettiğinde boğazını temizleyerek yaraya baktı. Saniyeler sonra yüzünü buruşturarak arkasındaki masaya doğru ilerledi.

"Fazlasıyla derin , dikiş atmam gerekiyor"

Zaten acı çekiyordum birde dikiş atılacaktı. Ah ne harika!

Doktor yarım saat kadar dikiş ve pansuman ile uğraştıktan sonra elindekileri masaya bırakarak konuştu.

"Sakın zorlama, zaten derin daha kötü olmasın"

"Tamam" dedim güçsüz sesime inat güçlü görünmeye çalışırken. Kendimi hem fiziksel hem de psikolojik olarak yorgun hissediyordum. Hiç olmadığım kadar...

Ayağa kalktım. Üst üste o kadar çok yaralanmıştım ki bana fazlasıyla ağır geliyordu. Yaşayacaklarımı kestiremiyordum. Bundan sonra neler olacağını tahmin edemiyordum.

Odanın kapısını yavaşça açarken ellerimin nasıl da hızlı titrediğine baktım. Onlar da dayanamıyorlardı, aynı benim gibi. Bill'e doğru bir iki adım attıktan sonra düştüğümü hissettim. Bulanık da olsa tek gördüğüm bana doğru atılan Bill'di.

GMBWhere stories live. Discover now